Ülke olarak yakın tarihimizin büyük gıda, tarım ve üretim krizleriyle karşı karşıyayız. Her seçimde vaatler verilir ve cumhur seçilenden vaatlerini yerine getirmesini ister. 2023 yılına geldiğimizde, 100 yıldır var olmanın onur ve gururuyla daha çoşkulu olacağız.
Bana göre düşünsel bir tavaf yapmakta da fayda olduğunu düşünüyorum. Her kesimden ve her yaştan bireyin düşünmesi lazım. “Türk lirası daha fazla düşemez çünkü daha yeri kalmamıştır.” Seviyede bir iktisadi analiz düzeysizliğine nasıl gelindi bunu da düşünmemiz gerekiyor.
Ülke yoktan var edilerek kurulduğunda yapılan iktisat kongresi ve kalkınma adımlarında dikkat çeken üretim toplumu yaratmaktı. Peki tükete tükete kendini tüketen ülke haline nasıl geldik? Bunları sorgulamak lazım.
Bizden çok sonra bağımsızlıklarını eline almış ülkeler bizden neden çok fazla ileride?
20 yıllık AKP iktidarında çoğu kez süslenerek sunulan yanlış ekonomi politikalarının ve yanlış mülteci politikalarının ülkenin iflasına yol açıp açmadığını da sorgulamak lazımdır.
Öncelikle döviz, üretim, ihracat ve sosyal haklar üzerine yazılar yazmışlığım var. ve yüksek lisansta politik konjektürel teori çalıştım. Ve seçim konuşmaları arınca 2023 hedefleri aklıma geldi. Verileri aldığım site için tıklayınız.
2022 Yılı Mayıs Ayı Dış Ticaret Verileri – İthalat ve İhracat Rakamları ile başlayalım: 2022 yılı Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre; ihracat %15,2 oranında artışla 18 milyar 973 milyon dolar, ithalat %43,8 oranında artışla 29 milyar 652 milyon dolar oldu. 2022 yılı Ocak-Mayıs döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre, ihracat %20,4 oranında artışla 102 milyar 504 milyon dolar, ithalat %40,9 oranında artışla 145 milyar 737 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2022 yılı Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre;İhracat, %15,2 oranında artarak 18 milyar 973 milyon dolar, İthalat, %43,8 oranında artarak 29 milyar 652 milyon dolar, Dış ticaret hacmi, %31,1 oranında artarak 48 milyar 625 milyon dolar, 2022 yılı Ocak-Mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre; İhracat, %20,4 oranında artarak 102 milyar 504 milyon dolar, İthalat, %40,9 oranında artarak 145 milyar 737 milyon dolar, Dış ticaret hacmi, %31,6 oranında artarak 248 milyar 241 milyon dolar, gerçekleştiğini görüyoruz.
Rakamlar ve vaatler, 2023 hedefleri düşünüldüğünde, vatandaş olarak ticaret bakanından bir açıklama bekliyorken bakan , ilk beş ayda rekor kırıldığını açıklıyor. Kafalar belli ki karışık, neden mi? Hedef 2023 ekonomi hedefleri ilk iktidar dönemlerinden bugüne pelesenk idi. Hatırlayalım mı?
2007 genel seçimlerinden itibaren, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) adeta partinin ekonomi masası gibi çalışmaya başlamış ve politikalar uyumlanmaya çalışılmıştı. Ve daha sonra bir eylen planı hazırlanması istemiş ve 2011 seçimleri öncesinden 2023 hedef eylem planını hazırlamışlardı. Okumak için tıklayınız. 2023 yılına gelindiğinde; 500 milyar dolar ihracat, 500 milyar dolar ithalat, 1 trilyon dolar dış ticaret hacmi, 25 bin dolar kişi başına milli gelir düzeyi, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmiş olacaktı. Çok iddialı idik, ne oldu?
Aslında bu raporu yazanlar o yıllarda bile imkansız olduğunu biliyorlardı. Halkta biliyordu. İş dünyası da ve peki neden? 2023 hedeflerine göre ; Türkiye’nin 2023 yılında Gayrı Safi Yurt İçi Hasılası (GSYH) 2 trilyon 150 milyar dolara ulaşacak, böylelikle dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında olacaktı. Hayaldi…. Hayal oldu.
