Covid 19’dan sonra aslında dünyanın belli bölgelerinde sınırlı da olsa yayılan ancak adı duyulmamış yeni hastalıklar duyulur, fark edilir oldu. Bunlardan biri de Maymun Çiçeği. Maymun çiçeği virüsü, daha çok orta ve batı Afrika’da rastlanılan, Orthopoxvirüs cinsine ait, insanlara genellikle enfekte bir kişi veya hayvanın cilt lezyonları ya da vücut sıvılarıyla doğrudan teması sonucu bulaşan zoonotik bir hastalık. AHEF Yönetim Kurulu Üyesi ve Bilim Eğitim Komisyonu Sorumlusu Dr. Zeynep Özsevimli, dünyanın bu virüsün adını 2022 salgınıyla birlikte duyduğunu, genellikle 2-4 hafta süren belirtileri olan ve kendi kendini sınırlayan bir hastalık olduğunu söyledi.
Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (Africa CDC) Salı günü maymun çiçeği (monkeypox/Mpox) virüsünün kıta genelinde yayılması nedeniyle halk sağlığı açısından acil durum ilan etti. BU durum hastalığın dünyada ve Türkiye’de yayılımını da yeniden gündeme getirdi. AHEF Yönetim Kurulu Üyesi ve Bilim Eğitim Komisyonu Sorumlusu Dr. Zeynep Özsevimli, dünyada ve Türkiye’deki durumu şöyle özetledi. “1 Ocak 2022’den 31 Mart 2024’e kadar, 117 ülkeden DSÖ’ye 185 ölüm dahil olmak üzere toplam 95.226 laboratuvarca doğrulanmış mpox vakası bildirilmiştir. 2024 Mart ayında toplam 466 yeni vaka bildirilmiş olup bu sayı bir önceki ay bildirilen yeni vaka sayısına göre düşüşü temsil etmektedir. Mart 2024’te en çok vaka Afrika Bölgesi’nden bildirilmiştir. Resmi açıklamalara göre maymun çiçeği virüsünün 2022 yılında Türkiye’de bir kişide görüldüğü açıklanmıştı ancak şuan için Türkiye’de bildirilmiş bir maymun çiçeği vakası bulunmamaktadır.”
Afrika’da yeni bir pandemi: Maymun çiçeği
Maymun Çiçeğinin Mpox adlı virüsün neden olduğu, kaşıntılı deri döküntüsüyle ortaya çıkan, ateşe neden olan ve insandan insana bulaşabilen bir hastalık olduğunu belirten AHEF Yönetim Kurulu Üyesi ve Bilim Eğitim Komisyonu Sorumlusu Dr. Zeynep Özsevimli, daha Covid-19 etkileri atlatılamamışken Afrika’da maymun çiçeği virüsünün acil durum ilanına neden olacak noktada olduğuna dikkat çekti. Hastalığın Afrika’da pandemi haline geldiğini belirten Dr. Zeynep Özsevimli belirtileri şöyle sıraladı. “Deri döküntüsü, ateş, lenf düğümlerinde şişme, kas ağrıları ve solunum probleml gibi belirtiler gösteren maymun çiçeği virüsü, insandan insana, bazen de hayvanlardan bulaşabilen bir virüstür. Özel bir tedavisi bulunmayan maymun çiçeği virüsü için kullanılan ilaçlar ise virüsün meydana getirdiği semptom ve şikayetleri hafifletmeye yöneliktir.”
AHEF Yönetim Kurulu Üyesi ve Bilim Eğitim Komisyonu Sorumlusu Dr. Zeynep Özsevimli, maymun çiçeği virüsünün daha çok orta ve batı Afrika’da rastlanılan, Orthopoxvirüs cinsine ait, insanlara genellikle enfekte bir kişi veya hayvanın cilt lezyonları ya da vücut sıvılarıyla doğrudan teması sonucu bulaşan zoonotik bir hastalık olduğunu anlattı. “Hastalıkta, ateş, baş ağrısı, lenf bezlerinde şişme, kas ağrısı ve yorgunluk maymun çiçeği virüsünün en sık görülen belirtileridir. Bir diğer tipik belirtisi olan döküntüler genellikle yüz, eller, ayaklar ve ağızda ortaya çıkıp, bir süre sonra içi sıvı dolu lezyonlara dönüşür. Virüsün yayılımında rolü olan hayvan konakları, kemirgenler ve primatlardır. Genellikle 2-4 hafta süren belirtileri olan ve kendi kendini sınırlayan bir hastalıktır. Son yıllarda Afrika’da kentsel alanlardan da vaka bildirimleri olmaya başlamıştır. “
Küresel olarak da dikkatli olunması gereken bir hastalık
Hastalığın yalnızca Batı ve Orta Afrika ülkelerini değil, nadir ve az sayıda da olsa dünyanın geri kalan ülkelerini de etkilediğini ve bu nedenle küresel önemi olan bir hastalık olarak kabul edilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Zeynep Özsevimli, vakaların dünya genelinde 107 farklı ülkeden bildirildiğine ve bu ülkelerin 89’unun daha öncesinde vaka görülmeyen ülkeler olduğuna dikkat çekti.
Çiçek aşısı ile korunmak mümkün olabilir
“Modifiye edilmiş atenüe aşı virüsüne (Ankara suşu) dayalı yeni bir aşı, 2019’da maymun çiçeğinin önlenmesi amacı ile ABD Gıda ve İlaç Ajansı (FDA) ve Avrupa İlaç Ajansından (EMA) kullanım onayı almıştır. Bununla birlikte aşı kısıtlı olarak ulaşılabilir durumdadır. Klinik kullanımı iki doz (deri altına) şeklindedir” diyen Dr. Zeynep Özsevimli, öncesinde çiçek aşısı olanların hastalığı daha hafif geçirebileceklerini ya da hastalıktan korunabileceklerini vurguladı.