Sosyolojik açıdan incelendiğinde, bir topluluğa ait olma ihtiyacının insan davranışlarını şekillendirdiği ortaya çıkmıştır.
Mutlaka bir tarafınız veya ait olduğunuz topluluk olmalıdır. Tarafsız ortada duran insanlar etraflarına korku salar. Çünkü insanlar bilmedikleri şeyden korkar. Bu yüzden herkesin tarafını karakterini düşüncesini bilmek isteriz ki nasıl davranacağımızı bilelim…
TARAF OLMAZSANIZ BERTARAF OLURSUNUZ!
Demişti Reis!
Ben dâhil taraf olmadıkları için bertaraf olan çok sayıda insan var ve taraf olmadıkları için yok sayılıyorlar, önemsizleştiriliyorlar.
Hiçbir topluluğa taraf olmadığımız için fikirlerimiz önemsenmiyor, koltuk mevki makam vermeye gerek duymuyorlar. O makamları verecek olana biat etmeyeceğimiz için koltukları mevki ve makamları kendilerini ölümüne alkışlayacak olanlara dağıtıyorlar.
Ve asıl tehlike burada başlıyor. Çünkü rahatsız edici derecede karşı kutuplar oluşuyor ve bu karşı kutupların arasındaki saldırganlık arttıkça gerilim tırmanıyor, huzur ortamı bozuluyor.
Hiçbir tarafa ait olmayan bertaraf edilmişler dışında tehlikeyi gören yok!
Oysa gün gelecek o taraf olmayan insanlara büyük ihtiyaç duyulacak. Çünkü herkese eşit mesafede duran, herkese aynı davranan bertaraf edilmiş tarafsızlar, düzen içinde bağımsız dengeyi kurabilirler.
Tozun dumana katıldığı o gün, düzeni sağlaması için ne kendi tarafınızdan ne de karşı taraftan kimseyi istemeyecek, bertaraf ettiğiniz tarafsızları hakem ilan edeceksiniz.
Çünkü biz bertaraf edilenler; siyasi karakterlere taraf olmadık TARAFIMIZ VATAN OLDU yalnızca.
Ve şu aralar yaşanılan milletvekilliği başvurularını izliyoruz ülkece. Haddini bilen bilmeyen herkes başvurusunu yapıyor. Ne ülkenin geleceğine dair bir katkıları ya da planları var, ne de ülke umurlarında. Hepsi koltuk sevdasında…
Sıkı sıkı tuttukları kişilerin ardından övgü nutukları atarak koltuk kapma sevdasına düşmüş koşuyorlar taraf oldukları kişiyi veya ideolojiyi ölümüne savunarak…
Uzun yıllar siyasette gözlemlediklerim, bazı partiler kendi taraftarlarını sürekli maddi manevi destekliyor, bazı partiler ise kendi taraftarlarına vefasızlığın destanını yazdırıyor. Şimdi burada hangi partinin kendi taraftarına nasıl davrandığını isim isim yazmama gerek yok, hepimiz görüyoruz biliyoruz ve duyuyoruz.
Milletvekilliği adaylıkları başvurularından sonra bazı partiler, milletvekili olamayan adaylarına da el uzatacak, onları başka makamlara yerleştirecek. Bazı partiler ise milletvekili seçilemeyen adaylarına selam dahi vermeyecek.
Bu yüzden taraf olurken onlar da sizin tarafta mı iyi araştırın derim veya hiç taraf olmayın alın bir tabak çekirdek çitleye çitleye yaşanılanları seyredin.
Sonuçta bu vatan bizim, siyasi kimlikler sürekli değişir lakin vatan tektir, DEĞİŞMEZ…
Karşıya bakıp parmak sallayanlarla ülke kurtulmaz, vatan kimsenin değirmenine su taşımadığın gün kurtulur. Adaletin liyakatin tam manasıyla sağlandığı gün ülke zirveye çıkar.
Taraf olanların yine umurlarında olmayacak ama ben yine de bu uyarımı buraya bırakayım…