İçişleri Bakanlığı, 81 ilimize gönderdiği genelge ile 30 Ağustos Zafer Bayramı‘nın 98’inci yıl dönümü kutlamalarına “Corona virüsü tedbirleri” nedeni ile yine kısıtlanma getirmeyi ihmal etmedi.
Nerede ise milletinin sağlığına bu kadar önem veren bir iktidarın eşinin bulunmadığına inanacağız!
Çelişkiler zincirine bakacak olursak, tedbirlerin esasen neden alındığını anlamak için alim olmanız gerekmiyor!
Her milli bayramımıza getirilen tedbire –ısrarla- mantıklı bir sebep aramışızdır.
Ancak iktidar tarafından -nerede ise- kanun hükmünde gerçekleştirilen zorunlu toplanmalar, bu tedbirlerin bir yaptırımdan başka bir şey olmadığını bizlere açıkça göstermektedir.
Yıllardır mevcut iktidarda alerji etkisi yaratan milli bayramlarımızın kutlamaları çeşitli gerekçelerle ya iptal ediliyor ya da Kutlu Doğum Haftası, Kut’ül Amare gibi etkinliklerle adeta kasıtlı olarak gölgede bırakılıyor.
Aynı iktidar, Anıtkabir’e gitmemek için ise yıllardır türlü bahaneler üretmekten vazgeçmiyor.
İşte yıllardır bahaneler üretilerek kutlama engeli getirilen bayramlarımızın bilançosu:
5 kez 30 Ağustos Zafer Bayramı,
4 kez 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı,
2 kez de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı,
2 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı
İktidar bahaneler üretmeye alışmış olsa da bu millet kutlamasız bayramlara alışmaz.
Pandemi nedeni ile her bilinçli vatandaş elbette gerekli önlemlerini alacaktır ancak bu da ne bayrağa ne kutlamaya engel teşkil etmeyecektir.
“Normalleşme” süreci ile birlikte AVM’ler açıldı, kına geceleri kutlandı, düğünler yapıldı, askerler uğurlandı, cenaze törenleri gerçekleştirildi ve ülke yurtiçi-yurtdışı turizmine açıldı. Otellerimizdeki doluluk oranlarının artması ile birlikte hastanelerdeki doluluk oranlarının da yükselmesi, ne denli normalleştiğimizi bizlere açıkça göstermektedir.
Çoğunuzun hatırlayacağı gibi biz bu filmi 80’lerde, AIDS hastalığının başladığı dönemde de görmüştük.
“Türk’e bir şey olmaz” cesareti(!) ile korkusuzluğunu o günlerdeki gibi bugün de gösteriyor o cesur vatandaşımız!
Cesaretimiz o kadar büyük ki Ayasofya’nın ibadete açıldığı günde adeta “Sultanahmet turizmi” yapıldı.
Pandemi korkusu olmayan(!) üç yüz elli bin civarında kişi geldi Ayasofya’ya ve Sultanahmet’e!
Cumhurbaşkanı Sözcüsünün 15 Temmuz Demokrasi Ve Milli Birlik Günü’ndeki kutlamaya ilişkin “henüz dördüncü yıl olduğundan kutlamamak olmazdı” şeklindeki savunması,
Covid-19’dan ne kadar korkulmadığını bizlere göstermiş oldu.
Sağlık Bakanlığı’nca yapılan günlük vaka ve vefat sayı açıklamaları ise inandırıcılıktan bir hayli uzak görünüyor.
Her vatandaş ne derece risk altında olduğunu, vaka ve vefat sayılarını doğru bir şekilde bilmelidir.
İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları ise açıklanan sayılar hakkında ne büyük bir yanılgı içerisinde olunduğunu açıkça beyan ettiler.
Hal böyle olunca, Sağlık Bakanlığının halkını ikna edecek bir açıklama getirmesi bir mecburiyettir.
Tüm bu çelişkilerden çıkarılabilecek ana fikre göre, mevcut iktidar Mustafa Kemal Atatürk’ü seven ve ilkelerine bağlı milletinden korktuğu kadar, Covid-19’dan korkmadığı gibi pandemi sürecini bahanelerinde kullanmaktadır.
Tüm yasaklara inat 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun!