YAZAR: N.G. Çernişevski
LP Rusya’da XIX. yüzyılın ikinci yarısında, birçok ünlü sanatçı ve gerçekçi yazar, köleliğe, çarın dayanılmaz baskı ve zorbalığına karşı başlatılan mücadeleye katılmış, köleliğin yok edilmesini istemiş ve bu dileklerini çeşitli yollardan, sanatlarla da ifade etmişlerdir. XIX. yüzyılın ikinci yarısında, bu eylem edebiyatta çok ilginç çizgilerle, hatta temel öğeleriyle birçok eserde işlenmiş, belirtilmiş, toplumsal çelişkiler birçok ünlü yazar tarafından canlandirilmıştır. Puşkin gibi ünlü şairler, daha da önce, yozlaşmış toplumsal tabakanın ayıplarını insafsızca açığa vurmaktan çekinmemiştir.
Nesirde olsun, şiirde olsun XIX. yüzyıl edebiyatında artık kesinlikle yeni bir çağın başlangıcı seziliyor, gerçek hayatla ilgili anıtsal tablolar çiziliyor; ömrü tükenmiş, kohnelesmis geleneklerden vazgeçiliyor ve edebiyatta çağdaş insan canlandırılmaya çalışılıyor. Ön saflardaki ünlü Rus yazarları, eski geleneklere uyarak yalnız olumsuz tipler üzerinde durmakla yetinmiyorlar. Eserlerinde sık sık olumlu, yepyeni bir insan tipine rastlanıyor. Bu yeni tipler toplumsal hayata yeni fikir ve amaçlar getiriyor. Bir yandan toplumsal yapıyı eleştirme, öte yandan yeni düşünceleri kökleştirme heyecanıyla dolu olan bu tiplerin yaratıcıları, çağın ileri atılımlarıyla döllenmiş Rus edebiyatında güçlü seslerini Rusya sınırlarının dışında da bütün dünyaya duyuruyor.
Bu büyük yazarların demokratik temellere dayanan estetiğinde, günlük yaşantıya yepyeni bir yüz kazandırılır. Ve o zamana kadar hiç görülmemiş yeni bir insan tipine yer verilmeye başlanır.
Rusya’nın bu büyük uyanışının ilk aşamasında, adları dünyaya yayılan büyük yazarların hepsi, her biri başka başka yönden, yepyeni mıtipte kahramanlar üzerine durur ve bu yeni insanların belirli, tarihsel koşullar içerisinde gelişen gerçek hayatın temsilcileri olduklarına işaret ederler.
Çarın zulüm ve baskısına karşı gelen bu demokrat sanatçılar, çağlarının yeni insanında ideal bir insan tipini görür; kahramanlarında üstün ve olumlu bir zekâ, yüksek idealler, yurduna ve halkına karşı büyük bir sevgiyi biçimlendirir ve düşüncelerinin gerçekleşmesinin kesin bir zorunluluk olduğuna işaret etmekten çekinmezler.
Bu yazarlar grubundan N.G.Çernisevski’nin eserlerinde ifade etmek istediği ana fikir şudur: “Bir düşüncenin gerçek değerini kazanabilmesi için, idealine kendi hayatını adayanların, bu düşünceyi hayata geçirmeye yetecek maddi ve manevi güce sahip olması gerekir.”
Çernişevski Rus edebiyatında yeni bir gelişme çağı açmış ve kendisinden sonraki gelişmeyi de eskisinden ürün, temiz bir düşünce düzeyine yükseltebilmiştir.
Çernişevski, çağdaş edebiyatçılardan, kendilerinden sonra gelecek kuşakların gelişme ufuklarını bir önseziyle görmelerini, gerçeklerle ilgili düşüncelerini bir daha , bir daha akıllarından geçirip tamamlamalarını ve bu “Ne yapmalı?” sorusuna cevap verebilmeleri mı istiyordu.
