“Turing Yüzyıllık Markalar Hafızaevi” bir süre önce İstanbul’un tarihi bölgesi Sultanahmet’te ve tarihi bir İstanbul evinde ziyaretçilerini ağırlamaya başladı.
“Hafızaevi” Cumhuriyet ile birlikte kurulan Türkiye Turing Otomobil Kurumu ve Yüzyıllık Markalar Derneği’nin ortak projesi olarak hayata geçirilmiş durumda.
Yüzyıllık Markalar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Âsude Alkaylı ile “Hafızaevi”ni ve ilham veren bir kadın olarak görüşlerini konuştuk.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Uzun yıllar -zannediyorum bu sene 30 yılı geride bırakmış oldum- kurumlarda marka, pazarlama ve iletişim süreçlerinde görev aldıktan sonra, bağımsız hizmet vermeye başlayarak aynı alanda çalışmalarıma devam ettim. Tarihe olan ilgim bir süre sonra beni özellikle köklü markaları ve iktisat tarihini araştırmaya yöneltti. Pazarlama, marka, iletişim, marka mirası ve girişimcilik kapsamında dünyadaki ve Türkiye’deki köklü markalar ve marka mirası araştırma alanlarım. Özetle geçmiş, bugün ve geleceğin ilişkisine kafa yoran biriyim diyebiliriz.
Yüzyıllık Markalar Derneği ile yolunuzun kesişmesi nasıl oldu?
Aslında hizmet verdiğim bir projede tesadüfen duydum ve beni çok heyecanlandırdı, neredeyse hepsi takip ettiğim, müşterisi olduğum ve araştırdığım markalardı. Önce bir tanışma toplantısında yönetim kurulu ile bir araya geldik ve aynı toplantıda birlikte yürümeye karar verdik. Dernekleri de bir markalaşma süreci bekliyor, strateji, hedefler, projeler, yayınlar, seminerler ve bunların sürdürülebilir planlaması ile birlikte uygulama aşamalarını yönetmek. Tıpkı ticari kurumlarda olduğu gibi. Bu açıdan, süreçlerin kurumsallaşmasına keyifle katkıda bulunuyorum.
Yüzyıllık Markalar Derneği ne zaman ve nasıl kuruldu? Kuruluşundan bugüne geçirdiği aşamalar nelerdir?
Yüzyıllık Markalar Derneği 2011 yılında kuruldu. İlk 10 yıllık stratejik planı, üye kazanımı, köklü ve tarihi markalar konusunda bir farkındalık yaratmak, paydaş iletişimi, yayın, rapor, eğitim, seminer gibi faaliyetler yürütmek ve temelde “Marka Müzesi” kurmak yönündeydi. Bu bağlamda arşiv ve araştırma konuları bizim için daima öncelikli oldu. Gerek derneğimizin değerli üyeleri gerekse aday üye markalar ile mevcut arşivlerinin tespiti, korunması ve geliştirilmesi konusunda akademisyenler ile birlikte çalışıyoruz. Dernek için “korumak ve geliştirmek” birbirinden ayırmadığımız iki kavram. Derneğin stratejik planı çerçevesinde markaların tarih araştırmasını Tarih Vakfı ile tamamlayarak bir kitap projesi, Akbank, Sabancı Üniversitesi ve Deloitte iş birliği ile “Yüzyıllık Marka Olmak” başlıklı bir rapor, yine üniversiteler ile farklı iş birlikleri, projeler, Heritage İstanbul gibi değerli etkinliklere katılım, sayısız seminer ve 2023’ün ocak ayında Sultanahmet’te Hafızaevi projesi hayata geçirildi. Elbette pandemi sürecinden dolayı bazı projeleri tekrar ele almak ve süreçleri planlamak gerekti. Dolayısıyla müze projesinin bir örneğini Hafızaevi ile bir anlamda gerçekleştirmiş olduk.
Turing Yüzyıllık Markalar Hafızaevi nasıl ve ne amaçlarla hayata geçirildi?
Pandeminin hemen öncesinde Pera Müzesi’nin değerli ev sahipliğinde planladığımız Yüzyıllık Markalar Zirvesi ile birlikte ilerleyen süreçte bir sergi projesi planlamıştık. Neredeyse davetiyeleri basılmak üzereydi ve Mart 2020 itibariyle projeyi durdurmak zorunda kaldık. Daha sonra imkanlar dahilinde çevrimiçi etkinliklerle farklı projeler geliştirdik ve takvimi yeniden düzenledik. Projeleri hayata geçirmek üzere tekrar harekete geçtiğimizde yine derneğimizin değerli üyesi Türkiye Turing Otomobil Kurumu’nun Sultanahmet’teki mekanları gündeme geldi. Böylece eski İstanbulevi konseptindeki mekânda Turing ile birlikte Hafızaevi projesini yapmaya karar verdik. Bu proje Turing Türkiye Otomobil Kurumu ve Yüzyıllık Markalar Derneği’nin yani iki STK’nın ortak projesi. Hafızaevi’nin amacı Türkiye’deki yüz yıllık köklü markaların -ki Turing’de Atatürk’ün emri ile 1923’de kurulmuştur- bir arada olduğu, logoları, kuruluş yılları, kurucuları ve hikayeleriyle ziyaretçilerin hafızasını tazelemek, aynı zamanda kendi hikayelerini de hatırlatmak. Marka mirası kültürel değerlere işaret eder, bizim hikayelerimizde yeri vardır. Ayrıca unutmamak gerekiyor ki her markanın kurucusu aynı zamanda dönemin girişimcisidir. Bu süreç Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlayan ve özellikle cumhuriyet tarihine tanıklık eden, bugüne kadar da devam eden bir süreç. Bu devamlılığı – sürdürülebilirliği görünür kılmak ve araştırmak çok kıymetli.
Turing Yüzyıllık Markalar Hafızaevi önümüzdeki dönemde hangi yenilikleri, yeni projeleri yapacak? Hedefiniz nedir?
Hafızaevi’nin açılışını ocak sonunda yaptık, henüz çok yeni. Önümüzdeki aydan itibaren düzenli etkinlikler, sohbet toplantıları, eğitim, seminer gibi faaliyetleri ilan edeceğiz. Hafızaevi’nin en üst katı geçici bir sergi alanı, şu anda Turing’in sergisi mevcut. Bu alan iki üç aylık dönemlerde yeni sergilere ev sahipliği yapacak. Hafızaevi, mütevazi, ziyaretçinin her geldiğinde yenilikle karşılaşacağı yaşayan bir mekân olacak. Hemen aynı sokakta mart sonunda bir de Yüzyıllık Markalar Dükkânı açılacak, şu anda hazırlıkları devam ediyor.
Güncel kadın okurlarına yönelik olarak çağrınız nelerdir? Neler söylemek istersiniz?
Tılsımlı topraklarda yaşadığımızı düşünüyorum, ayaklarımızı yerden kesen, heyecandan kalbimizi hoplatan ve ne yazık ki bazen de acıdan birbirimize kenetlenip nefessiz kaldığımız topraklar. Çok işimiz var, yolumuz uzun. Bereketli coğrafyaların sıkıntısı da biraz fazla oluyor galiba. Birlik duygusu, kapsayıcılık, adalet ve özellikle iletişim konusunda daha duyarlı olmak zorundayız. Birbirimizi önce dinlemek, sonra anlamak ve merak duygusunu asla kaybetmemek gerekiyor. Merak edersek dinleriz ve gerçekten dinlersek anlarız, işte o anlayış gelecek inşasına giden yolu aydınlatır diye düşünüyorum.