Sizce 65 yaş ve üstüne getirilen kısıtlamalar ile ölümcül olan bu tehlikenin üstesinden gelinebilir mi?
Bir de hangi yaş grubu tarafından yönetildiğimize, kısıtlamaların hangi yaş grubundan getirildiğine bakalım!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1954’lü yani 67 yaşında;
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1948’li yani 73 yaşında;
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1948’li yani 73 yaşında.
Demek oluyor ki iktidar ve muhalefet de 65 yaş üstünde ve doğrusu bu da oldukça ironik bir durum!
65 yaş ve üstü olarak tanımladığınız bu grup yaşa bağlı olarak rahatsızlıklar da yaşamaktadır.
Şeker, tansiyon, kalp – damar hastalıkları, kemik erimesi, depresyon, bunama, kanser türünde hastalıkları olduğu gibi, buna bağlı olarak genel durumu hızlı değişebilen, kırılgan, çoğunlukla yalnızlık çekmektedirler.
Kırılgan olan ve sağlık sorunları yaşayan bu grubun –belki de- herkesten fazla hastalanma ve ölüm korkusu yaşadığını bilmiyor musunuz, yoksa görmezden mi geliyorsunuz?
Kendilerini kısıtlamadan dolayı korumaya alan bu grup, yalnız kaldı ve çiçeklerle, duvarlarla kimi de kendi kendine konuşmaya başladı.
Oysa koronavirüs, evinden hatta odasından çıkmayan ama dışarıdan eve virüs taşıyanlardan ya da ağır entübe vakalardan dolayı hayatlarını kaybedenlerde ayırım yapmıyor.
65 yaş üstü olup aşılanan yurttaşlarımızın sokağa çıkma kısıtlamasına tabi olmasındaki mantığı çözeniniz varsa beri gelsin!
Dünyada 65 yaş ve üstüne kısıtlama getiren Türkiye’den başka kaç ülke var?
Bilindiği kadarı ile böyle bir uygulama başka ülkelerde yok ama birçok ülke Korona ile savaşında faklı önlemler alarak çok daha mantıklı çözümler üretiyor.
Bu ülkelerden Kolombiya’da bazı bölgelerde vatandaşlar kimlik numaralarına göre dışarı çıkabiliyor.
Bazı yerlerde uygulanan bu yasağa göre örneğin Barrancabermeja kasabasında yaşayanlar, kimlik numarası 0, 7 ve 4 ile bitenler Pazartesi, 1, 8 ve 5 ile bitenler Salı dışarı çıkabiliyor.
Hatırlarsanız bu uygulama geçtiğimiz yıllarda büyükşehirlerimizde de zorlu kış şartlarında trafiğe çıkacak olan araç plakalarında uygulanmış ve başarılı bir sonuç alınmıştı.
Tevellütten mütevellit kısıtladığınız 65 yaş ve üstü, nam-ı diğer 68 kuşağına saygı duruşunda bulunarak bilmeyenlere hatırlatmakta fayda vardır:
- Onlar çocuklarına Beethoven’i, Che’yi, John Lennon’u Maradona’yı, Marilyn Monroe’yu, Picasso’yu anlatan kuşaktır.
- Onlar 68 kuşağından gelen delikanlılardır ve 1 kişiyi bile öldürmeyip 43 can veren kuşağın gençleridir.
- Onlar ilkokulda yurt bilgisi, lisede mantık sosyoloji, felsefe, divan edebiyatı okumuş, okul koridorlarında gazoz kapağı ile futbol oynayan, “Imagine” şarkısının kuşağının idealist ve saf kuşağıdır.
- Azgın Zap Suyu’na köprü inşa eden, pancar, tütün, fındık, haşhaş mitingleri yapan, “tam bağımsızlık” için “Mustafa Kemal Yürüyüşü” düzenleyip Samsun’dan Ankara’ya yürüyen, Atatürk heykelleri tahrip edilmesin diye geceler boyu nöbet tutan bir neslin delikanlılarıdır onlar.
- Onlar, mahkemedeki savunmaları sırasında, Mevlânâ resmi çizip altına “Ben insanım” yazıp hâkime gönderecek kadar bu ülke değerlerine inanan bir kuşaktır.
- Onlar, resimden, edebiyattan gelen, ellerinden kitap düşmeyen ve nice yazarlar çıkaran bir kuşaktır.
- Anadolu türkülerini, Dadaloğlu’ndan Âşık Veysel’e şehre getiren 68 kuşağının delikanlılarıdır.
- 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askeri darbelerinin, öncelikle onları biçtiği de doğrudur. Zaten darbeler her nedense en çok o ülkenin eğitimli, bilinçli kesimlerini yok etmeyi ihmal etmemiştir tarih boyunca. Bu dönemlerde gençlerin, üniversitelerin, öğretmenlerin nasıl harcandığını bilmeyenler, -bir zahmet- yakın tarihe bakıp öğrensinler.
Özetle, sizin o yasaklar getirdiğiniz 65 yaş üstü kuşak bu ülkenin en bilinçli, en deneyimli, en dayanıklı, en yurtsever ve değeri bilinmesi gereken kuşağıdır.
“Lebalep” insanları bir araya getirirken ve o topluluğa “Maşallah Barekallah” sözleri ile övgüler dizerken, Cuma namazında saf tutarken teğet geçmiyor koronavirüs!
Diğer yanda ise Sağlık Bakanı “tedbirler etkili olmazsa Ramazandan sonra daha sıkı önlemler alınacak” ve/veya saat 19’dan sonra sokağa çıkma kısıtlamasına rağmen “gündüz aşı olmaya zaman bulamayanların iftardan sonra aşı olabileceğini” açıklaması Türkiye’nin bu kriz yönetimindeki başarısını(!) dünyanın gözleri önüne sermektedir.
“İşe yaramaz ve yaşlı” muamelesi yaptığınız ülkenin sadece %22’sinden oluşan ve nesli tükenmekte olan kıymetli “Z” kuşağının üzerinden çekin ellerinizi!