İstanbul, bu yıl 15’incisi düzenlenecek Uluslararası Doğu Halıları Konferansı’na (International Conference on Oriental Carpets – ICOC) ev sahipliği yapıyor. The Marmara Taksim’de gerçekleşecek konferans süresince balo salonunda yer alacak “Dokuma Tezgâhının Ardındaki Kadınlar” sergisinin geliri Hatay’da kurulacak dokuma atölyesine bağışlanacak.
İstanbul Halı İhracatçıları Birliği (İHİB)’in organizasyonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’nın destekleri, İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği (İTHİB) ile Arkas Sanat Bornova sponsorluğunda düzenlenen 15. Uluslararası Doğu Halıları Konferansı (ICOC Istanbul) The Marmara Taksim’de 6 Haziran’da başlıyor. 9 Haziran’a kadar devam edecek konferansın katılımcıları arasında dünyaca ünlü halı, kilim, dokuma uzmanları, sanat tarihçileri, akademisyenler ve koleksiyonerler yer alıyor. Etkinlik kapsamında paha biçilmez değerdeki halı, kilim ve dokumalardan oluşan sergiler de ziyaretçilerle buluşacak.
Diler: “ICOC Istanbul, halı ülkesi Türkiye için önemli bir fırsat”
Türkiye’deki organizasyonu üstlenen İstanbul Halı İhracatçıları Birliği’nin (İHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hayri Diler, “Biz halı, kilim ve dokumayı ticari bir metadan çok resim ve heykel gibi birer sanat eseri olarak değerlendiriyoruz. Dokumacılık bu toprakların en büyük kültür hazinelerinden, ICOC Istanbul konferansı da bütün dünyaya halı, kilim ve dokuma sanatının anayurdunun Anadolu olduğunu bir kez daha göstermemiz ve geleneksel sanatımızı geleceğe aktarabilmemiz için büyük bir fırsat” dedi.
Oruç: “Dokuma geleneğinin geleceği ilk kez masaya yatırılıyor”
İHİB Yönetim Kurulu Üyesi ve ICOC Istanbul Yerel Komite Başkanı Serra Oruç ise, ICOC’un ilk kez geleceğe de bakacağının altını çizerek şunları söyledi: “Dört yılda bir düzenlenen uluslarası konferansın amacı; koleksiyonerlik bilincini geliştirmek, halı ve kilimlerin birer kültür ve sanat eseri olduğunu ortaya koymak. İstanbul’da yapılacak buluşmada ilk kez, geçmişten geleceğe bir zaman çizgisi benimseyerek yeni bir pencere aralamayı hedefliyoruz. Dokuma geleneğinin geleceğini konuşmak istiyoruz. Dünyanın dört bir yanından konferansa katılan araştırmacılar da bildirilerini bu eksende hazırlandı. Hem akademik ortama hem de sektöre değerli bir katkı sunacağımız için heyecanlıyız.”
Halı, kilim, dokuma uzmanları ve koleksiyonerleri buluşuyor
ICOC Istanbul konferansının açılış konuşmasını, İslami Sanatlar ve Ortadoğu Tarihi uzmanı Prof. Walter Denny yapacak. Ünlü akademisyen yakın geçmiş ve bugüne dair gözlemlerini aktardıktan sonra, halı çalışmalarının geleceği üzerine konuşacak. 7-8 Haziran’da gerçekleşecek oturumlarda, alanın önde gelen akademisyenleri ve uzmanları dokuma sanatının geçmişi, bugünü ve geleceği üzerine bildiriler sunacak. Coğrafi kökene göre gruplandırılan bildiriler, yapısal analiz, teknik, tasarım, üretim, köken, tarihleme, belgelenmiş kanıtlar, bilimsel testler, koleksiyon/ koleksiyoncu, sahte/kopya üretimler, koruma ve restorasyon konularını içeriyor.
Uşak, Londra, Berlin, İstanbul…
Konferans boyunca The Marmara Taksim’de İTHİB’in “Dokuma Atlası” sergisi ile, Londra ve Berlin’in ardından anayurduna dönen “Dokuma Tezgâhının Ardındaki Kadınlar” (Women Behind the Weave) sergisi yer alacak. Christopher Farr markası tarafından düzenlenen sergi, Uşak’taki dokumacı kadınların ürettiği güncel halı ve kilimlerden oluşuyor. Sergide yer alan dokumalardan elde edilecek gelirle 6 Şubat depremlerinde en çok etkilenen yerlerden biri olan Hatay’da bir dokuma atölyesinin kurulması hedefleniyor. Cristopher Farr Kurucusu Matthew Bourne, konferans kapsamında 7 Haziran’da projenin hikâyesini katılımcılarla paylaşacak.
Sarayda antik halı, galeride güncel dokuma
Uluslararası Doğu Halıları Konferansı’nın bu yılki programında, konferans ve fuarın yanı sıra Türk İslam Eserleri Müzesi, Dolmabahçe Sarayı Sanat Galerisi ve Tophane-i Amire’de düzenlenecek ana sergiler ile, sanatçı Belkıs Balpınar’ın Anna Laudel Galeri’deki pop-up sergisi, VKV Büyükdere Evi’nde Josephine Powell koleksiyonundan bir seçki ve yine Türk İslam Eserleri Müzesi’nde Anas Al Akhoann ve Sandre Blake’in koleksiyonundan eserlerin bulunduğu paralel sergiler yer alıyor.
Dolmabahçe Sarayı Sanat Galerisi’ndeki “Dokunmuş Hazineler: Osmanlı Sarayından Halı ve Kumaşlar” sergisinde, saray koleksiyonlarından halı ve tekstiller ilk defa bu tarih çizgisinde gösterime sunuluyor.
