Son yıllarda Türkiye’nin yerli petrokimyasal üretimi, ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Bu durum, Türkiye’nin petrokimya sektöründeki yerli üretim payının yüzde 12’ye kadar düşmesine neden olmuştur. Bu konuda öneri getiren isimlerden biri de Şener başkandır. Şener başkan, devletin petrokimya sektörüne yeniden yatırım yapması gerektiğini dile getirmiştir. Bu öneri, uzun yıllardır sektörde tartışılan ancak cesaret edilmeyen bir öneridir.
Türkiye, 1965 yılında Petkim’i İzmit-Yarımca’da tek yerli petrokimya üreticisi olarak kurmuştur. Daha sonra 1980’lerde Aliağa Kompleksi’ni devreye alarak büyük kapasitelerle üretime geçmiştir. Ancak 1987 yılında başlatılan özelleştirme süreci sonucunda, 2008 yılında Petkim özelleştirilmiştir. Son 15 yıldır ise Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) tarafından yönetilen Petkim, Aliağa kompleksinde dikey entegrasyon temelinde başarılı bir şekilde üretimini sürdürmektedir.
Ancak son 15 yılda yerli üretim payı yüzde 20’den yüzde 12’ye kadar düşmüştür. Sektördeki talep artışı, üretim artışının çok üzerindedir. Petkim’in ürettiği temel petrokimyasallar, polimerler ve aromatikler zincirini kapsamaktadır, ancak Türkiye’nin ihtiyacı bu üretimden çok daha fazladır. En az beş adet daha Petkim’e ihtiyaç vardır. Ancak bu ihtiyacın gerçekleşmesi kolay değildir. Petrokimya sektörü, bilgi, teknoloji ve sermaye yoğun bir yatırım gerektirmektedir ve gelişmiş ülkelerde genellikle devletin gücü kullanılarak büyütülmüş ve geliştirilmiştir.
Yarımca ve Aliağa kompleksleri, 70’li, 80’li ve 90’lı yıllarda Türkiye’nin ihtiyacının önemli bir kısmını karşılamışken, son 25 yılda iç talebi karşılama oranı hızla düşmüştür. Bu gerileme devam etmektedir. Bazı kişiler, “Endişelenmeyin, ithalat yüzde 88’den yüzde 100’e çıkar, çok fazla kaybedilecek bir şey yok” diyebilirler. Ancak durum bu kadar basit değildir.Türkiye’nin yerli petrokimya üretiminin düşmesi, ekonomik ve stratejik açıdan ciddi sorunlara yol açabilir. İthalat bağımlılığı arttıkça, dışarıya olan bağımlılık da artar ve ülke ekonomisi hassas hale gelir. Ayrıca, dışarıdan gelen fiyat dalgalanmaları ve arz sıkıntıları gibi etkenler, yerli üretimde istikrarsızlığa ve maliyet artışına neden olabilir. Petrokimya sektörü, ülkenin sanayi ve tarım sektörleri için stratejik bir öneme sahiptir. Birçok sektörde kullanılan petrokimya ürünleri, tarım ilaçlarından plastiklere, ilaçlardan gübre ve boya sanayisine kadar geniş bir yelpazede kullanılır. Bu nedenle, yerli petrokimya üretiminin artırılması, diğer sektörlere de olumlu bir etki yapacaktır.
Devletin petrokimya sektörüne yeniden yatırım yapması, önemli avantajlar sağlayabilir. Öncelikle, teknoloji ve bilgi transferi sağlanarak yerli üretimin kalitesi ve verimliliği artırılabilir. Aynı zamanda, istihdam yaratma potansiyeli yüksek olan bu sektördeki iş imkanları da artırılabilir. Yerli üretimin artmasıyla birlikte, dışa olan bağımlılık azalacak ve ekonomik istikrar sağlanacaktır.
Petrokimya sektörü, Ar-Ge ve inovasyon açısından da büyük bir potansiyele sahiptir. Devletin yapacağı yatırımlar, bu alanda çalışmalar yapılmasını teşvik edebilir ve sektörün rekabet gücünü artırabilir. Aynı zamanda, çevre dostu teknolojilere odaklanarak sürdürülebilir bir petrokimya sektörü oluşturulabilir. Devletin petrokimya sektörüne yapacağı yatırımların finansmanı da önemli bir konudur. Uygun finansman mekanizmaları ve teşviklerle, özel sektörün de sektöre yatırım yapması teşvik edilebilir. Böylelikle, ortak bir çaba ile petrokimya sektöründe büyüme ve gelişme sağlanabilir.