Bu rakama ulaşmamız için 2011-2023 yıllarını kapsayan 12 yılda bizim fabrikalarımızın sayısı artırılması ve tarım-hayvancılık teşvikleri artırtılmasıyla mümkünlüğü sağlanabilecekti. Özetle 2023 yılında GSYH 2.2 trilyon dolara ulaşması için Ülkemizin ekonomisinin “her yıl ve kesintisiz olarak en az” yüzde 10 büyümesi gerekiyordu. Ve sanki büyüme yanlış ekonomi politikalarına rağmen olacakmış gibi, inandırıldı. Hatta yazıyı okuduktan sonra ülkemizin potansiyel büyümesinin 5,5 yüzdelerde olduğunu ufacık bir aramayla bile bulabilirsiniz. Hatta 2011 verilerini için tıklayınız. Raporun yazıldığı tarih bile bunun gerçekleşmesinin üretim olmadan hayal olduğunu zaten gösteriyor ve kendi kendini yalanlayan bir üslup ile karşı karşıyaydık.
2023 hedefinde 10. Sırayı beklerken, aslında 1983 yılında 19. Sırada ekonomi olmuştuk. Rakamları inceleyebilirsiniz. Ülke olarak üretmiyoruz, ara mal ve yüksek teknoloji üretimi, tarım üretimi artırılmadıkça da iflasa göz göre göre ilerledik. IMF verilerine göre ise 2003’ten bu yana ilk kez en büyük 20 ekonominin dışında kalmış durumdayız. 2021 yılında dünyanın en büyük 21’inci ekonomisi olan Türkiye’nin, ekonomik göstergelerde yaşanan negatif gelişmeler nedeniyle 2022 yılında 23’üncü sıraya kadar gerilemesi bekleniyor.
2023 hedefleri raporun yazıldığı tarihlerde bile Kül kedisi masalından farksızdı. Masal da bile sevdiği kadını yüzünden tanıyamayan kralın oğlu bir esas adam, kadınını ayakkabıyla aramaya çıkıyor.
Biz gelelim vahim ekonomik tabloya; 2003’te 4 bin 739 Amerikan doları olan kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) 2009’daki küresel kriz dışında istikrarlı şekilde artarak 2013 yılında 12 bin 582 dolara kadar yükselmişti. Cari fiyatlarla kişi başına GSYH 2020 sonunda 8 bin 597 dolara kadar geriledi. Böylece milli gelir 2007 yılı seviyelerine döndü.
Türkiye’de kişi başına milli gelir son 7 yıldır üst üste düşüyor. Buna karşılık kişi başına gelirde dünyada 66’ıncı, insani gelişmişlik endeksinde 90’ıncı, özgürlük ve demokrasi standartlarında ise 120’inci sırada olduğumuzu da unutmayınız. Göz göre göre fakirleştirildik ve özgürlükler elimizden alındı. Belki de, yazılırken bile 2023 hedefleri, masal olduğunun farkında idiler ve belki de amacı gerçekten halkı, üvey evlat olan, insani yaşam haklarından mahrum, kül kedisi durumuna düşürmekti.
2023 hedeflerinde ihracat senaryomuzu da inceleyiniz; İhracatımız 2011-2023 yılları arasında her yıl yüzde 12 artacak, Türkiye’nin büyüme oranı ise kesintisiz olarak her sene yüzde 10 artırtacaktık, 2023 yılında ihracat rakamı 467 milyar dolar olacaktı. Üretimi olmayan bir ülke de mümkün olması bile mümkün değil iken…
Ülkede öyle bir muhalefet var ki; bir lider bile sormuyor? Toplam ihracatımız içinde yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 5’i bile bulmuyor. Neye göre 2023 Hedeflerini baz alıp bu hesapları yaptınız? Ar-Ge harcamalarına aktardığımız kaynak milli hasılamızın ancak yüzde 1’i kadar, yaratmaya çalıştığınız, 2023 Hedefi diye sunulan pembe gözlüklerin amacı ne?
İktidardan bir kişi çıkıp 2023 hedeflerine yeniden bakalım, durum değerlendirmesi yapalım, soran da yok sorgulayanda yok.
Kül kedisi olarak kendi kaderine terk edilmiş halkın işi;
Kül kedisinin bal kabağından lüks araca dönüşmesi gibi, Teknoloji ürünleri üretecek, Üvey Kardeşleri ve annenin dedikodularını dönüştürmesi gibi, Üretim bilgi ve geliştirme ağı Ar-Ge’leri yapacak duruma getirecek, fareleri ata çevirmesi gibi, tarım ve hayvancılığı yeniden canlandırmayı başarabilecek, bir Peri’ye, birde sevdiği kadını ayakkabısıyla değil, gözlerinde kalbini görecek, halinden anlayacak prense kaldı.
Güneşin, külkedisinin, musmutlu prensese çevrildiği sihirli günlere doğması dileğimizle, Bereketli bir hafta olsun.
Dr. Bahar Zeynep Barut.
Beyond to Human R.M.C
https://beyondtohuman.com/