Rivayet olunur ki Erdoğan, Erbakan Ödülleri öncesinde sözcüsü İbrahim Kalın’ı ve Hulusi Akar’ı okul arkadaşları olan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ikna için ziyarete göndermiş.
Söz konusu ziyarette “sivil” olan tek şeyin, Hulusi Akar’ın üzerindeki kıyafetin olduğu, helikopterle Gül’ün konutuna inen Akar ve Kalın’ın tam 3 saat 5 dakika süren bir görüşme yaptığı da konuşulmaktadır.
Gül’ün, helikopterin içinden Erdoğan yerine Kalın’ın çıkması üzerine biraz bozulduğu da yine rivayetler arasındadır.
Yine de ikili okuldaş heyeti kabul etmiş ve “Aday olma” ricalarını dinlemiş, devreye Bahçeli’nin de girmesiyle birlikte, Gül’ü Saadet’in adayı olmamaya ikna ettikleri söylenmektedir.
Kılıçdaroğlu adayını tarif ederken, “Başarı hikâyesi olacak, herkesi kucaklamış olacak, ekonomi bilecek, polemikçi olmayacak” kriterlerini sıraladı.
Kılıçdaroğlu kulisindeki rivayetlere göre ise, Kemal Derviş, Mustafa Sarıgül, Faik Öztrak ve Hüsamettin Özkan dörtlüsünün ası Kemal Derviş olarak belirlenmiş ve Derviş’in sağlık problemlerini öne sürerek bu teklifi nazikçe reddettiği de CHP içinde konuşulanlar arasında.
Daha önce gündeme gelen Yılmaz Büyükerşen’in yaş faktörü ve Eskişehir’deki inisiyatifini kaybetme riskinden dolayı vazgeçilenler arasında olduğu da kulaktan kulağa fısıldanmakta.
Geriye kalan, seçilecek olursa sarayı satacak olan Muharrem İnce ve her seçimde mutlaka adı geçen, İlhan Kesici’nin CHP kapalı grup toplantısında yaptığı analiz sonrasında Kılıçdaroğlu’nun “Ekonomi bilecek, soğukkanlı olacak, kavgacı olmayacak, koşturmayacak” tanımı her ne kadar Kesici’yi işaret ediyor gibi dursa da sürpriz paketin bir şaşırtması gibi de görünmüyor değil.
Bir de CHP’ye önerilen sürpriz isim Abdüllatif Şener rivayeti var atlanmaması gereken!
Yani anlayacağınız, CHP cephesinde işler biraz karışık gibi görünüyor ya da gösterilmeye çalışılıyor.
Buradaki mantık, her cephenin akıl karışıklığını sağlayarak herhangi bir provokasyona meydan vermemek de olabilir.
Karamollaoğlu’nun adayına gelecek olursak, Gül’e gönderilen ricacılar neticesinde suya düşen bu adaylıktan sonra ibrelerin adeta Ali Babacan’a çevrilmiş olduğu da gezinen rivayetler arasında.
Rivayet edilen diğer isimleri de sayacak olursak…
Vatan Partisinden Doğu Perinçek;
Sosyal medya hesabından bir video paylaşarak “İktidar erken seçim kararı aldı. Bu bir seçim değil bu bir gasptır. İktidar ülkeyi gasp ediyor. 24 Haziran’da seçim demek ‘Ben seçimleri dün yaptım’ demek, ‘Benden başka ülkeyi kimse yönetemez’ demek. Bunu kabul edemeyiz, biz bu ülkenin evladıyız. Hepimizin seçme, seçilme ve özgürce yaşama hakkı vardır. Bu hakkımızdan vazgeçemeyiz. İnsan gibi ağız tadıyla dostça, kardeşçe, özgürce yaşamak için aday oluyorum” diyerek adaylığını açıklayan gazeteci Levent Gültekin;
2011 Genel seçimlerinde Edirne’den AKP milletvekili adaylığı bulunan anayasa değişikliği referandumunda Hayır Partisi kurarak ‘hayır‘ kampanyasını yürüten,16 Nisan 2017’de yapılan anayasa referandumunun birinci yıl dönümünde (16 Nisan 2018) Ankara’dan Diyarbakır’a yürüyüş başlatıp halen yürüyüşüne devam eden Tuna Bekleviç ve “Erdoğan’ın bütün planlarını akıl, sabır ve bir stratejiyle boşa çıkarıp seçimi alacağıma inancım sonsuz” diyerek adaylığını koyduğunu açıklayan CHP’li vekil Öztürk Yılmaz da bu kulis bilgileri arasında yerlerini alanlar arasında. .
Akşener’in net bir şekilde “Ben adayım” demesi ve Erdoğan’ın Bahçeli’nin dayanılmaz ısrarını kıramaması neticesindeki net duruşu(!) sonucunda eleme potasından kimlerin geçeceğini önümüzdeki günler belirleyecektir kuşkusuz olarak.
Hatırlatmakta fayda görüyorum; 16 Nisanda yapılan referandumunun gerçek kazananları hatırlayacağınız üzere “HAYIR”cılardı. 24 Haziranın kazananları da mutlak surette ülkenin kurtuluşunu düşünenler olacaktır.