Ateşle çevrildi her yanımız lakin tüm herkes uykuda gibi umursamaz bir tavırla geziyor. Birçok kişi de bu duruma sitem ediyor.
Öncelikle bu durumu açıklayayım; aslında ülkemdeki herkes başımıza gelmekte olan belanın farkında, ne kadar vaktimiz olduğunu da bilemediği için son son hayatının tadını çıkarıyor, kendini mutlu edecek işlerle meşgul oluyor. Bu durumu vurdumduymazlık olarak değerlendiren, ülkesini ve milletini hiç tanımıyor demektir. Anadolu halkı, yumurta kapıya dayandığında harekete geçer. Tüm çevre ülke yöneticileri de bu özelliğimizi iyi bilir. Tarih, Anadolu halkının bitti sanıldığı yerden yeniden doğuşuyla ilgili kahramanlıklarla doludur.
Rusya Kuzeyde savaş halinde, şimdi ülkesinde gençleri topluyor yeni bir savaş hazırlığı için. Bu arada topladığı Rus gençler değil, içindeki Kazakistan, Türkmenistan, Çeçenistan kökenli Rus vatandaşı olan gençler.
Azerbaycan ve Ermenistan sürekli çatışma halinde.
Yunanistan, Amerika desteği ile adalara ve sınırımıza askeri yığınak yapıyor.
Akdeniz, tam bir cadı kazanı durumunda.
Suriye’de durum ortada ve sonunda İran da karıştı.
Hep bir iddia vardı ortalarda dolaşan, İran’dan sonra sıra Türkiye’de diye…
Bu kez içerden de sarıldık ve bu gerçekleşirken yalnızca izledik. Sınırdan kaçak olarak Anadolu’ya giren binlerce Afgan Pakistan Suriyeli erkekler fakirlikten kaçmıyordu. Özellikle bilinçli olarak benim canım ülkeme dolduruldu. İlk çıkacak olan kargaşada o kaçak göçmenleri sokaklarda kafa keserken göreceğiz.
Şu an bu yazımı yazarken Mersin Mezitli ilçesindeki Polisevine terör saldırısı yapıldı. İçimizdeki teröristler harekete geçmek için işaret bekliyorlar.
Kaç gündür İran’ı izliyoruz. Orada özgürlük hareketini kadınlar başlattı ve devrim muhafızları hiç acımadan kadınları vuruyor. Kadınları susturmaya çalışıyor. Dinin emirlerinin yerine getirilmesini sağlamak için şiddet uyguluyorlar.
Din ne zamandan beri şiddeti tavsiye ediyor acaba?
İranlı kadınların canlarını vererek elde etmeye çalıştıkları özgürlükleri ve hakları, biz Türk kadınları 100 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk sayesinde elde etmiştik.
Her tarafı düşmanla çevrili olan bu topraklarda dimdik ayakta durmayı, doğru strateji, doğru hamleler ve doğru kişilerle başarabiliriz. Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşında büyük başarı kazanarak halkını selamete çıkarmıştı.
Günümüzde içinden geçmeye çalıştığımız şu an ki ateş çemberinde bize yeni Mustafa Kemaller lazım olacak.
Şu an yazmak istemediğim birçok can sıkıcı gizlenen ayrıntılar var. Yalnızca uyanık olun, hazırlıklı olun çünkü bizim göç edebileceğimiz bir ülke yok, savaşa savaşa ya başarırız ya ölürüz.
Allah tüm gençlerimizi ve bu güzelim vatanı korusun.
🙏👏
🙏🙏🙏🙏
Türk Milleti ortaya çıkalı yaklaşık 70,000 yıl oldu ve milli kimlik ile 65,000 yıl önce vardık. Tarih konularına hiç girmeyeceğim ancak delilli ve ispatlı. Türkler, başlarında büyük Kağanlar ve Hanlar olduğu zamanlarda çok büyük başarılar elde ettiler. Ancak ne zaman başıbozuk siyasi rejimlere kapıldılar, tarihten silindiler. Yüzlerce Türk toplumu sayabilirim. Dünyadaki insanların % 85’inden fazla Yasefi Türklerden kök alır. Türkler şu anda 3 ana kısma ayrılıyor.
