Sayın ASO başkanı, piyasalara aranan ya da beklenen bir çözüm önerisi sundu. Sözlerime, Teşekkür ederek başlamak gerektiğini düşünüyorum. Bende biraz çalışma yapmak ve anlamak istedim yazımı yazmadan; hadi başlayalım öncelikle önerdiği proje de iki para kavramı var.
“Maliye Parası” veya “Kaydi Para” olarak adlandırdığı bu kavramların özünde ise çözümsel bir proje olarak karşımıza çıkıyor. Açıklamaya göz atalım; “Maliye Bakanlığı, belirlenen tarzlarda borçlar için belli şartlara bağlanmış itibari para verecek. Aslında para diyoruz ama ortada fiziki olarak para olmayacak, yani Hazine’den para çıkmayacağı gibi, likidite dengesini de düzeltecek bir yöntem. Öneriyor ve açıklamasının devamında daha haklı kangrenleşmiş bir sorundan bahsediyor;
“Benim sadece bir üyemin 300 milyon liranın üzerinde birikmiş KDV alacağı var. Bu para ile 50 milyon liradan en az 6 tane yeni fabrika demek. Üstelik bu para yüzde 45 enflasyonun olduğu bir ortamda devletin elinde eriyor. Bu para benim elimde olsaydı mal alacaktım veya yatırım yapacaktım. Oysa sanayicinin parası yüzde 45 negatif faizle devletin elinde eriyor. Yanı sıra sermaye ihtiyacını karşılamak için yüzde 25’e kadar faizle bankadan kredi kullanıyoruz. Devletten alacağını tahsil edemeyen sanayici, yüksek faizle kredi kullanırken, bu yetmezmiş gibi bu krediyi masraf olarak bile gösteremeyeceği düzenleme yaptılar. Bu adaletsizlikten çıkıp zulüm, üretmeme vergisi haline geldi.”
Peki sunulan çözümün akışı nasıl ilerliyor?
- Devlet, kendisinden alacaklı olan firmaya ‘Çalıştığın bankaya gidip sadece bu iş için yeni bir hesap açmasını talep edecek,
- Bu hesaba senin adına limit göndereceğim, bu limit karşılığında bunu 12 ay, 36 ay kaç ayda kullanırsan, finansman kullanacaksın’ diyecek.
- Firma KDV’yi nakit olarak getirip yatıracak. Bunun karşılığında üç ay vadeli özel bir çek alacak. Bu çek reel sektörün kendi arasındaki borç alacak ilişkisinin kapatılmasında da kullanılacak, yani kendi aralarındaki borçların mahsuplaşmasını sağlamış olacak.
- Üçüncü ayın sonunda çek kimin elinde ise o da devlete yapacağı ödemeyi bu çek ile yapacak.
- Bu çek her el değiştirdiğinde, KDV, ÖTV, Muhtasar gibi vergiler doğacak. Yani aslında devlet o paranın daha fazlasını 3 ay içinde doğacak vergilerle tahsil etmiş olacak.
- Başka bir ifade ile çekler, nominal değerleri kadar vergiyi doğurmuş olacak. Bu paranın, ithalatta veya herhangi bir tasarruf aracında kullanımına yönelik de sınırlama olacak. Yani hamiline bir çek olmayacak, arkasındaki cirolardan takip edilebilecek. Bunun bankacılık sisteminin rasyolarının düzelmesine de katkısı olacak.
Ve çözüm önerilerinin devamında ise ;Nurettin Özdebir dünyada Türkiye dışında sadece Çin’de firmaların KDV alacağı yükü altında kaldığını; Türkiye kadar yüksek enflasyonu olmayan Çin’in farklı finansman modelleri ile firmalarını desteklediğini belirtiyor. Bütün ülkelerin ay sonunda, üç ayda bir ya da yıl sonunda mahsuplaşabildiklerine dikkat çekti.”
Öneriden sonra enerjim değişti çünkü gerçekten dikkate alınması ve diğer oda başkanları tarafından desteklenmesi gerekli bir öneri. Algoritmasına bağlı kalarak uygulanırsa gerçekten muhteşem bir etkisi olacağına eminim.
3 Eylül günü açıklanan Ağustos ayı enflasyonu göre son bir yılda tüketici fiyatları yüzde 19,25, üretici fiyatları yüzde 45,52 artmış olması demek; piyasanın da fiyatlarına ciddi bir zam yapacağı anlamına gelmiş olduğunu biliyoruz. Ve hepimiz bu zamların etkisiyle daha da küçülmeye gideceğiz, konfor alanlarımızı terk etmek zorunda dahi kalabileceğiz.
Üretmek için hammadde alan üreticilerin çoğu, hesaplamalarında vaade olarak satışlarını ortama 3 ay ile yapıyor. Hammadde alırken ödediği KDV’yi vadeli satışlardan aslında taksitle toplamış oluyor. Bu firma için ciddi bir yük oluşturmakta çünkü tahsil için o malı satması gerekiyor ve alacaklarını da tahsil etmesi için de uzun bir süreç gerekiyor. Bu bağlamda ASO başkanının önerisini önemsiyorum.
İlk bakışta devleti zarar sokacağı endişesi ya da sorunlu KDV alacağı gibi durabilir, am bu etki ile yeni vergi türlerini yaratan bir yeni kaynağa dönüşebilir. Özellikle de sanayi ve ticari dünyanın yaşadığı, hem de yıllardır çözüm bulunamayan Katma Değer Vergisi (KDV) alacağına ilişkin çözüm olabilir.
Güneşin bizim için doğması dileğimizle,
Bereketli bir hafta olsun.
Dr. Bahar Zeynep Barut.
Managing Director
Beyond to Human R.M.C