Medeni Kanunda düzenlenen nafaka türlerinden biri de “eğitim nafakası”dır. Türk Medeni Kanunun (TMK) 328.maddesinde ergin çocuklara bakma yükümlülüğü özel olarak düzenlenmiştir. Boşanma davasında iştirak nafakası olarak lehine nafaka hükmedilen çocuk/çocuklar reşit olduktan sonra eğitimlerine devam ettikleri takdirde iştirak nafakası hakları reşit olmaları ile sona ermekte, bu süreçte de eğitim nafakası gündeme gelmektedir.
TMK madde 328’e göre “ Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.
Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” demektedir.
Medeni Kanunda bu duruma ilişkin olarak 328.madde özel olarak düzenlenmiş olmasına rağmen, Yargıtay kararlarında eğitimine devam eden ergin çocuğa ödenen nafaka yardım nafakası olarak kabul edilmektedir. Bu duruma ilişkin hukuki dayanak da TMK madde 328/II ve TMK madde 364 gösterilmektedir. Yardım nafakasına ilişkin bilgilendirmeyi bir sonraki yazımda yapacağım.
Eğitim nafakası, çocuğun ihtiyaçlarının tamamını kapsayan bir nafaka türüdür ve bu nafaka kapsamında yiyecek, giyecek, barınma, eğitim ve öğrenim giderleri ile tedavi, sağlık, ulaşım, dinlenme, eğlence, kültürel gereksinimler, boş zamanları değerlendirme ve cep harçlığı gibi giderleri de kapsamaktadır.
EĞİTİM NAFAKASININ ŞARTLARI NEDİR?
Çocuk ergin yani reşit olmasına rağmen öncelikle eğitimine devam ediyor olmalıdır. Bu eğitimin meslek edinme kapsamında olması gerekmektedir. Meslek edinmek amacıyla olan ama zorunlu olmayan eğitimler bu kapsamın dışındadır. Bu eğitimlerin gerekli olup olmadığını mahkeme takdir edecektir. Ayrıca bu eğitimin süresi de makul bir süre olmalıdır. Süre konusu da yargılamada mahkeme tarafından değerlendirilecektir. Eğitim görecek çocuğun yaşı da önemlidir. 19 yaşındaki bir çocuğun talebi ile 28 yaşındaki bir çocuğun talebi de ayrı bir değerlendirme konusudur.
Yargıtay kararlarında da bu şartlar şu şekilde değerlendirilip karar verilmiştir:
Y.3. HD, T: 15.02.2011, E: 2010/22576, K: 2011/1865:
“… 4721 sayılı Medeni Kanun ile getirilen 328/II. fıkra hükmüne göre, ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına rağmen eğitimi devam ettiği takdirde kalkmamakta, devam etmektedir. (328/I). Çocuğun MK. 364. maddesi uyarınca ayrıca dava açmasına lüzum yoktur.
Davada, davalının reşit olmasına rağmen okul yazısına göre Mesleki Açıköğretim Lisesi Güzellik ve Saç Bakım Hizmetleri Bölümü 1. sınıf öğrencisi olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda hiç bir malvarlığı ve geliri bulunmayan davalıya eğitimi sona erinceye kadar davacı babanın bakma yükümlülüğü devam ettiğine göre, mahkemece; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. … “
Bu davada; davacı baba, davalı ise çocuktur. Davacı baba, eğitim nafakasının kaldırılmasına ilişkin dava açmıştır. Yargıtay ise vermiş olduğu kararında çocuğun malvarlığı ve geliri olmadığı için açık öğretim lisesi bile olsa babanın bakma yükümlülüğünün devam ettiğini, dolayısıyla açık öğretim lisesinde okuyan çocuğunun eğitim giderlerine katılması gerektiğine karar vermiştir. Mahkemenin davacı baba lehine vermiş olduğu karar da bozulmuştur.
Y. 2. HD, T: 23.01.2007, E: 2006/12505, K: 2007/233:
“… Tarafların müşterek çocuğu D. 20.05.1987 doğumlu olup, dava tarihinden önce ergin olmuştur.
Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenilebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. … D. tarafından açılmış bir nafaka davası bulunmamaktadır. Annenin, ergin çocuk adına (eğitimi devam ediyor olsa bile) nafaka talep etme hakkı bulunmamaktadır. Bu yön gözetilmeden, ergin olan D. için yardım nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.”
Bu davada da davayı çocuk adına annesi açmıştır. Çocuk ergin olduğu için yasal haklarını kendi başına kullanabileceği için davayı kendisinin açması gerekir. Burada Yargıtay mahkemenin kararını çocuğun değil annenin açtığı dava olması sebebiyle reddetmiştir.
Yukarıdaki Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere mahkemenin bu davada takdir hakkı olup, duruma ve koşullara göre değerlendirme yapılacağı açıkça belirtilmiştir.
Eğitim nafakasında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise davalı anne ya da babanın yerleşim yeri mahkemesidir.
Bu davada en önemli kriter çocuk ergin yani reşit olduğunda bu davayı kendisinin açmasının gerektiğidir. Anne ya da baba çocuk adına bu davayı açamaz. Davalı olarak anne ya da baba tek başına olabileceği gibi çocuk her ikisine de birlikte dava açabilir. Herhangi bir süre kısıtlaması bulunmamaktadır. Çocuk, eğitimi bitinceye kadar bu davayı açabilir.
EĞİTİM NAFAKASI NE ZAMAN SONA ERER?
Eğitim nafakasında nafaka yükümlülüğü çocuğun eğitim gördüğü süre için geçerlidir. Bu süre içerisinde çocuğun davranışlarından eğitimine devam etmediği anlaşılırsa nafaka yükümlülüğünün sona erdiğini kabul etmek gerekmektedir. Eğer kısa süreli ve iradi olmayan kesintiler varsa nafaka yükümlülüğü ortadan kalkmaz. Mahkemece verilen kararda nafakanın ne kadar süreyle ödeneceğini de belirlenmiş olması gerekir. Aksi halde bunun kaldırılması için de dava açmak gerekecektir. (Devam Edecek)