Panik atak son yıllarda ülkemizde moda olan bir psikolojik hastalık olmayı sürdürüyor. Çevremizde konuştuğumuz insanların epey bir miktarı bu atakları geçirdiklerini söylüyorlar. Psikiyatr ve klinik psikologlar da bu atakları tedavi etmeye çalışıyorlar.
Panik Bozukluğu beklenmedik bir anda ve kendiliğinden ortaya çıkan, yoğun iç sıkıntısı ( anksiyete) ile buna eşlik eden bedensel (somatik) ve bilişsel ( kognitif) belirtilerden oluşan ” panik nöbetlerle” seyreden bir hastalıktır.
Belirtiler ani başlar, gitgide artıp kısa zamanda en şiddetli düzeye ulaşır ve hızla kaybolur. Panik atağı genellikle 10 dakika kadar hatta daha az sualde halde, sık atak geçiren hastalar aşırı uyarılmışlık içinde olduklarından, atakların saatlerce sürdüğünü ifade edebilirler. Hastalar bu ataklar nedeniyle sıklıkla hekimlere ya da acil servislere başvururlar. Acil servise göğüs ağrısıyla başvuran her üç hastadan birinin aslında “panik bozukluğu” hastası olduğu bildirilmiştir.
Bu bozukluk sıklıkla diğer bazı hastalıklarda da izlenebilen panik ataklarıyla karıştırılır. Çünkü panik atağı ya da atakları özgül fobi, travma sonrası stres bozukluğu, ya da obsesif kompulsif bozukluğu olan hastalarda da görülebilir.
Ancak bu kişilerde izlenen panik atakları panik bozukluğunda görülenlerden farklıdır; tipik olarak kişide korku ya da sıkıntı yaratan o özgün durumla karşılaşma ya da bu durumlara ilişkin beklentiler nedeniyle ortaya çıkarlar. Örneğin, yılan korkusu olan bir kişide, yılanla karşılaştığı anda bir panik atağı ortaya çıkması gibi.
Bu nedenle” panik bozukluğu” tanısının konulabilmesi için, panik ataklarının beklenmedik anlarda ve beklenmedik biçimde ortaya çıkması gerekmektedir. …
(……) Panik bozukluğunun diğer anksiyete bozuklukları, depresyon ya da alkol kötüye kullanımı gibi hastalıklarla birlikte olduğu durumlarda tanı zorlaşmaktadır. Hastalığın başlangıcının genellikle kendiliğinden ve aniden olduğu bildirilmekte ise de, panik bozukluğu bulunan bireylerin çoğu panik başlangıcından önceki yıl içinde atağın başlangıcı ile bağlantı andırılabilecek bir yaşam stresörü tanımlamaktadırlar.
Klinik gözlemlerime göre panik bozukluğu, genellikle kişinin kendisinin ya da bir yakınının anı hastalığını ya da tanıdık ve özellikle de aynı yaşlardaki bir kişinin ölümü gibi saglıkla ilgili konularda sıkıntı,/ korku yaratan stres yaratıcı yaşam olaylarını izleyen zaman diliminde ortaya çıkmaktadır.
Ancak, genetik ve mizaçsal yatkınlık ya da koşullanma ve çevresel etkenler gibi nedenlerle panik bozukluğu oluşan hastaların, bu bozukluğu olmayan diğer bireylere göre gerçekten daha fazla yaşam stresörü mü yaşadıkları, yoksa genetik olarak yaşam olaylarının itici yönlerine karşı daha fazla duyarlılık yaratan bir yatkınlık mı taşıdıkları halen tartışılan bir konudur.
KLİNİK GÖRÜNÜM:
Birincil Klinik Belirtiler:
1)Bedensel Belirtiler:
A) Kalpte çarpıntı, tekrarlayan göğüs ağrısı, uyuşma., senkop
B) Yeterince soluk alamama hissi, hava açlığı duygusu
C) Boğazda tıkanma hissi
Ç) Bulantı, karın ağrısı.
D) Baş dönmesi, bayılacak gibi olma
E) Titreme, ateş basması, uyuşma, karıncalanma
2)Psişik Belirtiler:
A) Hasta kalp krizi geçirebileceği ya da ölebileceği korkusu yaşayabilir. Bu yüzden kaçınma davranışları gösterebilir
B) Bilincini kaybedip bayılacağı, delirebileceği korkusu yaşayabilir
C) Boğulabileceği ya da boğazının tıkanabileceği şeklinde korkular yaşar.
Ç) Kalabalıkta, arkadaşlarının yanında panik atağı geçirip rezil olacağı korkusunu yaşayabilir.
3) Depersonalizasyon ve Derealizasyon Yaşantıları:
Hastalar bedenlerinden ayrılıyor ya da çevrenin değiştiği gibi yaşantılarına söz ederler
4) Uyku Bozuklukları
5) Uykuda Gelen Panik Ataklar
A tipik Belirtiler: Bazı hastalarda karın ağrısı, bağırsak hareketlerinde artış ve dışkılama ihtiyacı ve illüzyonlar izlenebilir.
HASTALIĞIN GİDİŞİ:
Panik bozukluğu, genel olarak uzun hastalık epizotlarıyla seyreden, belirtilerinde çoğunlukla tam ve sürekli düzelme izlenemeyen, sık nüksler ve kronik gidişle kendini gösteren bir hastalıktır.
Panik atakları kişinin günlük yaşamını, iş ya da okul hayatını etkileyebilir.
Eğer panik ataklar agorafobi ile birlikteyse, hastalar yalnız kalamamaya. topluma girememeye başlarlar.
TEDAVİ:
Temel Amaçlar:
A) Öncelikle hastadaki panik atakları ortadan kaldırmak
B) Hastanın kaçınma davranışını önlemek
C) Atakların tekrarlayabileceği endişesi ile yaşadığı beklenti anksiyetesini sona erdirmek
Ç) Panik bozukluğu ile birlikte görülebilen diğer psikiyatrik ve bedensel bozuklukları tedavi etmek.
D) Hastaların çoğu için gerekli olabilecek idame tedaviyi sürdürmektir.
1) Antidepresanlar
2) Anksiyete tedavisinde kullanılan benzodiazepinler
2- BİLİŞSEL DAVRANISÇI TEDAVİ
Yararlanılan Kaynak:
ÇOCUK VE ERİŞKİNLERDE ANKSİYETE BOZUKLUKLARI ( Prof. Dr. Erdal Işık, Uzm. Dr. Yasemen Işık Taner- 2006)