Türkiye’nin yerli petrokimya sektöründe yaşadığı sorunlar ve yerli üretimin düşmesi, Petkim’in yabancılara satılmasının doğru bir adım olmadığını göstermektedir. İşte bu konuda dikkate alınması gereken bazı önemli nedenler:
- Stratejik Önem: Petkim, Türkiye’nin stratejik bir sektörü olan petrokimya alanında faaliyet gösteren tek büyük yerli üreticidir. Bu sektör, ülkenin birçok endüstrisinde kullanılan temel malzemelerin üretimi için hayati bir öneme sahiptir. Petkim’in yabancılara satılması, Türkiye’yi dışa bağımlı hale getirecek ve ekonomik güvenliği tehlikeye atacaktır.
- Teknoloji ve Bilgi Transferi: Devletin petrokimya sektörüne yatırım yapması, teknoloji ve bilgi transferini sağlamak için önemli bir fırsattır. Yabancı yatırımcıların elinde kalan Petkim, teknoloji ve bilgi akışını kontrol etme yeteneğimizi azaltacak ve yerli inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarının gelişmesini engelleyecektir.
- İstihdam ve Sosyal Etki: Petkim, binlerce kişiye istihdam sağlayan önemli bir kuruluştur. Yabancı yatırımcıların satın alması durumunda, işten çıkarmalar ve maliyet azaltma çabaları söz konusu olabilir. Bu durum, bölgedeki sosyal ve ekonomik dengeleri olumsuz etkileyebilir.
- Tekelci Durumun Oluşması: Yabancı bir şirketin Petkim’i satın alması, sektörde tekelleşme riskini artırabilir. Tek bir yabancı şirketin elinde toplanan kontrol, rekabeti azaltabilir ve fiyatların yükselmesine neden olabilir. Bu durum, diğer Türk şirketlerinin rekabet edebilirliğini zayıflatabilir ve ekonomik açıdan olumsuz sonuçlara yol açabilir.
- Milli Ekonomiye Katkı: Petkim’in yerli olarak işletilmesi, Türkiye’nin milli ekonomisine doğrudan katkı sağlar. Yerli üretim, yerli tedarikçileri destekler, ülkenin ticaret dengesini iyileştirir ve teknoloji transferiyle birlikte yerli iş gücünün gelişimini teşvik eder. Yabancı bir şirketin satın alması, bu potansiyeli katkıları sınırlayabilir ve yerli ekonominin büyümesini engelleyebilir.
- Güvenlik ve Egemenlik Kaygıları: Petkim gibi stratejik bir varlığın yabancı şirketlere satılması, ülkenin enerji ve güvenlik kaygılarını artırabilir. Üretim ve tedarik zincirinin yabancı kontrolünde olması, ulusal çıkarlarımızı tehlikeye atabilir ve enerji güvenliği ile bağımsızlık açısından risk yaratır.
Özetle; Petkim gibi stratejik bir şirketin yabancılara satılması, Türkiye’nin yerli petrokimya sektöründe karşılaştığı sorunları daha da derinleştirebilir. Petkim’in yerli olarak işletilmesi, teknoloji transferi, istihdam sağlama, milli ekonomiye katkı ve stratejik güvenlik gibi önemli avantajlar sunmaktadır. Bu nedenle, Petkim’in yerli kontrol altında kalması ve devletin sektöre yeniden yatırım yapması, Türkiye’nin kalkınma ve ekonomik güvenlik açısından daha sağlam bir temel oluşturacaktır. Türkiye’nin yerli petrokimyasal üretiminin düşmesi ya da satılması ciddi bir sorundur ve devletin bu alana oysa ki yeniden yatırım yapması gerekmektedir. Petrokimya sektörünün stratejik önemi göz önüne alındığında, yerli üretimin artırılması ekonomik istikrar, bağımsızlık ve sürdürülebilir kalkınma açısından büyük önem taşımaktadır.
Dr. Bahar Zeynep Barut.
Beyond to Human R.M.C