Onun ismini duyanınız oldu mu hiç? İhtiyaç, zorunluluk ve kader tanrıçası olarak geçer literatürde…
Başlangıcı ve sonu yoktur onun; ihtiyaç ve zorunluluktan doğan kendi kaderini belirlemekte olan bu tanrıçanın gözlerindeki ışık evreni yansıtır. Kudretini Gaia bile taşıyamadığından, dünyaya gelememiş bir tanrıçadır o! Bu nedenle Kaos’un içinde yaşar. Kendi kaosunu bile kendisi yaratır ki, gerektiğinde kendi kaderini belirleyebilecektir.
Boynunda taşıdığı, ‘’ak çelik’’ denilen, tanrı metalinden yapılmış olan kolyesi; gereklilik ve zorunluluğun anahtarıdır. Yani kaderinin anahtarını üzerinde taşır.
İşte bu özellik, Ananke tarafından tüm kadınlara verilmiştir aslında… Her kadın kendi kaderinin anahtarına sahiptir, bu zekâ ve kudret bizlere yani bütün kadınlara bahşedilmiştir.
Büyük zorluklara göğüs gerebilen her kadın, eminim ki bu zorluklarla baş etmeye çabalarken, içinde yükselen ruhun derinliklerinde o kudreti hissetmiştir. Sıradan, herhangi bir sorun yaşamadan yaşayan bir insanın aksine, hayata daha da çok tutunma çabasını iliklerine kadar hissetmiştir. İşte bu içimizdeki Ananke’dir. Zorunluluk ve ihtiyaç durumlarında bize yardıma koşan o içimizdeki kudret, aslında içimizde sakladığımız tanrıçadır. İhtiyaç duymadığımız anlarda, orada olduğunu bile bilmediğimiz o kudretli tanrıçadır!