Bob Lewis (2002) yılında azmış olduğu “Crisis Management” makalesinde der ki:
“Krizde liderlik kolaydır, bu yüzden bir sürü kötü lider, olmayan krizler yaratırlar. Belki de bu yüzden bazı politikacılar da kendi kötü yönetimlerini ve baskıcı stratejilerini fark ettirmemek için savaşlar yaratırlar. Ama asıl liderlik, kriz bittiğinde gerekmektedir, asıl zor işler kriz sonrasında lideri bekler.”
Kadına yönelik toplumsal farkındalığın artmasının ardından, iş hayatında da roller tam anlamıyla hızla değişiyor. Tüm yaşantımızda olduğu gibi iş hayatında da ötekileştirişi “rol dağılımı” ortadan kalkıyor. Ve daha düne kadar “erkek işi” olarak algılanan pek çok alanda bugün kadın liderler başarıdan başarıya koşuyor ve üstün başarılarla tarih yazıyor.
O sana göre değil? “Erkek işi” algısını ters-yüz edip ezberleri bozan ve tabuları yıkan kadınlarla iş dünyasındaki keskin cinsiyet eşitsizliğiyle yüzleşip, krizi fırsata çeviren, ileri görüşlü ve gelişmeleri öngörerek gerekli müdahaleleri zamanında yapan lider davranışlarını ve yönetim süreçlerini ele alacağımız bu yazı serüvenimizde bakalım nerelere gideceğiz. Ve sizler hangi liderlik davranışlarına kendinizi daha yakın hissedeceksiniz.
Kriz durumları, aslında motivasyon sağlar ve kriz anında davranışlar karşılıklı güveni, bağları kuvvetlendirir. Aslında lider kişi normal zamanlarda da yaratmaya çalıştığı tek bilinç “ortak bilinç” kavramıdır. Ortak bilinç aynı zamanda hedefe ulaşmada işbirliği sağladığından lidere daha net ve özgür biçimde kararları verme ve uygulatma üzerine otorite kurma şansı tanır. Normal zamanlarda ise, liderler hedefe ulaşma yolunda çevresindekilerle iletişim ve beyin fırtınası yaratacak şekilde ilerler, ortak bir noktaya aslında daha büyük zorluklarla, daha uzun zamanda ulaşırlar. Güncel yönetim yaklaşımlarında pek çok liderlik bakış açısı gelişmiştir.
Liderle kendilerini destekleyenler ve izleyenler arasında birbirlerini pozitif yönde etkileyen ve birbirlerinin motivasyonlarına katkı sağladıkları, bir vizyon sahibi olmaları ve güçlü kişilik özellikleriyle ilham veren dokunuşlar yapan “Dönüşümcü Liderler”, destekleyenlerini de izleyenlerini de etkileyerek, onlara beklentileri konusunda ilham vererek onları değişmeye yönelik motive edebilmektedir. Kişisel değerlere ve inançlara sahip, kurum amaçlarına erişme kararlılığına ve inancına sahip, yaratıcı bireylerdir. Kurum için daha olumlu bir gelecek planlar ve bir örgüt kültürünün oluşturulmasına katkı sağlarlar.
Günümüzün rekabet ortamın aslında belki de önemli olan, lider ve onu izleyenlerle destekleyenler arasındaki karşılıklı ilişki durumudur. Çalışanların performansına ilişkin beklentilerini saptayarak, bu beklentilere ne şekilde karşılık verileceğini açıklayarak, çalışanların performanslarını değerlendirme konusundaki ilkeleri detaylı biçimde ortaya koyar. Çalışanların amaçlara erişip erişemediği konusunda geri bildirimde bulunur ve karşıladıkları amaçlara uygun olarak ödüllendirilmelerini sağlayan, “Etkileşimci Liderlikte” grup üyeleri liderlerinin onlara yönelik vaat ettikleri ödüllerle motive edilmekte ya da olumsuz geri dönüşüm ile yönlendirmektedir.
Liderler, yönetim ve karar alma yetkisi sadece kendilerinde olduğu için kararların hızlı alınıp uygulanması gereken olağanüstü durumlar dışında da çok ivedi davranılabilmesidir. Bu davranışın en önemli sakıncası örgüt çalışanlarının inanç ve duygularının dikkate alınmayan. “Otoriter Lider” aldığı kararlarda kendi dışında başka hiç kimsenin söz sahibi olmamasından ötürü çalışanların iş yapma isteğinin körelmesi ve motivasyonunun olumsuz yönde etkilenmesi, bütün bunların sonucunda da örgüt içinde çatışmalar yaşanmasıdır.
