Bugün, İstanbul Taksim’de bulunan Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilerek yerine Topçu Kışlası ve alış-veriş merkezi yapılmasına karşı başlayan, daha sonra da tüm Türkiye’ye yayılarak büyük kitlelere ulaşan Gezi Direnişi’nin 11. yıldönümü.
61. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin, İstanbul Beyoğlu’nda bulunan ve sadece umumi hizmette kullanılmak koşulu ile tapuda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilmiş olan Taksim Gezi Parkı’na İstanbul 6. İdare Mahkemesi ve 2 No’lu ‘Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurul”u kararı olduğu halde Topçu Kışlası’nı Taksim Yayalaştırma Projesi çerçevesinde imar izni olmadan yeniden inşa etmesini engelleme eylemi olarak başlamıştı.
27 Mayıs 2013 tarihinde iş makinelerinin parka girmesinin ardından bu haberin sosyal medya aracılığıyla kısa sürede yayılması sonucunda bazı aktivistlerin parka gidip çalışmaları durdurmaya çalışmasına polis müdahale etmişti.
Bu müdahaleler ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın inşaatın yapımında ısrarcı açıklamaları ile protestolar hükümet karşıtı gösterilere dönüşmüş ve başta Ankara, İzmir gibi büyükşehirler olmak üzere Türkiye’nin diğer illerine de yayılmıştı.
İçişleri Bakanlığı’nın 23 Haziran’da yaptığı açıklamaya göre; Bayburt ve Bingöl hariç 79 ilde düzenlenen eylemlere toplam 2.5 milyon kişi katılmış, bundan daha fazla kişi de sosyal ağlar aracılığıyla düşüncelerini aktarmışlardı.
Direniş, kısa bir sürede milyonlarca kişinin “adalet, demokrasi, özgürlük” talebiyle büyüyen bir harekete dönüşmüştü.
15 gün sonra ise emniyet güçleri tarafından kamp alanları kaldırılmış, Başbakan Erdoğan’ın eylemcilere yönelik “Bir avuç çapulcu” söylemi protestoları güçlendirmişti.
2003 yılında “çapulcu” kelimesinin kullanılmasından dolayı 10 milyar Lira (şimdiki 10 bin Lira) tazminat ödendiğine dair emsal karar çıkınca protestocular kendilerini “çapulcu” olarak adlandırmaya başlamıştı.
Polis, 1 Haziran günü akşam saatlerinde Taksim Meydanı’nı göstericilere bırakmak zorunda kaldı ve direniş tüm hızıyla Türkiye çapına yayılmıştı.
Yine 1 Haziran itibariyle 48 ilde, 90’nın üzerinde gösteri yapıldığı açıklanmış, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler, 939 kişinin gözaltına alındığını açıklamıştı.
Bir gün sonra eyleme katılan il sayısı 67’ye, eylem sayısı ise 235’e ulaşmış, gözaltına alınanların sayısı da bin 730 kişiye ulaşmıştı.
AKP Hükümeti’ne karşı eylemlere yurt çapında 5 milyona yakın yurttaş katılmıştı. Ankara, İzmir, Mersin, İzmit, Konya, Manisa, Eskişehir, Adana, Samsun, Tunceli’ye kadar pek çok ilde eylemler sürmüş, İstanbul 6. İdare Mahkemesi, Topçu Kışlası Projesi hakkında yürütmeyi durdurma kararı vermek zorunda kaldı!
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Fas ziyaretinde Gezi eylemlerine değinirken “Tencere tava, hep aynı hava” demiş, olayların “iç ve dış bağlantılı, organize” olduğunu öne sürmüştü.
Aynı gün dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise “Demokrasi demek sadece seçim değildir, mesajlar alınmıştır” açıklamasını yapmıştı.
4 Haziran’da ise Başbakan Vekili Bülent Arınç yaptığı açıklamada “O ilk olayda, çevre duyarlılığıyla hareket edenlere karşı yapılan aşırı şiddet gösterisi yanlıştır, haksızdır. O yurttaşlarımdan özür diliyorum” demişti.
