İnsanın yaşadığı hayata dair kendine özgü söyleyecek sözü olmalı. Sağdan soldan, devşirme ya da alıntı olmayan düşüncelerle de ifade edebilmeli insan kendini. Hayat her zaman size yön vermemeli, siz etken bir şekilde hayata dâhil olup gerektiğinde onunla hesaplaşabilmeyi becerebilmelisiniz, yeri geldiğinde ona siz yön verebilmelisiniz. Çünkü “birey” olabilmenin gereği budur. Hayata değer katabilmektir anlamlı olan. Ben de yaşadığım olayların etkisinde kalarak, aforizma ya da özlü söz ve düşüncelerimle, küçük paragraflarla kendimi ve hayattaki duruşumu ifade etmeye çalıştım. Herhangi bir konu bütünlüğü içeresinde olmaksızın yazdığım bu deyiş ve paragrafları kronolojik sırayla, 2020’den 2016 yılına kadar, bugünden düne, sizlerle paylaşmak istedim. Devamı diğer yazılarımda gelecek. Dilerim bu sayede içsel bir yolculuğa çıkarsınız. Kendinizi sorgulamanız neticesinde kendinizden ve benden bir şeyler bulursunuz. Çünkü ben bu sözlerle kendime dürüstçe ayna tutmaya çalıştım.
- Değişebilmenin tek yolu korkularımızın üstüne gidebilecek kadar cesur olmaktan geçer.
- Sevmenin ilk adımı sevme isteğine sahip olmaktır. Bu niyet varsa gerisi gelir.
- Kendimizi yaşadığımız toplumdan ayrı düşünemeyiz. Bireysel mutluluk ve huzurumuz ancak toplumsal olanın varlığı ile sağlanabilir.
- Bizi insan yapan ne tükettiğimiz değil ne ürettiğimizdir…
- En uzun gecede; karanlığın en yoğun olduğu anda, en yakınız aydınlığa, güneş çıkıyor ve günler uzamaya başlıyor sonunda…
- Küçük bir deniz feneri kocaman karanlıkları aydınlatmaya yeter bazen. Yeter ki güçlü bir yüreği olsun ve inansın kendine, aydınlığın gücüne…
- Yaptıklarım, yapamadıklarım, yapmak istediklerim, keşke yapmasaydım dediklerim… İşte bunların toplamıdır hayat.
- Bir insanın yokluğu koca bir şehri bomboş kılmaya yetiyor.
- Zayıf insanlar sırtlarında ağır bir yükle dolaşırlar. Affedememenin ağırlığıdır bu. Affetmek ancak güçlü insanlar içindir. Affetmek insanı hafifletir.
- Ülkemizde iki şey nadir görülür. Birincisi sosyalistler, ikincisi sosyalistlerin birbirleriyle anlaşabilmeleri.
- Terk etmek mi daha zor terkedilmek mi?
Bence birincisi. Hayatta inisiyatif almak, edilgen olmanın ötesine geçmek, hele bir de zaruriyetler yüzünden severken terk etmek çok daha zordur. Terkedilen için kendini iyi hissetmek daha kolay. Bir “Aman beni istemeyeni ben de istemem” deyivermek ile yakın dostların durumu toparlayan telkinleri ile terkedilme acısı insanın içinde kolayca bir nefrete dönüşürken, terk edenin içini biteviye bir acaba sorusu yiyip bitirir.
- Bilin ki büyük bir olasılıkla sır diye paylaştığınız bir şey “Sana bir sırrım var ama kimseye söyleme” diye üçüncü bir kişiyle paylaşılacaktır, üçüncü kişi tarafından aynı şekilde dördüncü kişiye de servis edilecektir. Bu müteselsil sır tutamama durumu sonucudur ki hayatta sır diye kalan bir şey çok nadirdir. Tecrübeyle sabittir.
- Geçmişe takılıp kalmak, yaşadıklarını her gün düşünüp artık değiştiremeyeceğin gerçeklerin esiri olmak en zoru ve kötüsü olsa gerek. Oysa hayat sadece şu anda, yaşadığımız her lâhzada gizli. Geriye dönükken ileriye de adım atamazsın. Ve bu anın kıymetini bilemezsin. Değiştiremeyeceğimiz gerçeklerle yaşamayı bilmeli insan. Gücünü toplayıp, yine kendi yeterlilikleri ölçüsünde yarını şekillendirebileceği gelecek için cesurca adımlar atmalı. Ve incitmemeli kendini. Çünkü elinde başkaca bir “ben” yok.
- Bazen konuşmak çok anlamsız gelir nedense çok şeyin söyleneceği anlarda insan böyle hisseder. Tüm kelimeler tüketilmiştir önceden, ya da karşındaki insan sende her şeyi tüketmiştir.
- Kendine çok anlam yüklememeli insan, kusurlarına içkin… Ömür hatalar yapmak ve onları düzeltme çabalarıyla geçmiyor mu sonunda…
- Hatalarınız için kendinizi affedin. Çünkü mükemmel insan yoktur. Ruhunuzu hafifletmenin tek yolu budur.
