Yerel seçimlere çok az zaman kaldı, zar zor belediye başkan aday isimleri açıklanabildi, meclis üyeleri aday listeleri hala ortaya çıkmadı. Bir ay gibi kısa bir zamanda halk olarak adayları nasıl tanıyacağız, adaylar kampanyalarını nasıl yapacak belli değil.
Belirsiz puslu bir ortam, sessiz bir kaos var ortalıkta!
Sanki bir şey bekleniyor gibi, sanki aklımızı başımıza yine almadık da Allah cezamızı verecekmiş gibi, şu süreçte içime sinmeyen anlamlandıramadığım garip bir his var.
Önce seçimler ne olacak bölümünden başlayayım; Ekremzedeler ile Ekremzadelerin yarışını seyredeceğiz.
AKP bir şekilde adaylarını belirledi, bazı ilçelere yaptığı adaylar sanki kazanmak istemiyormuş gibi seçilmiş, vasıfsız sıradan vasat adaylar olmuş. AKP yorulmuş ve artık ne olursa olsun der gibi adaylar koymuş birçok yere.
Gelelim CHP’ye, belki de tüm siyasi tarihi boyunca böyle bir belirsizliği olmamıştı. Adaylar o kadar geç açıklandı ki, içerde pastadan pay kapma kavgası olduğu aşikârdı. İmamoğlu, kendisine ne kadar yakın kişi varsa aday yapmış. Kazanır veya kazanmaz pek umurunda olmamış, tek kriteri kendisine olan bağlılığı ve itaati dikkate almış.
2019 Yerel Seçimlerinde Ekrem İmamoğlu ile aynı ilçede siyaset hayatında bulunmam nedeniyle bir toplantıda bana “İmamoğlu nasıl birisi?” diye sorulmuştu, “Denize düştük ve ona sarıldık, şeklinde tarif edeyim,” demiştim. O gün bu tabirime aşırı tepki verenler Ekremzede olunca beni aramaya başladılar.
Ekremzedelerin sayısı her geçen gün hızla çoğalıyor.
CHP’liler daha neler neler görecek, haberleri yok!
Oyun büyük oynanıyor da İmamoğlu henüz CHP’lileri tanımıyor, onları çok hafife alıyor. Ekremzedeler birleştiklerinde İmamoğlu’nun gücü CHP’nin başına geçmeye yetmeyecek.
Hele şu İstanbul seçimlerini bir kaybetsin, o faturayı önüne koyacak CHP’liler…
Öyle saygısız hamleleri var ki emeğe ve insanlara karşı, her şeye hükmetmek için kişileri kıra döke ilerliyor.
Sanki acelesi varmış gibi, sanki planında gecikme olmuş da o yüzden acele ediyormuş gibi.
Seçim sonuçları ne olacak derseniz, tam bir şenlik, tam bir curcuna diyeyim.
Bizler, hırslı siyasetçileri izlerken memleket öyle büyük zararlar görüyor, topraklarımız öyle bedeller ödüyor ki, siyasiler dâhil kimsenin umurunda değil.
Erzincan Altın Madeni
Erzincan’da korkunç bir olay yaşandı, altın madeninde toprak kaydı ve tonlarca zehir toprağa sulara karıştı. Nasıl büyük zararları var hiç konuşulmuyor, etki alanı nereye kadar yayılıyor hiç bilgi yok, orada kaç insan öldü bunu dahi bilmiyoruz. Orada yaşayanlar birkaç yıla hastalıklarla boğuşacak.
Basına, bazı topraklarımızın mültecilere verildiği ile ilgili haber düştü, doğru mu değil mi bilemiyoruz.
Hatay
Hatay’a göçmenlerin yerleştiği ve demografik yapının değiştiği söyleniyor, doğru mu yanlış mı teyit edemiyoruz.
Öyle puslu ki her yanımız, öyle puslu ki hava, bir avuç insan kaldık vatan vatan diye haykıran!
Sert yazıyorsun, korkmuyor musun, diyorlar.
Memleket elden gidiyor diye çok korkuyorum!
Çocuklarımıza güzel günler bırakamayacağız diye korkuyorum!
Tüm topraklarımızı altın madenlerine, mültecilere, sahillerimizi otelcilere verecekler diye korkuyorum!
Birileri yazmalı ki, tüm bu olanların aslında anormal durumlar olduğu anlaşılsın, her şeyde yapıldığı gibi YANLIŞLAR normalleştirilmesin!
Birileri yanlışa YANLIŞ desin!
SEN SUSARSAN,
BEN SUSARSAM,
O SUSARSA,
NE OLACAK BU MEMLEKETİN HALİ?