İlk yazılı metinler kitabelerdir. Göktürk yazıtları gibi.
Biz yazı dizimize destanlarla başlıyoruz. Her ülkenin kendini anlatan destanlarının olduğunu bilmekle beraber hepsini bu diziye almamız mümkün olmayacağı için, önemli birkaç örnekle yetineceğiz.
Destanların yapısını inceleyecek olursak, destanlardan alacağımız tat artacaktır. Burada yapamayacağız ama yazıldığı çağın özelliklerinin bilinmesi, destanın yazılma nedenini anlamamıza da yardımcı olacaktır.
Destana Yunanca epos (şiir), Fransızca Epope denir.
Destanlarda gerçekle gerçek üstü olan birbirine karışır. Tarih öncesi destanlarda tanrılardan bahsedilir. Tanrıların ölümlüler üzerindeki etkisi, tarihi olaylar üzerinden anlatılır. Böylece efsaneler ve gerçek olaylar birbirine karışır. İçinde yaşanılan çağın kahramanları yada olayları da manzum olarak yazılan destanlarda övülür.
Her milletin kendi toplumsal olaylarını, kahramanlarını yücelten o millete ait destanları vardır. Kuşaktan kuşağa aktarıldığı için, o toplumun özelliklerini anlamamıza da yardımcı olur. Çünkü yazıldığı toplumun temelini oluşturan inançları ve davranış pratiklerini destanlarda bulmamız mümkündür. Bu yüzden destanları milli eserler sınıfında değerlendirebiliriz. Tarihi bir kaynak olarak destanlardan faydalanabiliriz. Destanlarda olaylar abartılır çünkü olaylar ve kahramanlar halkın gözüyle değerlendirilir, ancak çok sonra usta bir şair tarafından derlenip yazıya geçirilir.
Ama Destanları kutsal anlatılarla karıştırmamak gerekir.