- Arayışlarımız sonsuzdur. Kimi zaman neyi aradığımızı bilmeden ararız. Bulduğumuzu sandığımız tekrar aradığımız olur. Aslında hiç bulmaz hep ararız…
- “Normallik ölümdür” der THEODOR W. ADORNO ünlü aforizmasında. Tüm düzenler insana normalliği dayatır. Fark yaratan insan anormal olandır. Normlara uygun yaşamak insanı sıradanlaştırır. Normallerin anormal olanların aldığı riskleri anlamamaları da bundandır. Normal olmaya çalışmak insanın değiştirme ve dönüştürme yeteneğini örselemesinden başkaca bir işe hizmet etmez. Sanatsal, bilimsel, toplumsal tüm sıçramalar anormallerin eseridir.”
- Kıt kaynakların sınırsız ihtiyaçları karşılamak durumunda olduğu dünyamızda, girişimcilikte yaratıcılık çok önem kazanmaktadır. Yeni bir girişime başlarken özgün iş fikirleri bulmak, girişimi devam ettirmek ve aynı zamanda büyümek için yaratıcılık ve yenilik girişimin her aşamasında işlevlerin olmazsa olmaz stratejisini oluşturmaktadır.
- Adaletin olmadığı yerde eşitlik hiçbir işe yaramaz.
- İlerlemek istiyorsan heybende taşıdığın kin, nefret, intikam yüklerinden kurtul. Affetmenin hafifletici gücüne inan, ona dört elle sarıl.
- Adaletin olmadığı bir ülkede masumlar cezalandırılırken, suçluların yaptığı yanına kâr kalır, adalet yoksa herkes kendi hesaplaşmasına girişir ve bu kaos demektir.
- Zaman çok hızlı akıyordu. Bazı insanlar zamanın hızında kaybolup gidiyordu, hiç iz bırakmadan, öylesine sıradan…
- Her şeye alışanlar vardır. Her şeyi unutanlar… Her şeyi kanıksayıp adamsendecilik yapanlar… Vicdanları susanlardır onlar… Ya da hiç vicdanı olmayanlar.
- Hatalarınız için kendinizi affedin. Ruhunuzu hafifletmenin tek yolu budur.
- İnsan hayatları ile oynuyorlar gaddarca onlara çamur atıp. Oysa altın altınlığından hiçbir şey kaybetmez çamura bulanmakla…”
- Hoyrattı elleri o adamaların. Bilmiyordu hiçbiri, bir kelebeğin kanatlarına dokunursan bir daha asla uçamaz.
- Büyüdükçe küçülmeyi bilmeli insan. Dolu başak taneleri nasıl yere çalıyorsa öyle ağırbaşlı olmalı. Tevazuyu elden bırakmamalı.
- Bende kendini bulduğunu söylüyordu tam da onda kendimi kaybettiğimi düşündüğüm bir anda…
- Hayatta en çok; aslında bir şey olmayıp kendini çok şey sananlardan çektim, insanın kendini bilmesi zor iştir
- Âlim sadece uzmanlık alanı hakkında konuşur, cahilse her şey hakkında.
- Geleceğine sahip çıkmak isteyenlerin sayısı, gününü kurtarmak isteyenlerden az oldukça bir arpa boyu yol gidemeyiz.
- Yaptığınız iyiliğin bir gün size fayda olarak dönmesi beklentisi içerisindeyseniz ya da karşı tarafı bu iyilikten ötürü size borçlu, bağımlı kılmayı amaçlayarak hareket ediyorsanız, günü geldiğinde ” Ben de senin için bunları yapmıştım” demeyi adet haline getirip zamanında zor durumda olan birinin kafasına bunu kakıyorsanız siz çıkarcı bir insandan başkası değilsiniz.
- Hayatta en değerli şey emektir. En çok emeğini sever insan, en çok üzülür emek verdiğinin ardından…
- Gerçek sevgi; hatalarıyla, kusurlarıyla ve zaaflarıyla bir insani sevmeyi gerektirir. İşte öyle sevenler, zora geldiğinde tökezlemeden devam eder ve asla kaçmaz. Bunun dışındaki bütün sevgiler hikâyedir, sahtedir.
- Sanılanın tam aksine yazma eyleminin amacı anlaşılmak değil anlamaktır. İnsan dünyayı yazarak anlar, gerçekleri kendi potasında eriterek yeniden kurgular ve yazıya döktüğü aslında dünyadan ne anladığıdır. Bu eylemlilik hayata bir anlam verme çabasından başka bir şey değildir.
- İnsanların sizi istedikleri yönde değiştirmelerini istemiyorsanız, siz de onları oldukları gibi kabul etmeyi bilmelisiniz.
- Alışmak vicdanları susturur.
- Hayat bir maratondur. Enerjisini ve motivasyonunu ona göre ayarlamalı insan, yoksa en iyi yüz metreyi koşmak bir şey ifade etmez.