Tophane-i Amire’deki “Anadolu’nun Renkleri: Özel Koleksiyonlardan Kilimler” sergisi, dünyanın farklı noktalarındaki koleksiyonlardan derlenen kilim ve objelerden oluşuyor. Türkiye’de özel koleksiyonların halı ve kilime verdiği değeri yansıtması ve yeni koleksiyonerleri teşvik etmesi anlamında önemli bir rol üstlenen bu sergide, aralarında Ali Rıza Tuna, Işıl Akbaygil, Peter Scholten, Thomas Herr, Tim Hayes ve Ziya Bozoğlu’nun yer aldığı pek çok koleksiyonerden ödünç alınan eserler sunuluyor.
Konferansla birlikte ziyarete açılacak olan bu iki sergi 1 ay boyunca görülebilecek.
Anadolu’nun sözlü tarihi: Halı, Kilim, Dokuma
Envanterinde 13. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar geniş bir zaman dilimi ve zengin bir coğrafyadan eserler bulunduran Türk İslam Eserleri Müzesi koleksiyonundan seçilen 45 eserin yer aldığı “Aşkla Düğümlenen Sanat: Türk Halıları” sergisinde, restore edilerek yeniden hayata kazandırılan eserler sanatseverlerle buluşuyor. Çoğu daha önce sergilenmemiş ve yayınlanmamış eserlerden oluşan seçkinin, halı uzmanlarına ve meraklılarına yeni bir diyalog alanı sunması hedefleniyor.
Türk İslam Eserleri Müzesi Hipodrom Salonu’nda ziyarete açılan sergi ise “Osmanlı Dönemi Suriye ve Lübnan Dokumaları” adını taşıyor. Anas Al Akhoann ve Sandre Blake koleksiyonundan ödünç alınan eserler arasında, gümüş ve altın işlemeli seccade, dönemin giysilerinden örnekler, yastık kılıfı ve masa örtüsü gibi dekorasyon ürünleri bulunuyor. Sergi; 1850’den 1930’a uzanan bir zaman diliminde Suriye, Beyrut, Halep, Şam ve çevresindeki dokumacıların becerilerini, sanatlarını ve uzmanlıklarını gözler önüne seriyor.
Türk İslam Eserleri Müzesi’ndeki sergiler 8 Haziran’da açılacak ve iki ay boyunca gezilebilecek.
Josephine Powell yeniden
ABD’li fotoğraf sanatçısı, koleksiyoner ve gezgin Josephine Powell, özellikle dokumalar üzerine yaptığı araştırmalarla tanınıyor. Powell’ın 1974-1994 arasındaki Türkiye gezilerinde köy ve yörük kültürüne odaklandığı 30 bini aşkın görselin önemli bir bölümü, aralarında halı, kilim, cicim gibi örneklerin olduğu dokumalardan oluşuyor. Koleksiyonda ayrıca bu dokuma örnekleriyle ilişkili temalar ve 30 ciltlik saha notları bulunuyor.
Vehbi Koç Vakfı Büyükdere Evi’nde sergilenen “Josephine Powell Anadolu Kilimleri Koleksiyonu”, Orta Asya’dan Türkiye’ye kadar uzanan kültürel bir coğrafyanın ürünü olan değerli dokuma görsellerini ve kayıtlarını barındırıyor. Bu çabanın sonucunda ortaya çıkan 400 dokuma işi ve 1000’in üzerinde ahşap ve metal eserden oluşan koleksiyon, 15. Uluslararası Doğu Halıları Konferansı kapsamında yıllar sonra yeniden izleyiciyle buluşacak.
Belkıs Balpınar’dan pop-up sergi
Gümüşsuyu’ndaki Anna Laudel Galeri’de yer alacak sergi ise Belkıs Balpınar imzası taşıyor. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Tekstil Bölümü’nden mezun olan, Türk İslam Eserleri Müzesi eski küratörü Belkıs Balpınar, 25 yıl boyunca usta dokumacılarla birlikte çalışarak tekstil ürünleri üretti. Halı, kilim, cicim ve benzeri dokuma sanatlarının yaşayan en büyük ustalarından olan Balpınar’ın, Anna Laudel Galeri’deki “Göreceli Bakış Açıları” adlı pop-up sergisi ICOC Istanbul ile eşzamanlı olarak 6-9 Haziran arasında izleyiciyle buluşacak.
Tekstil sanatının kökenlerini 10 bin yıl öncesine, Güneydoğu Anadolu’ya kadar uzatan Balpınar, geleneksel dokuma teknik ve desenlerini alışılagelmiş form ve desenlerden çıkarıp zaman, mekân ve boyut açısından yeniden kurguluyor. Sanatsal yaklaşımını “dokumayı çözmek” olarak tanımlayan Balpınar, mikro ve makro evrenleri kapsayan büyüleyici bir tema kuruyor. Eserlerinde belirli kısımları kasıtlı olarak dokunmadan bırakan sanatçı, böylece arka planda ilgi çekici gölgeler yaratarak, normalde üç boyutlu olan eserlere dördüncü bir boyut katıyor.
Yeryüzündeki kaostan uzaklaşıp farklı uzamsal düzlemlerin gizemini keşfe çıkan Belkıs Balpınar’ın yolculuğunu yansıtan “Göreceli Bakış Açıları”, sanatçının özgün yaratım diline dair bir içgörü sunuyor. Sergi, ziyaretçileri görsel ve düşünsel bir yolculuğa çıkarırken, sanat ve bilim arasındaki uyumu deneyimlemeye de davet ediyor.