Bizler hayatımızın her anında mutlu olmayı isteriz ve mutluluğumuzu gerçekleştirmek için yaşar dururuz değil mi? Günlük yaşantımızda para harcamak, arkadaşlar ile buluşup çeşitli mekanlara gidip vakit geçirmek bizleri mutlu edecektir, diye düşünebiliriz ama doğrusuna değinmek gerekirse bir çoğumuz bu yaptıklarımızdan mutlu olmuyoruz ya da olamıyoruz. Sürekli mutluluğu kovalamak ve ona ulaşmak için bizler; yeni ve son model bir arabanın bizleri mutlu edeceğini, uzak bir ülkeye seyahat etmenin bizleri mutlu edeceğini ve başka bir şehre taşınarak mutluluğunu bulacağımızı düşünürüz. Mutluluğumuz hayalimizdeki işe girerken ya da hayalimizdeki ultra konforlu arabanın yada evin anahtarını ellerimizin arasında tuttuğumuz zaman en üst noktasına ulaşır ve süresini bir müddet korur.
Peki ya sonra?
Bir zaman sonra mutluluğumuz yine eski haline, tabiri caizse klişeleşmiş mutluluğa döner.
Alışkanlıklarımız, mutluluğumuzun genel düzeyini belirlemede yardımcı olur. Peki, sizce bu ‘düşünceler’ bizleri mutlu yapmazsa, ne yapmalıyız?
Psikologların ve bilimcilerin uzun süredir cevap aramaya çalıştığı konu olan mutluluğun araştırmalar sonucu üç farklı tamamlayıcı öğelerden oluştuğunu görüyoruz; bunlar genlerimiz, yaşadığımız olaylar ve değerlerimiz.
-Mutluluğun %50 ‘si DNA’ larımıza kodlanmıştır. Kimimiz doğal olarak sadece diğer insanlardan daha neşeli olmaya eğilimlidir.
– Mutluluğumuzun % 40’nın hayatımızda yaşadığımız olaylardan beslenmektedir. Eğer ruh halimiz genellikle kırılgan ise, bu yetişme tarzımızdan kaynaklanmaktadır.
– Mutluluğumuzun %10’ nu çevresel faktörlerden oluşur; yaşımız, cinsiyetimiz, ırkımız, geçmişimiz ve imkanlarımız mutluluğumuzun sadece % 10 nu oluşturmaktadır.
Bizler genetiğimiz üzerinde herhangi bir kontrolümüzün olamayacağını biliyoruz, ama çevresel faktörlerimiz üzerinde kontrolümüz var ise, kendimizi mutlu etmek için yapabileceklerimize odaklanmamız gerekmektedir.
Eğer mutlu olmak istiyorsak, asıl olan içimizden gelmesi gereken mutlu olma isteğidir.. Ne para, ne iş, ne mevki, ne kişisel kazançlar bizlere uzun ömürlü mutluluk vaat etmemektedir.
Peki, kendimizi mutlu etmek için günlük hayatımızda ne yapmamız gereklidir? Bu konuya değinelim.
Günlük hayatımıza yapacağımız alışkanlıkları yerleştirerek, kendimizi mutlu edebiliriz.
Gülümseyin; gülümseme eylemi sadece fiziksel bir dönüşüm değil, bunun yanında duygusal ve zihinsel dönüşüme neden olur..
Esnek olun; hayatımızdaki en cesaret kırıcı durumlardan biri başarısızlıktır. Bizler bir konuda başarısız olduğumuz zaman ruh halimizi kötü hisseder ve bu mutluluğumuzun azalmasına sebep olur. Ama esnek insanlar kendilerini toparlamaya çalışır. Esnek düşünceli insanlar için başarısızlık sadece bir anlık yüz düşmesidir, hemen toparlanıp amaçları için tekrar mücadele etmeye başlarlar.
Olayların iyi yanını görebilmeye çalışın;hayatımızda bir şey yolunda gitmediğinde, kolaylıkla cesaretimizin kırılmasına neden olur. Fakat olayların iyi tarafını görmek mutluluğumuz için hayati bir alışkanlıktır.
Egzersiz yapın; 15-20 dakikalık günlük egzersiz sizi mutlu etmek için gerekli alışkanlıklardan biridir. Günlük kısa süreli egzersizler; kan akışını uyarmaya, kan basıncını düşürmeye ve endorfin hormonun seviyesinin artmasına yardımcı olur. Endorfin vücut tarafından üretilen; rahatlık, hoşluk, keyif ve huzur gibi duygularla ilgilidir. Ayrıca egzersiz diğer olumlu alışkanlıkları arttırmak için temel bir alışkanlıktır.
Minnettarlık gösterin; günlük yaşamımızda minnettarlık beynimize güçlü bir sinyal gönderir. Minnettar olmayı alışkanlık haline getirdiğimiz zaman, yaşadığımız güzelliklere teşekkür etmeyi rutin davranışımız haline getiririz. Her zaman için bir şeyleri istemek kolaydır, ama bir şeyler için minnettar olmak, teşekkür etmek zordur.
Anlamlı ilişkiler kurun;bizler çoğu zaman hayallerimizi takip ettiğimiz vakit, insanlar da dahil olmak üzere çevremizdeki her şeyi unutmaya eğilimliyiz. Uzun ömürlü bir mutluluk elde edebilmek için anlamlı ilişkiler geliştirmek gerekir.
Anı yaşayın; bizler kolaylıkla geçmişimiz ve geleceğimiz hakkında endişeye kapılabiliriz. Ama mutlu insanlar şimdi ve burada kavramını hayatlarına yerleştirmişlerdir. Mutluluk herkes tarafından elde edilebilir bir durumdur. Tek yapmamız gereken etrafımızdaki tüm güzelliklere bakmak ve bu güzellikleri görüp, tüm mutlulukların hayatımıza girmesine izin vermek.
Gülün;hayatı gereğinden fazla ciddiye almak mutluluk için bir yöntem olamaz. Aşırı ciddi olmak stresin, endişenin ve korkunun güçlenmesine sebep olur. Hiçbir şeyi gereğinden fazla ciddiye almayın! Belirli durumlarda ya da hayatınızın dönüş noktasında olduğunuz vakitte kahkaha atmayı bilin. Yaşadığınız zorlukların sizi tüketmesine izin vermeyin ve onlardan olumlu pencereler açmayı öğrenerek gülün
Sevgiyle kalın