8 Haziran günü GS, FB ve BJK taraftar grupları birleşerek Taksim’e yürümüş ve 10 Haziran’da İstanbul’da eylemcilerin sığındığı Bezm-i Âlem Valide Sultan Camii’ne ilişkin “Oraya giren göstericiler, ibadethane adabına uymayacak şekilde davranarak, yerlere bira kutuları, sigara izmaritleri attılar, sarhoş şekilde kızlı-erkekli oranın mahremiyetine aykırı davranışlar sergilediler, ayakkabılarını dahi çıkarmadılar.” iddiaları üzerine müftülük soruşturma başlatmıştı. Cami müezzini Fuat Yıldırım ise bunu yalanlamıştı.
Akşam saatlerinde Taksim’de çatışmalar yaşanmış, vali Mutlu “Gezi’ye kesinlikle müdahale edilmeyecek” demişti.
Gezi Parkı’nda kurulan çadırlara saldırılmasından sonra tüm ülkede başlayan eylemlerde Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım ve Hasan Ferit Gedik öldürüldü.
- Mehmet Ayvalıtaş, 2 Haziran 2013 günü Gezi Parkı’na destek için otoyol kapatıldığı sırada üzerine süren aracın çarpması sonucu öldü. 20 yaşındaydı.
- Abdullah Cömert, 3 Haziran 2013, Hatay’daki eylem sırasında başına aldığı darbe sonucu öldü. 22 yaşındaydı.
- İrfan Tuna, 6 Haziran 2013 günü, kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Gezi direnişine karşı polisin kullandığı aşırı miktardaki biber gazından etkilendiği düşünülüyor. 47 yaşındaydı.
- Selim Önder, Taksim civarından geçerken yoğun gaza maruz kaldıktan sonra İzmir’e döndü, birkaç gün sonra hayatını kaybetti. Yakınları gazın kalp yetmezliğini tetiklediğini düşünüyor. 88 yaşındaydı.
- Ethem Sarısülük, 26 yaşındaydı. 1 Haziran’da eylem sırasında polis tarafından başından vurularak ağır yaralandı. 12 Haziran’da beyin ölümü gerçekleşti.
- Zeynep Eryaşar, 15 Haziran 2013 günü Avcılar’da yapılan protesto gösterisi sırasında polisin aşırı miktarda göz yaşartıcı gaz kullanmasının ardından kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. 50 yaşındaydı.
- Ali İsmail Korkmaz, gösterilerin ilk günlerinde sivil giyimli saldırganlar tarafından feci şekilde dövüldü, başına aldığı darbenin etkisiyle beyin kanaması geçirirken Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde görevli doktorlar tarafından önce polise ifade vermeye gönderildi. 20 saat geciken müdahalenin ardından 1 ay yoğun bakımda kaldıktan sonra 19 yaşında, Eskişehir’de 10 Temmuz 2013 günü hayatını kaybetti.
- Ahmet Atakan, 22 yaşındaydı. Ankara’da ODTÜ ve Tuzluçayır’daki eylemlere destek vermek için Antakya, Armutlu’da yapılan eylemde polis tarafından kafasından gaz fişeğiyle vurulup, çatıdan düşerek öldü.
- Serdar Kadakal, yaşadığı ve çalıştığı Kadıköy’de emniyet güçleri tarafından yoğun ve yaygın şekilde biber gazı kullanımının ardından kalp krizi geçirerek öldüğünde 37 yaşındaydı.
- Berkin Elvan, 15-16 Haziran gecesi, İstanbul Okmeydanı’ndaki evinden ekmek almak için çıktı, polisin gaz fişeğiyle başından vuruldu. 269 gün komada kaldı, yaşına komada girdi. 11 Mart 2014’te öldüğünde 16 kiloydu
Gezi, yakın tarihimizin en büyük kitlesel eylemi olarak belleğimizde yer almıştır.
Gezi Parkı Eyleminin 11. yıldönümünde bu uğurda hayatını kaybeden bütün canlarımızı saygı ve rahmetle anıyoruz.