Ölüm; ben onu çiçeklerle giderken gördüm.
Ölüm; ben onu yaşamları bilerken gördüm.
Obur doymazlıkların obur açlıklarında,
Ölüm; ben onu, varlıkları silerken gördüm.
Özdemir Asaf
Ölümün ve acının tanrıçasıdır Akhyls… Karanlıkların tanrıçasıdır. Ruha umutsuzluk, üzüntü ve acı verendir. Keder ve yasın vücut bulmuş halidir…
Thanatos, Hypnos ve Morpheus’un kardeşi olan Akhyls, yeraltına taşıdığı ruhlara karanlığın en dipsiz bucaksız yerlerini gösterir. Bir kere eline düşmeyegörün Akhyls’in… Artık ne ölen huzurludur ne de yasını tutan.
Ölümünden önce, nefret tohumlarını eker kurbanının zihnine. Karadul misali yakalamıştır zavallı avını. Karanlığın kollarıyla sarar sarmalar, Hades’in dibini boylamadan hemen önce.
Oysa yeryüzünde huzur bulamamış her insan, yerin altı, göğün üstü, artık her nereye gidecekse gidecektir. Ama güzel bir vedayı bile çok görür Akhyls avının sevdiklerine. Arkada kalanların umutsuzluklarıyla, keder ve hüzünleriyle beslenir durur.
Her gün şahit olduğumuz duyguların sebebi, sorumlusu gibidir Akhyls. Yüzü gülmeyi unutmuş insanların, evladını kaybeden anaların, çocuğunun cenazesine sarılan babaların acısından beslenir sanki… Çocuklar biter, genç kızlar ölür, onlar gider, evlatlar şehit olur, hepsi geçer, kadınlar ölür… Sanki topraklarımızda kök salmış, hepimizin ölümünü bekler Akhyls.
Gecenin karanlığında mı şekillenir laneti yoksa memleketin suyunda toprağında mı saklanır bilemem. Ama bunca mutsuzluğun bir çıkışı olmalı, bir yerde bu şeytanın bacağını kırmalı diyor yüreğim. Dinmeyen gözyaşlarına inat, çocuklar huzur bulsun istiyor gönlüm. Hayvanlar bile tuzağından kurtulamıyor bu zehirli sis bulutunun. Ağaçları bile yanıyor, dereleri bile kuruyor memleketimin…
Artık uçurtma bile uçurmuyor çocuklar, hiçbirinin elmalı şekeri yok! Erik ağacı bile kalmadı ki komşunun bahçesinden çalsınlar…
Kalabalıklar içinde bir yalnızlık bu… Sanki köşe kapmaca oynar oldu insanlar. Komşu komşuya düşman, ev sahibi kiracıya…
Yoksa ben gene hayaller alemine dalmış, zehirli bir tanrıça bulmuş onu mu suçluyorum? Yoksa tanrısal boyutta bir suçlu bulmak hata mı? Ama bunca kötülüğü insan bildiklerimiz yapar mı? Yok yok, yapmazlar… Olsa olsa tanrısal bir müdahaledir bu öyle değil mi? Hem zaten tanrıları suçlamak hep en kolayımıza gelmedi mi?