Çanakkale’de mutlu bir evlilik süren Barış ve Hülya çiftinin hayatı, Hülya’nın disosiyatif bozukluk sebebiyle evi terk etmesinin ardından altüst olmuştur. Hülya’nın gidişi, Barış’ta büyük bir yıkım yaratmış ve Barış, bütün hayatını eşini bulmaya adamıştır. Bu arayış esnasında başına türlü olaylar gelen Barış, Aylin’le tanışmış, arayış artık iki kişilik olmuştur. Bu esnada Hülya başka bir kimlikle başka bir şehirde karşımıza çıkarken eşini ve çocuğunu doğum sırasında kaybeden Kemal’in evinde hapsolmuştur. Barış Hülya’yı, Hülya kimliğini, Aylin Barış’ı, Kemal ise Hülya’nın kişiliğinde Betül’ü arama yoluna girişmiştir.
Dramatik sonla biten psikolojik tahlillerin ve başarılı betimlemelerin olduğu bir kitap Asma Yaprağında Sardalyalar. Satır aralarında kaybolacağınız, yutkunurken zaman zaman zorlanacağınız etkileyici bir anlatım söz konusu.
“Anlatma iştahının kesildiğini fark ettim, bir ismin bir dudaktan çıkarken bu kadar can yakıcı bir tavır takınacağını o ana kadar hiç fark etmemiştim. Boğazına düğümlendi lokmalar, dalgalar kıyıyı dövedursun, sanırım ilk kez öksüz kaldı asma yaprağındaki sardalyalar.
Üç kere çalınan kapımın arkasındaki bahtsızlığımı hatırladım. Hülya’nın bu kadar şanslı olmasına da hayıflandım. Bana yardım edecek misin, dedi. Elimden ne geliyorsa yapmaya razıyım, dedim.
O masada her şeyi başından sonuna kadar anlattı. O anlattıkça ben dalgaların sesine kapıldım. O anlattı, kapım üç kere çalındı, sardalyalar öksüz kaldı.”