Geçen yıl Ocak ayında kızımın doğum gününü kutlamak için ailece Kidzania’ya gittik. Burası çocuklar için oluşturulan küçük bir şehir. İçinde bankası, pizzacısı, süt ve çikolata fabrikası, itfaiyesi, hastanesi, moda tasarım okulu, gazetesi, televizyonu, çarşısı, marketi, vb. ile çocukların her alanda deneyim kazanmasını sağlayan kocaman bir dünya. Mesela, çocuğunuz itfaiyeci oluyor. Kendisine verilen yangın söndürme görevini yerine getirirse, para kazanıyor. İsterse, pizzacıya gidip bir pizzanın nasıl yapıldığını öğreniyor ve kazandığı parasıyla pizza satın alabiliyor.
Kidzania’ya ilk girdiğinde çocuk bankaya gidiyor ve kendisine maaşı ödeniyor. İşte beni ilgilendiren ve size anlatacağım şey tam da bu. Buranın para birimi Kidzos. Çocuklara, yanlış hatırlamıyorsam 60 Kidzos maaş ödeniyor. Sonrasında çocuğunuz kargocu, polis, doktor, gazeteci, televizyoncu olarak kendisine verilen görevleri yerine getirerek Kidzoslarını arttırabiliyor.
Çocuklara maaşları ödenince merakımdan Kidzosları şöyle bir elime aldım ve hayatımın şokunu yaşadım. Bunlar bildiğimiz para boyutlarında oluşturulmuş kâğıtlardı. Ama üzerlerinde gelmiş geçmiş en büyük hayallerimden birisi duruyordu. Merak ettiniz değil mi? Kidzosların üzerinde Braille yazı ile kaç para olduğu yazıyordu. Bunu akıl eden ve hayata geçirenlere karşı büyük bir hayranlık duyuyorum.
Görmeyen birinin parayı tanıyabilmesi zordur. Çünkü paranın üzerinde Braille yazı ile miktarının belirtilmesi her ne kadar çok kolay görünse de şu zamana kadar hiç uygulanmamıştır. Yeni bir banknot piyasaya sürüleceği zaman bütün haberlerde hep aynı şeyleri görürsünüz. Yok efendim parayı ışığa tutunca şu renk bir işaret çıkıyormuş, bu da paranın taklit edilmesini zorlaştırıyormuş. Arkasında şu resim olacakmış. Boyutu şuymuş, buymuş. Bu zamana kadar hiçbir para üzerinde görmeyenlerin de düşünüldüğü bir işaret, bir şekil koymak kimseciklerin aklına gelmezken çocuklar için oluşturulan bir eğlence merkezinde bunun düşünülmüş olması öyle hoşuma gitti ki…
Belki şimdi içinizden paraların boyutlarının birbirinden farklı olduğunu söyleyecekler olabilir. Evet, haklısınız. Ama bir markette ödeme yaparken elinizdeki para 50 TL mi diye önce 20 TL, sonra da 100 TL arasına koyup ölçmeye kalksam, kesin arkadaki müşteriler cık cıklamaya başlarlar. Yani bu hiç pratik bir yöntem olmuyor. Bir de insanın yanında her an her banknottan bulundurabilmesi mümkün değil ki…
O zaman teknolojiden faydalanalım. Kahve içtik. Şöyle üzerine güzel de bir tatlı yedik. Şansa bakın ki ödeme sırasında sizin önünüzdeyim. Telefonumdaki para tanıma uygulamasını açıyorum, parayı taratıyorum, sonra uygulama bana kaç para olduğunu söylüyor, para yetmedi, bir diğerini çıkartıyorum, yeniden taratıyorum, uygulama paranın miktarını söylüyor. Tamam, param yetti. Şimdi para üstünü alacağım. Bekleyin. Aldığım paraları tekrar taratıyorum, sonra bozuk paraları da üst üste koyup ölçüyorum. Siz de arkamda içtiğiniz kahvenin parasını ödemek için beni derviş sabrıyla bekliyorsunuz.
Hâlbuki düşünüyorum. Erişilebilir para basmak ne kadar zor olabilir? İşte çözüm getiren sorularım:
- Bütün paralar tek tip kağıttan mı yapılmak zorundadır?
- Bütün paralar dikdörtgen şeklinde olmak zorunda mıdır?
- Paraların köşelerinin bir bölümü hafif yuvarlatılamaz mı?
- Üzerine Braille yazı yazılamaz mı?
Yaptığım araştırmalara göre sanırım Kanada Dolar’ının üzerinde Braille yazı bulunuyormuş. Şimdi maaşımın Kanada Doları üzerinden ödenmesini istesem, kur dalgalanmaları nedeniyle buna pek sıcak bakılmaz. O zaman benim maaşım Kidzos olarak ödenebilir mi?