Türkiye ve Birleşmiş Milletler‘in girişimiyle Ukrayna ile Rusya arasında imzalanan “Tahıl Koridoru Anlaşması“nın dolmasına günler kala sürenin uzatılıp uzatılmayacağı konusu yine gündeme geldi.
Azov taburunun Ukrayna‘ya geri gönderilmesinin ardından, Rusya‘nın 17 Temmuz‘dan sonra uzatmayacağını belirttiği anlaşmanın ta kendisi değil miydi o anlaşma?
Rusya‘nın “Tahıl Koridoru Anlaşması“nı tek taraflı sona erdirmesi halinde bile Türk donanmasının tahıl taşıyan gemilere eskort edeceği yönündeki haberler yabancı basında konuşuluyor.
Dünyanın en önemli tahıl ve gübre ihracatçıları arasında patlak veren savaşın etkileri ise tüm dünyada özellikle bu ürünlerin ithaline bağımlı ülkelerde endişelere yol açmıştı.
Tahıl ürünleri ile gübrenin İstanbul‘da denetlenerek dünya pazarlarına sunulmasına izin veren anlaşma, gıda güvenliği konusundaki gerilimin düşmesini sağlamıştı.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) baş ekonomisti Maximo Torero, “Anlaşmanın uzatılmaması halinde fiyatlarda bir sıçrama olmasının kaçınılmaz olduğunu ama yüksek kalma süresinin piyasaların nasıl tepki vereceğine bağlı olduğunu” belirttiği tahıl anlaşması neydi?
2022 yılının Ağustos ayında Ukrayna ve Rusya, Moskova‘nın Ukrayna‘yı işgalinin ardından aylarca kapalı kalan Ukrayna‘nın Karadeniz‘deki üç limanını yeniden açan ayrı anlaşmalar imzalamıştı.
Bu anlaşmalar aynı zamanda Rus ürünlerinin dolaşımını da kolaylaştırmış oluyordu.
Her iki ülke de Afrika, Orta Doğu ve Asya‘da bazı ülkelerin ihtiyaç duyduğu buğday, arpa, ayçiçek yağı ve diğer gıda ürünlerinin başlıca küresel tedarikçileri konumundaydı.
Ukrayna büyük bir mısır ihracatçısı iken Rusya gübre ihracatı konusunda kritik bir öneme sahip durumda.
“Dünyanın ekmek sepeti” olarak adlandırılan Ukrayna‘dan kesintiye uğrayan sevkiyatlar, küresel gıda krizini şiddetlendirdi ve dünya genelinde tahıl fiyatlarının yükselmesine neden oldu.
Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi Küresel Gıda ve Su Güvenliği Programı Direktörü Caitlin Welsh, “Büyük bir tarım üreticisi diğer büyük bir tarım üreticisine savaş açıyor ve bu da dünya çapında gıda ve gübre fiyatlarını etkilediğini” ifade ediyor.
Mevcut anlaşma ise, Ukrayna limanlarına giren ve çıkan gemilerin saldırıya uğramayacağına dair güvence sağlamaktaydı.
Her dört ayda bir uzatılması öngörülen anlaşma, savaşın ortasında bir umut ışığı olarak görülmüş ve günümüze kadar üç kez yenilenmişti.
Geçen yılın Ağustos ayından bu yana kurulan “Tahıl Koridoru“ndan 36 milyon tondan fazla tahıl ürünü geçirilmiş, bunun yarıdan fazlası Dünya Gıda Programına ait olan az gelişmiş ülkelere ulaştırılmıştı.
Yapılan anlaşmanın normal şartlarda her dört ayda bir uzatılması planlanıyordu.
Ancak şimdiye kadar üç kez yenilenen anlaşmanın son iki seferinde ise Rusya “kendi ihracatının engellendiği” gerekçesiyle ikişer ay uzatılmasına razı olmuştu.
Rusya lideri Vladimir Putin ise “Batının verilen sözleri tutmaması halinde tahıl anlaşmasını uzatmayacaklarını” belirtti.
Geçtiğimiz Perşembe günü gazetecilere konuşan Putin “Bu anlaşmayı uzatmak için defalarca iyi niyet gösterisinde bulunduk, artık yeter.” dedi.
Putin, Rus Tarım Bankası üzerindeki yaptırımların kaldırılmasını, tarım ürünlerinin nakliyesi ve sigortalanması üzerindeki kısıtlamaların da sonlandırılmasını istiyor.
Batı ülkeleri gıda ve gübrenin yaptrımlardan muaf olduğunu açıklasa da bazı şirketler yaptırımlar nedeniyle Rusya ile iş yapmaktan çekinirken, veriler Rusya‘nın 2022-2023 ticari yılında 45,5 milyon metrik ton buğday ihracatı ile rekor kırdığını gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise “Tahıl Koridoru Anlaşması“nın uzatılmasına ilişkin kendisine yöneltilen bir soru üzerine, “Sayın Putin’i Ağustos ayı içerisinde Türkiye’de misafir etme hazırlığımız var. Karadeniz Tahıl Koridoru’nun uzatılması konusunda “ olduğunu ifade etti.
Diğer taraftan unutulmamalıdır ki Türkiye‘nin önderliğinde atılan adımlarla sadece Ukrayna tahılı değil, aynı zamanda Rus gübre hammaddesi de bu anlaşma ile dünyaya açılacaktı.
Bildiğiniz üzere gübrenin hammaddesi amonyaktır.
Bu durumda doğal gaz yoksa amonyak da yoktur.
Hal böyle ise sürecin tarafımızca yönetimi tüm Avrupa‘yı tarım verimsizliğinden kurtarabilir mi dersiniz?
Zira Avrupa‘da gübre fabrikaları tek tek kapanmakta, dolayısıyla hammadde de bulunmamakta.
Ülke olarak bu yolu açmamamız halinde Avrupa‘daki gıda ekonomisi kısa vadede olumsuz yönde etkilenir mi dersiniz?
Not: Gecenin bir saatine kadar bu yazıya kafa yorarken yeni güne akaryakıta gelen 6 Lira’lık zamla uyanmak emeklinin beklentisinde bir kez daha hayal kırıklığı yarattı.