Tanrı ya da tanrıça olmak öyle kolay iş değildir. Diğer tanrı ve tanrıçaların entrikaları, kıskançlıkları ve sonsuzlukla mücadele etmeyi gerektirir bir kere…
Afrodit ile Ares’in diğer tanrı ve tanrıçaların kıskançlığına maruz kalması nedeniyle, rezillikle son bulan kısa yasak aşkı, Zeus’un Hera’dan hem korkup hem de her önüne gelene aşık olması, ay tanrıçası Selene’nin tanrıların gazabına uğrayan ve zavallı bir çobanın sonsuz uykuya yatırılmasıyla sonsuzlaştırılan ama yaşanamayan zavallı aşkı, Eros’un çirkin bir erkeğe aşık olmasını sağlamak adına, annesi Afrodit tarafından yanına gönderildiği anda aşık olduğu, dünyalar güzeli Phsyke’nin insani merakına yenilmesiyle biten imkansız aşkı ve daha niceleri aşkın ruhunun tanrı ve tanrıçaları bile derinden etkilediğinin hikayeleridir.
Oysa bizler, sonsuz bir yaşam olsa, sonsuz aşklar yaşasak diye düşünürüz ya bazen, işte sorun sonsuzlukta can bulur aslında. Aşkın ruhu değişip durmaktadır çünkü. Tanrılar da bu yüzden sonsuz yaşamlarına hep yeni heyecanlar eklemiş, yeni aşklara kucak açmış ama diğer yandan tanrılıklarının lanetiyle karşılaşıp durmuşlardır. Ne bu lanet diye sorarsanız, ben buna ego derim. Her istediğini istediği zaman ve istediği şekilde yapabileceğini zanneden, aslında belki zannetmekten de öte, bunu yapabilen tanrıların bitmek bilmez egoları, her seferinde karşılarına çıkan ve yaşanması mümkün olan birçok güzel ilişkinin yok olmasına neden olmuştur. Belki de burada suç, Zeus’un da hep öfkesini ayağa kaldıran ve cezalandırmaktan bıkıp usanmadığı Prometheus’un insanları yaratmasından ileri geliyor olabilir. Neredeyse çoğuna insan elinin değdiği, zırvalığa dönen ve tanrıları mahveden aşklar… İnsanlık olarak tanrıları bu denli etkileyebilecek varlıklar olmamız ise başlı başına şaşırtıcı olsa da, nihayetinde sonuç hep hüsran hep gözyaşı olmuştur.
Tanrıların bile hayatını çoğu zaman cehenneme çevirmeyi başarabilen insanoğlunun, bu gün yaşadığımız dünyada belki de tanrılar tarafından “ne haliniz varsa görün” şeklinde bir terkedilişe uğrayarak, her gün daha da fazla sefalete sürüklenmesinin başlıca sebebi de budur.