Deprem bölgesindeki 11 şehirde ergenlerin gelişimine yönelik projelerin yetersizliğine dikkat çekiliyor.
Deprem bölgesinde yaşam mücadelesi veren insanlar için hala birçok sorun sürerken, ergenlere yönelik proje çalışmaları yetersiz kalıyor. CİSÜ (Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Hakları) Platformu üyesi Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV) Proje Koordinatörü Asuman Dener, ergenlerin barınma, yiyecek, temiz su, eğitime erişim gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra gelişim dönemi ihtiyaçlarını odağına alan çalışmalara da öncelik verilmesi gerektiğini söyledi.
Bu gibi afet durumlarında ergenlerin gelişim sürecinin çok yönlü olarak etkilendiğini dile getiren Dener, afet süreçlerini inceleyen birçok kaynakta da şiddete, yoksulluğa, yalnızlığa, cinsel istismara ve sömürüye maruz kalma riskinin arttığına değinildiğini belirtti. Dener, Save The Children ve UNFPA tarafından hazırlanan “İnsani Yardım Durumlarında Ergenler için Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Rehberi”ne göre özellikle refakatsiz olan, küçük kardeşlerine bakma sorumluluğu olan, hayatta kalmak için başkalarına bağımlı olanların, sınırlı karar verme ve kendilerini koruma güçleri nedeniyle daha çok risk altında olduğunu hatırlattı: “Kız çocukları, genç kızlar ekonomik güçlükler nedeniyle aileleri tarafından zorla erken yaşta evlendirilmeye veya insan ticaretine maruz kalabiliyorlar. Cinsiyet ve yaşa bağlı güç eşitsizlikleri, afet durumlarında daha belirgin hale gelebiliyor” dedi.
Yüksek risk altında olan ve “kız çocuk-anneler” gibi yetişkin rollerini üstlenmek zorunda kalan ergenlere ek destek sağlamanın çok önemli olduğunun altını çizen Dener, yine aynı rehberde de belirtildiği üzere afet ve kriz durumlarında kız çocukları en riskli grubu oluştursa da uygulanacak programların oğlan çocuklarının ihtiyaçlarını da kapsaması gerektiğini söyledi. Dener, bu alandaki araştırmalara göre CSÜS sorunlarının, ergenlerin yaşadığı sorunların nedeni ya da sonucu olabileceğine dikkat çekerek, “Afet ve kriz dönemlerinde aile ve bakımverenlerinden ayrı kalan, okullarından uzak düşen ergenler, yalnızlaşarak sağlıklı karar alma becerilerini geliştirecek olanağı da bulamazlar. Engellilik, cinsel yönelim, cinsiyet, sosyo ekonomik koşullar, göç, daha da yalıtılmalarına sebep olabilir. Hayatlarının en kırılgan ve kritik dönemlerinden birinde karşılaştıkları krizler, hayata bakışlarını ve gelecek kurgularını da dramatik şekilde dönüştürebilir. İyi olma halini destekleyen, geleceklerini planlamaya yardımcı olacak psikososyal destek programlarına katılan ergenlere, güvenli ilişkiler ve cinsel davranışlar konularında bilgi aktarımı, eylemlerinin sonuçları hakkında sorumluluk alma üzerine düşünme, müzakere etme gibi yaşam becerilerini destekleyici çalışmalar yapılması önemli” dedi.
Sahada çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşları ile psikolojik danışman ve rehberlik uzmanlarından alınan saha geri bildirimlerinin, doğrudan ergenler ile yürütülecek çalışmalara duyulan ihtiyacı desteklediğini belirten Dener, ergenleri birbirleriyle buluşturacak güvenli alanlar yaratmanın ve bu alanlarda yürütülecek çalışmalara CSÜS programlarını da dahil etmenin önemini vurguladı. Dener, ergenlerle yürütülecek programlara özbakım, mahremiyet, güvenli ilişkiler, ergenlik dönemi değişimleri gibi konuların dahil edilmesi ve bu çalışmaların ergenlerin katılımı ile tasarlanması gerekliliğine değindi.