‘Mutluluğun peşinde koşulamaz, o kendiliğinden ortaya çıkmalıdır. Bitmesin diye kaç kez geriden okuyarak geldiğim kitaplardan biri olan İnsanın Anlam Arayışında böyle bahseder Viktor E. Frankl mutluluğun bir hedef değil yaşam içerisinde kendiliğinden içinde bulacağımız mutluluk hakkında…
Anlamadığın içindir anlaşamadığından serzenişindir oysa…
Anlaşmak anlamaktan tomurcuğa döner. Huzur bahçesinde güller açar
‘Beni anlamıyordu ’cümlesiyle sona erer, birlikte ne kadar uzun da olsa, kaç zaman geçmiş olursa olsun vedalardan sonra duyulan sitemler…
Şimdi anlıyor musun gidişinin neden ayrılık olmadığını, Bir yaprak düşmesi kadar ancak, acısı ve ağırlığı olduğunu. Bir toplama işleminin sonucunu yazmak gibi bir değer taşıdığını. Boşluğa bir boşluk katmadığını, kar yağdıramadığını yaz ortasında….
Şükrü Erbaş Senin Korkularını Benim İnceliğimi adlı şiirinde giden sevgiliye sitemini dile getirirken…
Anlayınca kabullenirmiş insan oysa reddedince değil, kavramayınca değil… Bundandır anlam yüklediğimiz her ne olursa olsun kayıp gidince elimizden ardından duyduğumuz acı, geçemeyecek yasımız…
Anlamak sevmektir, zaman harcamak görmektir taa gözden öte gönülden baktığında
Yaşım ilerledikçe daha çok anlıyorum
Ne büyük nimet olduğunu ah ey güzel gün
Boş yere üzülmekte mana yok, anlıyorum
Kadrini bilmek lazım artık her açan gülün
Şükretmek türküsüne daldaki her bülbülün
Yanmak da olsa artık aşk ile yaşıyorum
Cahit Sıtkı Tarancı hayatın kıymetini anlatan dizelerle gelir aklımıza
Anlamsız bulduğumuz şeyler çıkar bazen söz bazen yüz bazen nesne haliyle karşımıza. Kayıtsız kalıyorsak dünya yansa da umursamayışımız, anlamını bilmediğimiz, belki de anlam yüklemediğimizdendir değersiz sayışımız…
Kolay gelir anlamadın anlamadım deyip geçmek. Anlamak için sarf etmek gerektiğini bilir bahanelere sığınmak kolayıdır yolun…
Anlamak masraflı iştir; Emek ister, gayret ister, samimiyet ister. Yanlış anlamak kolaydır oysa. Biraz kötü niyet, biraz da cahillik kâfidir…
Zarif kalem Cahit Zarifoğlu ne güzel anlatmış…
Sezai Karakoç yanlış anlamalar üzerine sitemini dile getirirken tercüman olur kırgınlığa, kolaya kaçışa…
Anlamını bilmediğimiz sözün hükmü yoktur kulağa, Hissetmediğimiz duygunun kalbe… Boş boş bakıyor diye içlenirken fark etmeyiz her şey herkes için aynı değildir ki…
Ötelerden sesleniyor fonda Sezen…
‘Etrafımızı sarıverecek Bir boşluk ki asla bitmeyecek Her şey bir anda anlamsız gelecek İşte biz o gün tükeneceğiz .’
Geçmeden ılık yaz akşamları, yüreğimizden yansıyan ışık, gülüşümüzdeki anlam kaybolmadan ve sabrımız ve içimizdeki umut henüz solmadan dolu dolu anlatmak lazım… Er ya da geç anlayan çıkar elbet… Bunca anlamsızlık içinde, savrulmadan ayakta kaldıkça yaşamın derinliğinde kıyıda bekleyen güzellikler sarar seni tek cümle ile durulur bütün kaos
Seni anlıyorum…