1. Kısman köklerini bilenler ama farklılaşanlar
2. Tamamen köklerinden uzaklaşanlar ve hatta köklerine düşman haline gelenler
3. Kökleri henüz kopmamış ama perişan halde olanlar
4. Çok az miktarda Türk asil soylarından ve sülalelerinden gelenler
Eli yüzü nurlu bir hocam vardı. Gerçek bir din adamıydı. Şöyle derdi: “Dünyada 2,5 milyar Müslüman var. Sadece Türkiye’de ve Suriye’de yaşayan ehl-i sünnet Müslüman azınlık samimi Müslüman”. Tabi ki Türkiye’de Vahhabi, Şia, Batıni, vs. bir sürü sapık itikad türedi ve tarikatlar da bozuldu. Daha tarikat olmanın kurallarını bilmeyen adamlar lider yapıldı. Bütün tarikatlar ticaretin ve siyasetin içine girdi. Tarikat olmayan inanç türleri de.. Maalesef hocamın söylediği samimi Müslümanlar da ortadan silindi. Çok az insan günümüzde o samimiyetini sürdürme mücadelesi veriyor. Ancak içimizde bir sürü kripto Ermeni, Yahudi, Rum ve Yahudi Kürt var ki Türklüğe ve İslamiyet’e düşmanlık ediyorlar.
İllüminati zaten 250 yıldır Yeni Dünya Düzeni Projesini uyguluyor. Küreselciler (Globalists) denilen güruhu himayesi altına aldı. 4000+ küresel teşkilat, 100 kadar büyük vakıf, binlerce banka ve binlerce şirket kurdu. Gizli ve aşikar birçok örgütü de bünyesine aldı. Bunlar YDD Projesi kapsamında onlarca büyük alt projeyi ve programı uyguluyor. Dünya “Kaotik Satan Çağına” sokulmak isteniyor. Her yerde Lucifer, Baphomet, Baal ve Deccal sembolleri yükseliyor. Farklı ülkelerde Satanist Tapınaklar yapılıyor. Farklı ülkelerde Satanist ayinler icra ediliyor. Akılları zorlayan pekçok durumla karşı karşıyayız. Yaşadığımız çağı iyi idrak etmemiz şart. Aksi halde hastalığı tespit edemeyiz, sadece semptomlara takılır kalırız. Şifayı da gerçekleştiremeyiz.
Modernist olmak adına bütün değerlerini bir kenara atan insan asla hiçbir alanda başarılı olamaz. Bireysel başarılar ülkenin, milletin, inancın, değerlerin, geleneklerin, aklın korunması için bir anlam ifade etmez. Popülizm peşinde vaktini ve kaynaklarını tüketenlerden de bir şey umamayız.
Büyük İslam evliyalarının yaşamlarını bir inceleyin. Hemen hepsi toplumdan uzak ve çok az insanla birlikte yaşamışlardır. Ancak asla toplumla bağlarını kopartmamışlar, insanlara doğru ve düzgün bir insan olmanın yollarını göstermişlerdir. Şimdi takkeli, cübbeli, sakallı bir sürü tipi görüyoruz ki ticaretle, siyasetle, bir şeyleri ele geçirmekle meşgul oluyorlar. Bunların yaptıkları doğru değildir.
Türkler kadınlar sayesinde bugünlere gelebildiler. Bunu da belirtmek isterim. “Katun (Hatun)” kelimesi Türklerde “kadın Kağan” veya “Kağan’ın eşi” demektir. İkisi için de kullanıldı. Katun, Kağan kadar söz sahibiydi devlet işlerinde. Cengiz Han dünyayı fethe başladığında devleti 14 tane kızı idare etti. Türk tarihinde sayamayacağımız kadar çok kadın savaşçı ve Kağan vardır. İskit Türklerinin kadın müfrezesi “Amazonlar” ya da “Amma zorlar” Türklere düşmanlık edenlerin korkulu rüyası idiler. Anadolu’daki birçok şehri onlar kurdular. Amazonlara ait bir sürü tapınak bulunmaktadır. Bunlar Hanif dine mensuplardı. Avar kadınları sair zamanda evleriyle ve çocuklarıyla ilgilenirler, eşleri savaşa gittiğinde ise silah kuşanıp şehirlerini korurlardı. Yunanlılar Avar kadınların çok korkarlardı. Türk kadını da ne zaman özünü, içindeki cevheri, Türklük ateşini unuttu; o zaman Türk Milleti çöküşe geçti. Türklüğün ateşi Türk kadınındadır. Türk kadınının ahlakını, bilincini, onurlu duruşunu, gayretini kesip atarsanız geriyle işe yaramaz bir toplum kalır.
Makaleniz için çok teşekkür ederiz. Ben de böyle katkıda bulunmak istedim. Birazcık uzun oldu. İnşallah yayınlanır. Yazılarınızı ilgi ile takip ediyoruz. Kolaylıklar dilerim.