İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Tabip Odası iş birliği ile 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında düzenlenen “Sağlığa Erişememek de Şiddettir” sempozyumunda çarpıcı veriler paylaşılarak “Bilanço çok ağır” yorumu yapıldı. Programda, şiddete karşı çözüm önerileri de sıralandı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle önemli bir sempozyuma ev sahipliği yaptı. Alanında uzman konuşmacıların yer aldığı “Sağlığa Erişememek de Şiddettir” başlıklı sempozyumda, Türkiye’de kadınların özellikle sağlığa erişim konusunda yaşadığı sorunlar masaya yatırıldı. “Sağlıkta Hak Temelli Yaklaşım ve Yerel Yönetimler” başlığında sunum yapan Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’ndan Kadın-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Araştırma ve Uygulama Merkezi (BÜKÇAM) Müdürü Prof. Dr. Ayşe Akın, çarpıcı veriler paylaştı. Buna göre Türkiye’de her on kadından dördü 15 yaşından sonra partnerinden şiddet görüyor. Üç anne ölümünden biri, hizmete ulaşamadığı için önlenebilen nedenlerle gerçekleşiyor. Kadir Has Üniversitesi’nin 2026 ve 2020 arasında yaptığı araştırmalarda 4 yılda ‘isteğe bağlı kürtaj hizmeti’ vermiyoruz diyen kamu hastanelerinin sayısı yüzde 12’den 54’e çıktı.
“146 ülke arasında 129’uncuyuz”
İstanbul Sözleşmesi’nin önemini vurgulayan Akın, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2023 yılı verilerine göre 315 kadın cinayeti yaşandığını, 248 şüpheli ölümün olduğunu vurguladı. Kadına şiddetle mücadelenin başarılı olabilmesi için maddeleri sıralayan Akın, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadının güçlenmesi, kadın erkek eşitliğinin sağlanması, şiddetin fark edilmesi, kadına ulaşılması ve sağlık, psikolojik, sosyal, barınma, hukuksal, maddi, izleme alanlarında destek sağlanması gerektiğini belirtti. Akın, 2022 ve 2023 yıllarına ait Dünya Ekonomik Forumu Raporu’na göre Türkiye’nin 1922 yılında 146 ülke arasında 124’üncü sırada iken 2023 yılında 129’uncu sıraya gerilediğini söyledi.
Yerel yönetimlerin önemi
Çözümün kadının güçlenmesi olduğunu ve bunun kız çocuklarından başlaması gerektiğini kaydeden Akın, yerel yönetimlerin sağlığın temel belirleyicileri ile ilgili bazı çalışmalar yapması için yasaların izin verdiğini kaydetti.
“Kadınların güçlenmesi için çalışmalıyız”
Toplantının açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Okyay, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile ilgili Dünya Ekonomik Forumu’nun indeksine göre küresel cinsiyet uçurumun kapanmasıyla ilgili sürenin 134 yıl olduğuna dikkat çekti. Kadınların istihdamda daha az yer aldığını belirten Prof. Okyay, “Matematik, mühendislik gibi dalların mezunları arasında ne yazık ki 3’te 1 oranında kadın katılımı olduğunu görüyoruz. Dijital eşitsizlik dünyasında kadınların durumu çok daha zor. Kadınların 4’te 1’inin dijital okuryazarlık ve yapay zekâ gibi alanlarda yer alabildiğini biliyoruz. Eğer şiddetin varlığını istemiyorsak kadınların güçlenmesi için çalışmalıyız” dedi.
“Kadınlar bunu hak etmiyor”
Siyasette kadın temsiline ilişkin de konuşan Prof. Okyay, “Siyasette de durum değişmiyor. Yönetimde yer almakla ilgili eşitliği sağlayamazsak sorunu aşamayız. Ekonomik alanda kapanmayan bir ücret açığı var. Pandemi döneminde bu giderek arttı. Dünyada sağlık ve bakım hizmetlerinin yüzde 80’ini kadınlar üstleniyor ama yönetici sayısı buna benzer değil. Biz yakın bir zaman önce Eşrefpaşa Hastanesi’ne İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bir kadın başhekim atadık. Bu bizim için gurur verici. Rakamlara döndüğümüzde, rapora göre Türkiye 146 ülke içinde sadece İran, Pakistan, Nijerya Lübnan, Kuveyt, Sudan’ın önüne geçmiş ve 129. sıradayız. Türkiye’deki kadınlar bunu hak etmiyor. Biz Ata’mızın çizdiği hak etiğimiz yerde olmakla ilgili birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“Çok daha güzel hizmetler vereceğiz”
Sempozyumun sonunda Prof. Dr. Ayşe Akın’ın sunumuna ilişkin konuşan İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Okyay, “Yerel yönetimlerde inşallah çok daha güzel hizmetler vereceğiz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Cemil Tugay, hekim kimliği ile buna çok önem veriyor. Sağlık konusu, hele ki kadınla ilgili olunca çok daha önemli hale geliyor” dedi.
“Gözden kaçırılan değerli bir konu”
İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Ela Hızlı da “Kadınların sağlığa erişimi konusu çok önemli ama belki de herkesin gözden kaçırdığı değerli bir konuydu. Kadına yönelik şiddet ne yazık ki özellikle son yıllarda ülkemizin en büyük sorunlarından biri haline gelmiş durumda. Biz 25 Kasım’da ‘Sağlığa Erişememek de Şiddettir’ başlıklı bir sempozyum yapmayı çok değerli buluyoruz” ifadelerini kullandı.
“Bu toplantıları yapmak zorunda kalmamayı diliyorum”
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Şükriye Kaptan Uzunoğlu, “Milattan 2024 yıl sonra hala en temel insan hakkı olan sağlığa erişememekle ilgili bir toplantı yapma gereksinimi olmasından büyük üzüntü duyuyorum. Gelecek yıllarda bu konuyla ilgili başka toplantılar yapmak zorunda kalmamayı diliyorum. Yıllardır bu mücadeleye emek veren, katkı koyan herkese, her kadına saygı ve sevgilerimi sunuyor, bu uğurda can verenlerin anıları önünde saygıyla eğiliyorum” sözlerine yer verdi.
Sempozyum, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Okyay yönetiminde gerçekleştirilen “Afetlerde Kadın Sağlığı” başlıklı ikinci oturum ile devam etti. “Afetlerde Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı, Hatay Depremi Deneyimi” başlığında İzmir Tabip Odası Kadın Hekimlik Komisyonu ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Türkan Günay ve “Afetlerde Kadın Ruh Sağlığı” başlığında İzmir Tabip Odası Kadın Hekimlik Komisyonu’ndan Türkiye Psikiyatri Derneği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uz. Dr. Mevhibe N. Tümüklü birer sunum yaptı.