Spinoza’yla Bir Yürüyüş
YAZAR: SEVİNÇ TÜRKMEN
Giriş Bölümünden:
“Spinoza 1665’te yazdığı bir mektupta hastalığına iyi geldiğini düşündüğü için Johannes Bouwmeester’dan gül reçeli ister. Bir süre önce geçirdiği ağır hastalığın “geri gelmesini” istemiyordur. Yaşadığı koşulların ve cam tozlarının akciğerinde yarattığı tahribat yıllar içinde gün yüzüne çıkmıştır. 45 yaşında hayata gözlerini yuman Spinoza, ardında bıraktığı yaşam öyküsü ve belki daha keşfedilememiş birçok yanı olan felsefesi ile tarihe de derin izler bırakır.
24 yaşında düsünceleri nedeniyle aforoz edildiğinde (cherem) yakınmayan, yüksünmeyen ve ürkütücü bir kendinden eminlikle tek bir şeyin peşine düşer Spinoza: Hakikati ve özgürlüğün ontolojik koşullarını araştırmak. Filozofun tüm varoluşunu bu arzu kuşatır. Mühründeki “ihtiyat” vurgusu da bütünüyle bu amaç ve arzuyu ifade eder. “Hakikatten, ilkelerinden ve değerlerinden vazgeçirecek ya da bunları ihmal etmene neden olacak her şeye ve her ilişkiye karşı ihtiyatlı ol! Sadece özgürlüğe vehahikate yogunlaş!” Aforoz edildikten sonra mektupların ve camın kardeşliğine sığınan Spinoza’nın hayatı, “Ethica” nın da dolaysız bir ifadesi olur böylece….
(….) “Ethica”da metne canlılığını veren ise temsil ettiği felsefenin sonsuzluğun ifadesi olmasıdır. Özgürlüğün ve aşkın oikos’u da bu sonsuzluktur. Aşk, iki kişinin sonlu ve kapalı evi değil, sonsuz varlığa yani doğaya açılan ortak eylemidir. Aşk, iki kişinin birlikte keşfettiği ve edimselleştirdiği evrensel bir fikirdir. Zira tüm duygular gibi aşk da belli bir fikirde yuvalanır.
(….) Duyguları tanımlarken aşk için özel bir tanımlama yapmayan filozof, biteviye arzudan ve çabadan bahseder. “Aşk için doğru ya da yanlış değil, yalnız iyi ya da kötü denebileceğini” öne sürer. Ama nedir iyi? İyi yararlı olandır. Yararlı olan ise etkinlik gücümüzü artıran, yani özgürlüğümüzü gerçekleştiren ve geliştiren şeyler, ilişkiler ve etkinliklerdir. Bağlantılar çok yalın bir şekilde kurulur; bedenimizin etkinlik gücünü artıran şeyler ve ilişkiler zihnimizin de kavrayış gücünü artırır. Bu nedenle aşkın be özgürlüğün doğasını anlamak için ,”bedenin doğasını araştırmak zorunlu öncüldür.
(….) Burada yazılanlar bütünüyle Spinoza’nın felsefesine başvurularak ve bazen doğrudan onun ifadeleri kullanılarak tasarlanmıştır. Spinoza,’nın felsefesi özgürlüğün, neşe’nin, arzunun ve sonsuzluğun felsefesidir.Bu yüzden kimse burada yazılanlarda bir başlangıç, nihai bir son, ödev ya da nasihat aramalı. Doğanın, yaşamın ve hakikatin olduğu bu felsefeye nüfuz edebilmek için zamanın değil sonsuzluğun her şeyi kuşattığını keşfetmeye çabalamak yeterli.
Bu kitabın bir hikayesi yok. Çünkü aşkın,hakikatin ve sonsuzluğun zamanı yoktur, dolayısıyla hikâyesi de olmaz. Aşk, hakikat ve sonsuzluk sadece özgürlükte varolur. Özgürlük ise zamanın hükmüne itiirazdır. Ve özgürlük bize her şeyi anlatır.”
Arka Kapaktan:
“Sevinç Türkmen Aşkın Ontolojisi: Spinoza’yla Bir Yürüyüş’te, son yıllarda giderek daha fazla rağbet gören Spinoza’nın felsefesini sıradışı bir yaklaşımla ele alıyor. Yarı- kurmaca bir çerçevede, Bento ile Maria’nın aşk deneyimleri aracılığıyla Spinoza felsefesinin kimi önemli yanlarına ışık tutuyor: doğa, zihin, duygular, arzu ve özgürlük. Spinoza’nın hayatının onun başyapıtı olan “Ethica”nın dolaysız bir ifadesi olması gibi, buradaki anlatı da bir aşk deneyimi vesilesiyle felsefeye hayatiyet kazandırıyor ve onu gündelik hayatın içinden anlamamıza kapı aralayacak şekilde ete kemiğe büründürmeye girişiyor. Spinoza’yı merak ve tutkuyla okuyanların, aşka Spinoza’nın gözlüğünden bakmak isteyenlerin, bu kitabı ilgiyle karşılayacağını umuyoruz.”
YAZAR HAKKINDA:
Sevinç Türkmen, Lisans, yüksek lisans ve doktorasını Kocaeli Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde tamamladı. 2006 yılından beri aynı bölümde öğretim elemanı olarak çalışmaktadır. Çalışmalarını özel olarak ekopraksis kavramı üzerine, ekoloji felsefesi ve siyaset ontolojisi alanında sürdürmektedir. Felsefelogos, Praksis, Beytulhikme, Kaygı, Teorik Bakış, FLSF ve Düşünbil gibi akademik mecralarda çeşitli yayınları bulunmaktadır.