Çernisevski kendi estetiğinde, düşündüklerini açıklıyor: “Sanat eserlerinin başka bir yönü ve anlamı daha vardır: Bu eserler hayatın kendisini de okurlarına anlatmalı ve daha fazlası, bir sanat eseri okurlarına ya da seyircilerine hayatta karşılaşılan olaylar hakkında kesin karar almalarında yardımcı olmalı ve bu anlama gelmelidir.”
Bir dereceye kadar Çernişevski’nin “Nasıl Yapmalı” adlı eseri, Turgenyev’in “Babalar Ve Oğullar” adlı romanina bir karşılık, bir cevap sayılabilir. “Nasıl Yapmalı” adlı eserde yeni insanlar, kahramanın hangi toplumsal tabakadan bir tip olması gerektiği sorununu çözüyor karşı, ama çok değişik bir yönden. Lopuhov da, Kirsanov da soylular sınıfından olmayan, özbeoz Rus aydın tipleridir.
Biri Riyazan’li esraftan bir aile çocuğu, diğeri küçük bir memurun oğludur. Yani her ikisi de “arkası, desteği olmayan, hayat yollarını kendi göğüsleriyle açan delikanlılardır.” Ancak, ikisi de ne karanlık,ne õfkeli, ne de yarı vahşi kişiler. Çernisevski’nin olumlu, yolundan şaşmayan tipleri nerede, Turgenyev’in Bazarov’u nerede?
Çernisevski’nin bu romanda kadın sorununa ardı duyduğu ilgi apaçıktır. Çernisevski romanını gerçekleştirirken bu konuyu ele alıp Foruier’in ünlü formülüyle çözmeye çalışır. “Kadınları özgürlestirme derecesi, ülkenin genel özgürlük derecesinin ölçüsüdür.”
“Nasıl Yapmalı” adlı romanın Çernisevski’nin çağdaşları olan, büyük yazarlardan Tolstoy ve Dostoyevski üzerindeki etkisi büyük olmuştur. Tolstoy 1860 yılında, henüz çıkmış olan “Nasıl Yapmalı”‘ yı okuyor ve Çernisevski’ye bir cevap ve bir ders olmak üzere “Aşılanmış Aile” adındaki komediyi kaleme alıyor. Tolstoy bu piyesinde Çernisevski’ye fena halde çatıyor.
Çarın en titiz sansürcüsü Pırjeslavski’ye göre “Üstün gaye ile yazılmış ve bütünüyle tam bir doktrin sayılabilecek nitelikte” olan Çernisevski’nin “Nasıl Yapmalı” adlı romanını Tolstoy kıskanmıstı. Tolstoy bundan sonra “Savaş Ve Barış” romanını kaleme alıyor. Tolstoy’un bu ünlü romanı için yazdığı, fakat yayınevinin yayınlamayı reddettiği õnsözünde Tolstoy yine Çernisevski’ye çatıyor.
Dostoyevski’nin, 1860 yılında çıkan, “Yeraltından Notlar” adlı eseri de, Çernisevski’nin romanına bir cevaptır. Tolstoy gibi, Dostoyevski de en büyük sanat gücünü 1860 yılından sonra ortaya koyabilmiştir. Yeraltından Notlar’da Dostoyevski, Cernisevski’ nin temel düşüncelerini ele alıp bunları reddetmektedir. Vera Pavlovna’nin rüyasındaki “sırça kişilere” karşı, Dostoyevski insanlığın yeraltini ortaya çıkarıyor ve bu yeraltı bütün mantık ve akilciligin dışında bırakılıyor, hatta sağduyu ve mantıkla çelişiyor.
Çernisevski, Rus demokrasisinin en ünlü kişilerinden sayılmakta kalmaz, edebiyat alanında demokrasiyi büyük bir ustalıkla anlatmaya çalışan ilk Rus yazarıdır. Rus edebiyatına getirdiği yenilikler arasında özellikle dilin serbestligine, tematik dokuya, kompozisyonda işaret etmek gerekir.
Kitabın çevirmeni “Güneş Bozkaya”nin Önsöz Yerine” isimli yazısından yararlanılmıştır.