Hepimizin hikayesi farklıdır aslında ama yolun sonunun aynı yere çıkacağını da biliriz. Senaryoyu değiştirmeye çalışsak da ölüm yolumuzu gözler…
Kapıların bir an önce açılmasını bekleyenler de var tabii ama çoğumuz korkarız yolun sonuna gelmekten, geliyor olmaktan. Bu dehşeti bile bile yaşayabiliyorken, küçük sorunlarla yaşanmaz hale getirdiğimiz hayatlarımız bize daha dehşetengiz görünür nedense. Öleceğini bilerek yaşayan insan, kopamadığı öğretileriyle, aşamadığı bağlılıkları, bağımlılıklarıyla mücadele ederek kaybettiği zamanı belki de o son saniyelerde fark edecek kadar hayatta kaybetmiştir aslında. Yani hayatını kaybetmiştir özünde…
Bir çöplüğe çevirdiği zihni, önünde sallanan havucun peşinden koşarken oyunlar oynar ama bir türlü farkına varamaz insan içinde kaybolduğu dehlizlerin ve o dehlizlerin içinde kaybolurken kendisiyle vermiş olduğu savaşların.
Oysa çok basitken mutlu olabilmek, belki de sadece içindeki çocuğun saçlarını okşayarak huzurun tadını çıkarabilmek… Ama bunu yapamayız! Daha iyisine sahip olmalıyızdır, daha güzeline, daha parlak, daha kaliteli, daha, daha, dahasına…
Peki ya sonra?
Gün gelir hepimiz aynı noktada sıramızı beklerken minnet duymaya başlarız belki de; bize hayatta iyisiyle, kötüsüyle birşeyler öğretmiş olan her bir varlığa. O zaman bileceğizdir bilmek istediklerimizi, merak ettiklerimizi, doğru ya da gerçek olanları…
Ama geç kalınmıştır artık. Sayfa dolmuş, son satırlar yazılmış ve hatta bir çoğumuz için zarf kapatılarak mühürlenmiştir artık…
Oysa yaşarken bilebilseydi insan…
Geleceği görebilseydi belki de…
Nasıl yaşaması gerektiğine en başında uyanabilseydi…
Hayat hayat olur muydu o zaman?
Aslında bilinmezin mucizesini yaşıyorken, her türlü sürprize gebeyken hayat daha heyecanlı değil mi? Daha yaşanır değil mi?
Sadece nefes alıp vermek değil, günün getirdiklerine kucak açmak bizi insan yapmıyor mu aslında?
Ve tek görevinin sevip sevilmek olduğunu anladığında uyanıveriyorsun hayata… Hırsların sonunda hep bir kaybediş, egoların sonundaysa bir yok oluş olduğunu görüp, kendi benliğini ve arzularını fark edip, sonsuz sevgiyi içinde hissettiğinde başlıyorsun o sonuna her halukarda geleceğin hayatı yaşamaya…