‘’Kendini bilmezse uzun bir yaşamı olacak!’’
Kör bir kahin olan Tiresias böyle demişti Narcissus için. Echo ile karşılaşmasa belki de yolu buralara varmayacaktı yakışıklı gencin ya da her halukarda bu sona ulaşır mıydı?
Sevgili tanrıça Hera kıskançlığıyla bilinen, bazen de son derece şımarık ve gaddarca davranan bir tanrıçaydı ve güzel sesli su perisini belki çok konuştuğu belki de sesinin güzelliğini kıskandığı için cezalandırmıştı. Echo artık tek başına bir kelime dahi edemeyen, sadece ve sadece insanların sön sözlerini tekrar edebilen bir su perisiydi. Saklanarak yaşamaya başlamıştı, kaçıyordu artık herkesten. Ve bir gün saklandığı çalılıkların arasından onu gördü. Nehrin kenarından su içmeye gelen bir avcı ve o çok yakışıklıydı. Echo onu görür görmez aşık olmuştu ama ortaya çıkmaya utanıyordu, çünkü artık onun sesi yoktu…
Latin şair Ovidius anlatır;
Ekho görünce Narkissos’u bir ıssız kırda dolaşırken
Arzu sardı göynünü, düştü gizlenerek izlerinin ardına;
Bir çıranın ucuna sürülmüş yanıcı kükürt
Beni getirilen alevi nasıl kaparsa
Ekho da yaklaştıkça ona daha yakından yanıyordu aşkla.
Kaç kere okşayıcı sözlerle ona sokulmak,
Kaç kere yumuşak dileklerini ona sunmak istedi;
Yaradılışı vermedi izin söze başlamaya…
Önce Narcissus konuşmalıydı ve Echo onun kelimelerini ona tekrar yansıtacaktı, onunla konuşabilmesinin başka bir yolu yoktu, güzel sesinin çıkarabileceği kelimeleri ölmüştü.
Çalıların arasından gelen kıpırtılara kulak veren Narcissus selenmişti sonunda;
‘’Kim var orada?’’
‘’Orada’’ dedi Echo ve kendisini göstermeye karar vererek dışarıya çıktı. Oysa Narcissus onu gördüğü an kollarını boynuna dolayacak ve Echo aşkına karşılık görecekti. Oysa Narcissus karşısında bir peri görünce korkmuş ve kaçmıştı. Tanrılara yalvaran Echo’nun dilekleri elbette tanrılar tarafından karşılıksız bırakılmayacaktı. Üzüntüsünden yemeden içmeden kesilen Echo karşılık bulamadığı aşkı uğrunda ölmüştü…
Ve bir gün nehirden su içerken yansımasını görüp, kendi kendisine aşık olan Narcissus da aynı Echo gibi aşkından, ama kendi kendisine olan aşkından, nehirdeki yansımasını seyrederek can vermişti.
Peki Narcissus kendisine olan aşkından mı reddetmişti güzel peri Echo’yu ve daha öncesinde aşkına karşılık vermediği diğer onlarca kadını? Oysa öncesinde kendisini hiç görmemişti ki!
İşte burada asıl konumuz kehanetin başlangıcına dönmek oluyor. ‘’Kendini bilmezse uzun bir yaşamı olacak!’’ Bu günlerde sıklıkla duyduğumuz ‘’kendini bilmenin erdemi’’ lafının doğruluğu ortaya çıkıyor.
Yani kahramanımız Narcissus kehaneti duyan ailesi tarafından kendisini bilmeyecek şekilde yetişmiş ve bu durumda da diğerlerinin hissettikleri bir yana belki de kendisine ait olan hislerden bile sıyrılarak yaşamını sürdürmeye devam etmişti. Echo ise sadece bir yansımaydı ve zaten halihazırda onu arzulamıştı. Narcissus ise arzulamayı bilmiyordu, o zaten hep arzulanmıştı. Ta ki kendisine cevap veremeyecek, kendisini arzulayamayacak olan kendi yansımasıyla karşılaşana kadar!