Aon’un ticaret, teknoloji, iklim ve iş gücü olmak üzere dört mega trendi mercek altına aldığı yeni raporunda işletmelerin bu alanlarda güvenle net kararlar almalarına yardımcı olacak eyleme geçirilebilir bilgilere de yer veriliyor.
Analitik veriler ışığında risk ve insan sermayeleri konularında global deneyimi ve yerel ihtiyaçlara uygun çözümleri ile 120’den fazla ülkede müşterilerine hizmet veren Aon, “2024 Müşteri Trendleri Raporu: Ticaret, Teknoloji, İklim ve İş Gücü Alanlarında Daha İyi Kararlar” raporunu yayımladı.
Yıllık olarak yenilenen bu kapsamlı araştırmada, iş dünyası açısından risk ve fırsat doğurabilecek, ticaret, teknoloji, iklim ve iş gücü olmak üzere dört mega trend masaya yatırılıyor.
Raporun bulgularını değerlendiren Aon Türkiye Eş CEO’su Selda Oknas Tanbay, “Günümüz dünyasında ticaret daha bölgesel hale geliyor ve tedarik zincirleri gelişiyor, müşteriler iklim riskini yönetmeye çalışıyor, teknoloji ve yapay zekâ müşterilerimizi ve işlerini etkiliyor, iş gücü davranışları ve beklentileri değişiyor. Her gün, her sektörden ve bölgeden müşterilerimiz bize bu mega trendlerin neden olduğu dalgalanma ve karmaşıklığın ortasında doğru kararlar almanın zorlaştığını söylüyor. Biz de bu gerçekten yola çıkarak müşterilerimizin risk ve insan konularında harekete geçmelerine ve güvenle net kararlar almalarına yardımcı olmak için eyleme geçirilebilir analizlere dayanan bu raporumuzu hazırladık.” dedi.
Jeopolitik riskler ışığında iş liderleri tedarik zincirlerini tekilleştirmeye yönelebilir
Küresel iş liderlerinin fiziksel ve finansal ticaret risklerine odaklandığını vurgulayan raporda, Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre 2024’te yüzde 3,1 büyüme sergilemesi beklenen ticaretin maruz kalabileceği risklerin altı çiziliyor. Raporda jeopolitik açıdan birbirine uzak mesafedeki ekonomilerin küresel mal ticaretinin yüzde 20’sini üstlendiği belirtilirken, ticaretin yüzde 40’a yakınının küresel açıdan üzerine yoğunlaşılmış ürünlerden geçtiğine dikkat çekiliyor. Bu koşullar altında uzun bir dönemdir Ukrayna, bir süredir de Ortadoğu çevresinde yaşanan jeopolitik gelişmelerin, bir süre daha kalıcı olabileceği ifade ediliyor.
Makroekonomik belirsizlikler ve karmaşık mevzuat rejimlerinin son iki yılda birleşme ve satın alma piyasası dinamiklerini etkilediğini vurgulayan rapor bulguları ışığında ayrıca sermayeye erişimin giderek zorlaştığı ve artan faizler nedeniyle borç alma maliyetlerinin arttığına dikkat çekiliyor. Bu koşullar altında 2023’ün ilk yarısında birleşme ve satın alma hacmi yüzde 11’lik bir düşüş yaşarken 2024’ün ilk altı ayı itibarıyla piyasada olumlu ve iyimser bir seyir gözlemlendiği belirtiliyor.
Yapay zekâ gibi teknolojilerin yarattığı yeni riskler veri analiziyle yönetilebilir
Raporda incelenen teknoloji mega trendinde yapay zekâ, siber güvenlik ve veri teknolojilerinin şirketlerin operasyonlarına sağladığı katkıların yanı sıra gelişen risklere de dikkat çekiliyor. Teknolojide yaşanan baş döndürücü değişim hızının siber saldırı imkânlarını genişlettiği belirtilirken, özellikle yapay zekânın hızlı gelişimine bağlı olarak kurumların yüzleşebileceği zafiyetlerin kritik önemde olabileceği ifade ediliyor. Aon verileri, bir siber saldırı sonrasında hisse değerinin yüzde 21’den fazla bir kısmının aşınabileceğini gösterirken iş liderlerinin riskleri fırsata çevirebilmeleri için benimseyebilecekleri stratejiler şöyle sıralanıyor:
- Siber risk ortamındaki risklerin veri analizi ve modelleme üzerinden mali etki hesaplanması ve siber risk ölçüm çalışmaları ile yönetilmesi
- Risk sermayesi ve insani sermaye stratejileri arasındaki uyumun sağlanması
- Siber riskler söz konusu olduğunda liderlerin net kararlar almaları
İklim risklerine karşı dayanıklı bir şirket olmanın yolu iklim modellemesi ve analizinden geçiyor
Son yıllarda rutin seyrinden çıkan hava olayları ve etkisini artıran iklim değişikliği altında kurumların kronik ve akut risklere yoğunlaştığının belirtildiği raporda, şirketlerin iklim değişikliklerinden ne yönde etkilendiklerine dair gerekli analizi yapabilecekleri veri ve araçlara erişimlerine dikkat çekiliyor. Şirketlerin düzenlemelere uyum sağlamakta ve iklim konusunda paydaşlarla iletişim kurmakta temkinli davrandığı belirtilirken, 2023’ün, son 13 yıl içinde doğal afetlerden kaynaklanan en yüksek ölüm sayısının görüldüğü yıl olmasından hareketle, iş gücünün sağlığı ve güvenliği işverenlerin öncelikli endişesi olmaya devam ediyor.
Yapay zekâ küresel istihdamın %40’ı üzerinde etkili olacak
Çalışma hayatının olağanüstü değiştiği bir ortamda, çalışanlar maaş almanın ötesinde fayda ve haklar beklerken, kurumlar da tatmin edici bir çalışan deneyimi sunmak ile maliyetleri yönetmek arasındaki dengeyi bulmakta zorlanıyor. Sağlığa odaklı yan hakları sağlamak kritik önem kazanırken, buna bağlı maliyetleri yönetmek de zorlaşıyor. Raporda bir diğer önemli risk olarak da gelişen teknolojilerin çalışanlar üzerinde oluşturabileceği yetersizlik baskısı öne çıkıyor. Uluslararası Para Fonu’nun bulgularına göre yapay zekâ tüm dünyadaki mesleklerin yaklaşık yüzde 40’ını doğrudan etkileyerek bazı meslekleri ortadan kaldırabilir.
Raporda bu koşullar altında iş liderlerine aşağıdaki öneriler yapılıyor:
- Çalışanların yüksek kaliteli hizmet sağlayıcılara yönlendirilmesiyle yan haklar ile çalışan değeri arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi
- İşe alımdan emekliliğe kadarki ücret farklarının temel sebeplerinin ele alınması
- Yeni teknolojilerin bir adım önünde olmak için işgücü becerilerinin düzenli olarak yönetilmesi
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.