Bu yüzden seviyorum bu Ben’i, Kasım’lı olmayı arıcalıklı buluyorum.
Uzaklara dalıp kendime bir dünya yaratmayı, orada kalmayı seviyorum. Uydurma hikayeler yerine daha gerçekçi hayaller kurup, dokunduğum hayatlarda onları yaşamayı seviyorum.
Derinlere inmeyi kalemin kağıda vuruşu gibi heyecanlı buluyorum.
Sözcüklerin arasında, taşıdığım sırlara odalar bulmayı, o odaları süslemeyi bazen rengarenk bazen karanlık tutmayı…
Beni “Ben” yapan değerlerimi, güçlü irademi, korkularımı seviyorum.
Acılarımı, kalp ağrılarımı, bende kalanları, benden gidenleri seviyorum. Çıkarlarına malzeme olmadığım insanların gerçek yüzlerini izlemeyi, onları terk edişimi, duyduğum yalanlara inanıyormuşum gibi yapıp gözümde küçülenleri seviyorum. Seviyorum çünkü bana çok şey öğretiyorlar.
Şüpheci olmayı, mesafeli durmayı ama yeri gelince dünyayı saracak kadar omuzları geniş, sevdiklerini kucaklayacak kadar yüce gönüllü olmayı seviyorum.
Dokunuşları ; ruhuma dokunuşları, aklıma dokunuşları seviyorum.
En büyük sığınağım, denizlerin kıyısı ya da sarp kayalıkların mağarası değil aynaya baktığımda gördüğüm…
Beni benden daha iyi koruyabilecek kimsenin olmadığını ya da hiçbir yerin olmadığını bilmeyi seviyorum .
Bugün benim doğum günüm ve ne şanslıyım ki Kendime Yetebilmeyi bu yaşlarda öğrendim. Nelerden taviz verdiğimi önemsemeden geldiğim noktayı sevmeyi öğrendim…