Hep ekonomi yazmak, konuşmak kadar sıkıcı oluyor.
Son günlere damga vuran, toplumun azınlıkta bir kısmının da İtalyan film platosundan çıkma konuşma hitabet kazanmasına neden olan, olayın esas adamı ve süre gelen olayları biliyoruz.
Ama kendisinin hitap ettiği bir kesim var. Oy verme yeti kazanmış olduklarından artık çoğunluklar, siyasilerin merkezindeler. Hadi tanıyalım bakalım Z kuşağı veya Z jenerasyonu,
Benim kuşağım olan Y kuşağından sonra gelen, Alfa Kuşağı’ndan önce gelen bir demografik kuşak olarak tanımlıyoruz.
1997–2012 yılları arasında doğan kişilerden oluşmaktalar:
Kişilik özellikleri:
Bireysel, fevri, sorgulayıcı, internet üzerinden sosyalleşebilen, kaynaklara çabuk ulaşması nedeniyle kolay sıkılgan, anti otoriter, biat etmeyen, akılcı, yaratıcı ve kendi yaratıklarından da sıkılan kişilerden oluşurlar.
Sümer tabletlerinden günümüze aktarılan bir cümle var. Şimdiki çocuklar bir başka. Her şeyi biliyorlar. Her şeye bir cevapları var.
Aslında anne ve babaların sorgulama düzeyi artıkça çocuklarında artmış oluyor. İş görüşmelerinde daha çok Z kuşağı ile karşı karşıya kalıyoruz. Cevapları ve yaratıcılıkları ile bana göre muhteşemler.
Ben Y kuşağıyım. Ben bile çoğu zaman fikir almak için, Z kuşağındaki bir bireylere sorabiliyorum. Daha farklı bakış açısı ile düşüne biliyorlar. Onların mantıklı açıklamaları karşısında şaşırıp kalabiliyorum.
Bizler çocuklarımızı kendi yetiştirilme tarzımıza ve bilgimize göre çocuklarımızı yetiştirmeye çalışırız. Ailemizden ne gördüysek, eğitimlerle kendimiz ailemize nasıl katkılar kattı isek, çevresel faktörlere nasıl davrandıysak veya bizim zamanımızda nasıl oluyorsa öyle yapmaya çalışırız.
Hayat akıp giden bir döngüye sahip olmakla birlikte, her gün, her an hayat gelişim ve dönüşüm içindedir.
Bizler tüm gelişmelere ayak uyduramayabiliriz. Ama gelişmeleri bilenlere danışmak her zaman iyidir. Teknoloji çağı ve liderliği ön plana çıkmışken, pandeminin de etkisi ile teknoloji hayatımızın merkezine geldi ve oturdu.
Ve Z kuşağı ve Alfa kuşak, Teknolojinin de verdiği yetkiye dayanarak hızlı ve analitik düşünme yetisini bünyelerinde barındırmakla birlikte, artık ailelerde benimsemiş oldular. Aslına bakarsanız Pandemi aillerin teknolojiye bakış açılarında ki varolan tabuları yıktı.
Ve Fakat teknoloji ile kazanılmış olan beceriler bireyseldir. Bireysel beceriye sahip olmuş olan ve buna alışkın olan birey asla ekipleşemez.
Bu şu demek; asla ekip çalışmasına gelemezler!
Özgüvenleri son derece yüksek olan Z kuşağının özgürlük konusunda bir hayli keskin çizgileri vardır. Özgürlüklerine ve bağımsız olmaya karşı meyilleri vardır hatta bu meyil düşkünlük boyutunda olabiliyor.
Ebeveynlerle çatışma ise tam burada yani özgürlük alanlarına girdiğimiz zaman yaşıyoruz. Özgürlüklerinin kısıtlanmasından ve konfor alanlarına müdahaleden hoşlanmıyorlar. Z kuşağı için “Impossible is nothing” mottosu son derece uygundur diğer bir deyişle onlar için imkânsız diye bir şey yoktur.
Toplumsallaşma gibi bütünleşmelerden hoşlanmazlar. Kuralları sevmezler.
Z kuşağı kendini gerçekleştirmek ister. Ailelerin veya büyüklerin izinden gitmek yerine kendi hayallerinin peşinden gitmeyi tercih ederler.
Çaba harcamak, öz verili olmak, emek vermek gibi kavramlar Z kuşağı için pek geçerli olmaz. Hırslı değildirler.
Teknolojinin içine doğan bu nesil, bilgiye erişimin hızına da müpteladır. Ülkeler arasında yaşanan gerilimler, şiddet, politik tartışmalar teknoloji sayesinde geniş kitlelere hızlıca ulaşıyor. Buda onlarda stres ve kaygı gibi psikolojik bozulmalara yol açıyor. Ve diğer bir sorun ise bilgiye çok çabuk ulaşmaya alışık olduklarından hızlı yaşamaya da aşinalardır. Bu nedenle ilişki kurma ve yürütme konusunda da çok çabuk sıkılabilirler.
Bunun yanında farklı sosyolojik gruplarla ilişki kurma konusunda başarılıdırlar.
Aynı zamanda haklarını arama konusunda da oldukça etkindirler. Kendilerine yapılan bir haksızlığa karşı sessiz kalmak Z kuşağına göre değildir. Mutlaka hakkını arayacaklardır. Z kuşağının hayal dünyasında limit yok denebilir. Multi tasking becerisi oldukça yüksek bir kuşak söz konusu bunu bilmenizi isterim.
Z kuşağı için isteklerinde sonuna kadar direten, haklı olduğu konularda asla geri adım atmayan bu kuşağı siyasi vaatlerle çok fazla ikna edemezsiniz.
Onarı ikna etmek istiyorsanız Y kuşağı ile iyi geçinmeniz gereklidir. X kuşağı ile çatışma sorunsallarını biz Y kuşağında kalan arabulucular çözüyoruz.
Z kuşağı kendi bireysel yapısında hırslı ve azimli iken, toplumsal dönüşüm için daha önce sözünü ettiğimiz üzere hırslı ve azimli değildir bu nedenle ilerleyen dönemlerde ve iş hayatında bir takım krizlerle karşılaşacakları nettir.
Z kuşağı bireylerle sohbet ettiğimiz her detaydan söz etmem mümkün değildir. Gelecek endişesini yoğun şekilde yaşıyorlar. Diğer kuşaklara kıyasla stres seviyeleri de daha yüksek olduğundan huzursuzlar. Z kuşağı çocuklarının hepsi birbirinden donanımlı olduğu için bu koşullar içerisinde öne geçebilmek her zamankinden daha zor olacak gibi görünüyor. Bu baskı yaratıyor.
Bu noktada onları kurtaracak olan ise alileri ve özgüvenleri, öz güvenleri diğer kuşaklara göre çok daha yüksek olduğu için çok çabuk yıkılmayacaklar, zorluklarla mücadele etmede çok başarılı olmasalar da hem özgüvenleri hem de ailelerinin korumacı yapıları sayesinde alternatif çözümler bulabileceklerdir.
Güneşin bizim için doğması dileğimizle,
Bereketli bir hafta olsun.
Dr. Bahar Zeynep Barut.
Managing Director
Beyond to Human R.M.C