“Türküm, doğruyum, çalışkanım” ile başlayıp, “Ne mutlu Türküm diyene!” sözleri ile biten Andımız’ın kaldırılmasından sonra devlet nişanlarından Atatürk kabartmalarının kaldırılma kararlarının alınmasını içimize sindirememeden –her nedense- bu defa da müzik korolarından Türk ismi kaldırıldı.
Neden?
Fatih Sultan Mehmet’in buyurduğu gibi;
“Türk olmak zordur çünkü dünya ile savaşırsın.
Türk olmamak daha zordur çünkü Türk ile savaşırsın.”
…ve şanlı tarihimize kanımızla yazılmış Türk adımızı kolayca gözden çıkarıyor olmamız ne kadar acı!
Sırada neyin olduğu ayrı bir merak konusu…
Değişiklik sırası Anayasa’da mı?
Gelin, hep birlikte Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının başlangıç kısmında yer alan paragrafı hatırlayalım:
“Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda;
Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedi varlığı, refahı, maddi ve manevi mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;
Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu;
Hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;
Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
Topluca Türk vatandaşlarının milli gurur ve iftiharlarda, milli sevinç ve kederlerde, milli varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh, cihanda sulh” arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere.
TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.”
Yeni bir Anayasa oluşturma isteğinin, mevcut Anayasa’mızın içinde bolca “Türk” ve “Atatürk”ü barındırmasından dolayı olabilir mi dersiniz?
“Türk adını kaldırma” eylem zincirini hatırlatmak gerekirse, tüzüğünde ismi Türkiye Kızılay Derneği olarak geçen ve kurumsal adı Türk Kızılayı olan insani yardım kuruluşu, ürettikleri maden sularından ‘Türk’ü 2014 yılında kaldırmıştı.
Devamında ise halkın tepkisine neden olan tüm meslek kuruluşlarını ilgilendiren ve meslek örgütlerinin isimlerindeki “Türk” ibarelerinin çıkarılarak değiştirilmesi ile ilgili bazı faaliyetlerin düzenlemesine yönelik çalışmalar 2018’de küçük adımlarla devam etti.
Buna göre Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türk Tabipleri Birliğine ilişkin, “Bir defa onun başındaki ‘Türk’ ifadesi zaten Bakanlar Kurulu kararıdır. Bir defa onun oradan hemen, süratle çıkarılması lazım. Sadece Tabipler Birliği değil, Türkiye Barolar Birliği ile ilgili de aynı şey…” şeklinde bir açıklamada bulunmuştu.
Böylelikle Türkiye Barolar Birliği, Türk Tabipleri Birliği gibi kuruluşların da aralarında bulunduğu tüm meslek örgütlerinin adları ve faaliyetleri ile ilgili düzenleme yapılarak planlanan çalışmalarda kuruluşların isimlerindeki “Türk” ibarelerinin silinmesi de bulunuyordu.
Son hamle ise Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “olur” verdiği önerge ile birlikte 4 ildeki müzik korosu topluluğundan “Türk” ismi sessizce çıkartılarak yapıldı.
Neden?
Türk halkının seçimi ile iktidara getirilen Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’nın neden Türk adına bu derece alerji duyduğu sorusuna verilecek “…ne önünü ne arkasını kimse karıştırmasın. Bu iş böylece bitmiştir.” türünden bir açıklamayı Türk olan kim kabul edebilir?
Andımızı da kaldırsanız, devlet nişanlarından Atatürk’ümüzün kabartmasını da kaldırsanız, heykellerini de yıksanız, kurumlardan Türk adını da kaldırsanız, Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi;
“Bu ülke, tarihte Türk’tü bugün de Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır.”