Günümüzde litaritürdeki adı pek kullanılmasa da çalışma hayatında sıklıkla karşılaştığımız ve çalışan kişilerin kariyerlerini olumsuz olarak etkileyen bir durumdur cam tavan sendromu…
Burada kişi, kendine koyduğu engelleri aşamadığı zaman, başarısızlığı ve çaresizliği kabullenip, ilerlemeye cesaret edemez. Bir anlamda zihninde görünmez engeller yaratır.
Cam tavan sendromu pire deneyiyle literatüre girmiştir. Dr. David j.Schwartz, pirelerin farklı yüksekliklere zıpladığını gözlemlemiş, pireleri cam tavanla kapalı ve 30 cm yüksekliğe sahip bir fanusa almıştır. Fanusun zeminine ise metal yerleştirilmiş ve bu metal zemin ısıtılmıştır. Pireler metal zemin ısıtılmaya başlandığında zıplayarak kaçmaya çalışmış, zıpladıkça cam tavana vuran pireler önce bu engeli anlayamamıştır. Bu deney çok sık olarak yapılmaya başlamış, sürekli cama çarpan pireler bir süre sonra 30 cm den daha fazla yükseğe zıplamamayı öğrenmiştir.
Deneyin ikinci aşamasında ise metal zemin yeniden ısıtılmaya başlanmış, akabinde cam tavan kaldırılarak pirelerin nasıl bir tepki vereceği gözlenmiştir. Aslında önlerinde herhangi bir engel olmamasına rağmen pirelerin 30 cm’nin altında zıplamaya devam ettiği gözlenmiştir. Burada fiziksel bir engel olmamasına rağmen, zihinsel olarak yaratılan bir engel devreye girerek öğrenilmiş çaresizliği göstermiştir.
Bu durum özellikle iş yaşamında kendini göstermektedir. Kişi potansiyelinin farkında olmasına rağmen zihnindeki engellere takılıp kalmaktadır.
Cam tavan sendromunu sadece kadınlar mı yaşar?
İş yaşamında uzun yıllar boyunca cam tavan sendromu kadınlar için kullanılan bir terimken son zamanlarda erkeklerin de cam tavan sendromu yaşadığı ortaya çıkmıştır. Son yıllarda kadınların iş yaşamında aktif olarak önemli rol almalarından sonra kadın yöneticilerin ve kadınların kariyer ilerlemelerinde birbirilerine karşı olumsuz tutum sergilemeleri ve birbirlerini engellemeleri de yadsınamaz bir hal almıştır.
Her ne kadar hem kadın hem de erkek için bu engellemelerin olduğu ve cam tavan sendromunu her iki cinsiyetin de fazlasıyla yaşadığı bilinmekte ise de özellikle kadınların kariyer yolculuklarında yaşadıkları engellemelerden söz etmekte fayda olduğunu düşünüyorum.
Kadınların yaşadıkları bu engeller şu şekilde karşılarına çıkmaktadır;
- Erkek yöneticiler tarafından konulan engeller: Kadınların üst düzeyde yönetici pozisyonlarında başarılı olamayacağına olan inanç etkisi altında olan erkeklerin düşünce şeklidir. Kadınların duygusal olmalarını gerekçe göstererek böyle bir ön yargı yaratılmıştır. Kadınların evlilik, hamilelik, doğum izni süreci gibi yaşadıkları durumlar kariyerlerinde başarılı olmalarına engel olarak görülmekte, başarılı olmalarını engelleyen faktörler olduğu ileri sürülmektedir.
- Kadın yöneticiler tarafından konulan engeller: Kadın yöneticiler de hemcinslerine kendileri ile aynı pozisyona gelmelerine engel olmak , o sektörde sadece kendilerinin olmasını istemek suretiyle kendi hemcinslerine iş yaşamında engeller koyarak yükselmelerini engellemek istemektedir.
- Kadının kendi kendine koyduğu engeller: Kadınların iş yaşamında yaşadığı özgüven eksikliği bu duruma sebebiyet vermektedir. İş yaşamının ağır yükü altında mücadele eden kadınlar, işlerinin yanında eş ve çocukların da varlığı sebebiyle zaman zaman yetersizlik hissedebilmekte, iş ile aile arasında sıkışabilmektedir. Bu durumda iş yaşamından mı yoksa eş ve anne olma durumundan mı fedakârlık yapması gerektiğini düşünen kadın ailesini tercih ettiğinde iş yaşamında geri kaldığını düşünmektedir.
- Toplumun koyduğu engeller: Burada kadının ne istediğinden ziyade toplumun kadından ne beklediği öne çıkmaktadır. İş yaşamına ağırlık veren, mesai saatlerinin dışında fazla çalışması gereken bir kadının önce eşliği, sonrasında da anneliği sorgulanmaktadır. Bu durumda kendini yetersiz hisseden kadın, birçok açıdan kendini sorgulamakta, kendini suçlu hissetmektedir.
Kadınlar özelinde bu sendromu değerlendirirsek cam tavan sendromu nasıl aşılır?
Bu sendroma ilişkin açıklama yaptığımızda belirttiğimiz üzere “zihinde yaratılan engeller”i aşmak için çaba göstermek gerekmektedir. Bu da düşünce yapımızı değiştirmekle başlar. Olumsuz düşüncelerden sıyırılıp, başarısızlık ve yetersizlik gibi negatif düşüncelerden kurtulmamız gerekmektedir. Öz güveni yeniden kazanmak için fırsatlar değerlendirilmeli, mesleki anlamda ileri taşıyacak eğitimlere katılmalıyız.