Muayenehanemde oturmuş akşam kahvemi içerken telefon çalıyor. Ahizeyi elime alıp “Alo” diyorum. Cızırtılar arasından bir erkek sesi duyuluyor. “Dr. Demet Erkal’ın ofisi mi? Psikiyatr “ diyor. “Evet benim” diyorum. Ses derinlerden geliyor, boğuk bir ses . Gizemli boğuk sesin sahibini merak ediyorum. “Sizi bana kim tavsiye etti ?” diye soruyorum.
“Ayten Dinç “diyor boğuk ses. “Komşumuz olur kendisi” Telefondaki cızırtılar bir an için kayboluyor.
“Nasıl olur ‘diyorum. “Ayten hanımı geçen hafta kaybettik.”
“Bir yanlışınız olmalı” diyor boğuk sesin sahibi. “Daha iki gün önce konuştum kendisiyle. Bana telefon numaranızı verdi”
”İmkansız “ diyorum ürpererek.
“Neyse” diyor. “Bana bir randevu verir misiniz”
“Tabii, randevu defterime bir bakayım” diyorum. Şaşkınım.
Hasta randevu defterimi açıyorum.”28 Eylül Cuma saat altı olur mu?” diye soruyorum.
“Olur” diyor adam. Telefonu kapatıyor.
Telefonun ahizesi elimde. kalakalıyorum. Bir gece önce gördüğüm rüyayı hatırlıyorum. Canım arkadaşım Ayten , kendisini çağırdığımız adıyla Aytoş aslında ölmemiş. Yaşıyormuş ama uzun süre izindeymiş. Hastanenin yemekhanesinde aniden onu görünce çok seviniyorum. Bir o kadar da şaşkınım. “Nasılsın Aytoş?”deyip arkadaşıma sımsıkı sarılıyorum. “İyiyim. Sen nasılsın?” diyor. Sözlerinde ve davranışlarında eski samimiyeti bulamıyorum. Benim sevdiğim Ayten gitmiş de yerine ona çok benzeyen bir robot gelmiş sanki. Az sonra izin isteyip kalkıyor . Erzak deposunda işi olduğunu söylüyor. Yemek masasından kalkıyorum. Ben ofisime, o erzak deposuna doğru ters istikamette yürüyoruz. Görüşmemiz bu kadar kısa olsa bile Aytoş’un sağ olduğuna çok seviniyorum. Aniden rüyadan uyanıyorum. Sırılsıklam terlemişim. Yatağımdan kalkıp etajerin üstündeki sürahiden bir bardağa su koyup içiyorum. Tekrar yatağıma yatıyorum. O gece rüyalarımda sürekli Ayten’i görüyorum. Ertesi gün ise o gizemli telefon geliyor. Aytoş’u iki gün önce gördüğünü söyleyen adamın telefonu..
“Biz, onu sevenler onun bizi terk etmesini istemediğimizden oluyor bu gariplikler” diyorum kendi kendime. Ürperiyorum…