Lider ve izleyicileri aynı amaç için birlikte hareket etikleri zaman gerçekleştirdikleri işe etkide bulunan süreçler hakkında karşılıklı olarak bilgilendirme yaptıkları ve düşüncelerini ifade ederek öneriler getirmelerini de önemseyip destekleyen, “Demokratik Lider” sorumluluğun tamamını almaktan çok sorumluluğu dağıtmaya önem vermektedir. Ve grup içi sosyal dayanışmayı arttırmaya, çatışmayı da azaltmaya çalışır. Demokratik liderliğin başarısı, lider olmadan dan grubun yalnız olarak iş sürecini devam etme seviyesiyle ölçülmektedir.
Son zamanlarda çalışanlarının hem iş yerinde ve hem de iş dışındaki özel yaşamları üzerinde söz sahibi olmak isteyen, “Paternalist Liderler”, yaşamın her alanında çalışanını kontrol etmek niyetindedir. Paternalist lider, çalışanlarına iş yerinde liderlik ettiği kadar, onların özel yaşantılarına da girerek her alanda onlara karşı korumacı bir tutum içinde olduğunu ve her tür koşulda onların iyiliği için eylemde bulunduğu imajını oluşturmayı hedeflemektedirler.
Serbest piyasa ekonomisinin aktif olarak işlediği günümüz iş dünyasın da yeniliğe ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak çalışma koşul ve yapıları da sürekli değişmekte ve gelişmektedir. Yukarıda ki liderlik tarzlarından hangisini tercih ederseniz edin, yeniliğin kaçınılmaz olduğu, yeni fikirlerin, yeni düşüncelerin ve yeni yönetimlerin ihtiyaç haline geldiği örgütlerde, örgütleri bu anlamda temsil edecek, yönetecek kendi tarzını oluşturmuş liderler büyük önem arz etmektedir. Özellikle teknoloji anlamında yaşanan gelişmeler, genel anlamda genç olan girişimci ve yenilikçi ruha sahip kişilerin bile büyük fikirler üretmesine ve bu fikirleri hayata geçirerek dünya çapında önemli büyüklüğe ulaşan firmalar kurmasına olanak vermektedir.
Hatta liderlik anlamında fark yaratmak ve diğer liderlerden ayrılarak öne geçmeyi sağlamak, girişimci ve yenilikçi ruhla, yaşanan krizlerde diğer firmaların çöküş yaşadığı bir zamanda krizleri fırsata ancak çevirebilmektedirler. Globalleşmenin neler getirebileceğini fark eden liderler için, tüm iş kollarında teknolojik ve yapısal hızlı değişimi de destekleyecek karar süreçlerini de beraberinde getirmektedir. Şirketin bütünü ile ilgili kararları salt içeriden bakarak vermek yerine, Beyond to Human Resource Management Consulting olarak vermiş olduğumuz, Yönetim Danışmanlığı katkımızla; Koşullar ve yeni fırsatlar / tehditler oluşturan dış çevre etmenlerinin birlikte, dışardan bir bakış açısıyla analiz ediyoruz.
“Galilei, engizisyon mahkemesinde hayatını kurtarma karşılığında “Dünya yuvarlaktır ve Dünya Güneş’in etrafında dönmektedir,” iddiasından vazgeçtiğinde, bütün kilise çanları bu haberi coşkuyla duyurdu. Onun görüşünden dönmeyeceğine inanan ve evinde kederle hocasının ölüm haberini bekleyen genç asistan önce hayrete düştü, sonra da öfkeye kapıldı. Yaşlı usta evine döndüğünde, “Yazık, kahramanı olmayan bir topluma!” diye karşıladı hocasını. Galilei, “Yanlış,” diye yanıt verdi sükunetle: “Yazık, kahramanlara ihtiyaç duyan bir topluma!” Çalışma alanımızda da düzenli, uyumlu ve özgüvenli, toplumlar oluşturabilirsek eğer, kahramanlara ihtiyaç olmadan da, var olan düzeni koruyup, sürdürebiliriz.
Bu anlamda çalışanların işe alınma süreçlerinin her aşaması önemlidir. Çünkü kurumsal uyum ve süreç eğitimleri, krizlerde liderin tek desteğidir. Bir sonraki yazı serüvenimizde, en baştan, “Seçme ve Yerleştirme Sürecinde Pozitif Ayrımcılık” kadınların her sürece dahil edildiği düzen oluşturmayı konuşalım.
Başarılarımız ve ışığımız daim olsun.
Dr. Bahar Zeynep Barut.
baharzeynepb@beyondtohuman.com