“Karım bana bakmıyordu, yemek yapmıyordu.”
“Evin içinden erkek sesi geliyordu”
“Mahkemede sırf kravat taktığı için katil indirim aldı”
“Erkekliğime laf etti’”
“bana küfretti”
“çocuğumun benden olmadığını öğrendim.”
“başka biriyle görüşüyordu yakaladım”
Kadın cinayeti davalarında en çok başvurulan ceza indirim gerekçeleri “haksız tahrik” ve “mahkemede iyi hal” durumu olarak dikkat çekiyor. Bunun yanında sanığın akıl sağlığı yerinde olmadığı iddiası ve rapor bekleme süresinin uzun olması da davalarda savcının talep ettiği sonuçların çıkmamasına neden oluyor… Hak mı bu?
Yalova’da 13 yaşındaki bir çocuğa cinsel istismarda bulunan erkeğe 10 yıl hapis cezası verildi ancak fail ‘kaçma şüphesi olmadığı’ öne sürülerek tutuklanmadı…
8 yaşından 17 yaşına kadar cinsel istismara maruz kalan A.A, yıllardır hukuk mücadelesi veriyor. Uzun bir terapi sürecinden sonra dava açmaya karar veren A.A, ‘Ben 9 yıl cinsel istismarına uğradım; yasalar ona 13 yıl ceza verdi. Şimdi o elini kolunu sallayarak geziyor.’ diyerek yetkililere sesleniyor…
Oyuncu Ezgi Mola’ya ve intihar eden İpek Er’e cinsel saldırı iddiasıyla yargılanan kişiye hakaretten 6 bin 960 lira para cezası veriliyor…
Pınar Gültekin’in katili “Mini etek giydi” diyerek tahrik indiriminden faydalanmaya çalıştı…
Manisa’da parkta spor yapan hamile kadına saldırarak “Bir daha burada yürüyüp, spor yapmayacaksın” diyen saldırgan, akıllara “Hamile kadının sokakta dolaşması terbiyesizliktir” diye fetva veren bir hocanın sözlerini akla getiriyor…
Söylediği haddini aşan laf yüzünden özür dileyen Gülşen hemen tutuklanırken onun için “Katli vaciptir” açıklamasında bulunuluyor.
Türkiye’de son yıllarda görülen kadın cinayeti ve şiddet suçlarının “töre, gelenek, namus” gibi haksız gerekçelerle kırsaldan ziyade, kentlerde daha çok işlendiği dikkat çekiyor:
“Bu da bize şunu gösteriyor, Kadına yönelik şiddet modern hayatında yeni bir boyutu.
Olaylardaki hikayelere baktığınız zaman, cinayetlerin büyük bir çoğunluğunun, eşi, sevgilisi ya da partneri tarafından terk edilen erkekler tarafından işlendiğini görüyorsunuz.
Modern hayatta kadınlar artık sosyal medya, televizyon aracılığı ile daha fazla haklarının farkında ve bu modernleşme gelenekçi erkekler üzerinde tehdit ve baskı oluşturuyor sanki…
Bazı erkekler evliliğin ve birlikteliğin şöyle bir şey olduğu zannediyor: Sizi sevsin, itaat etsin, sözünüzden çıkmasın, size baksın, çocuklarınızı doğursun, evi çekip çevirsin.
Bu hayal gerçekleşmeyince Erkek buna çok öfkeleniyor”
Halkın; sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek evet suçtur…
Ve fakat
Katiller sokakta cirit atıyor…
Hırsızlar göz ardı ediliyor…
Gözümüze sokula sokula söylenen laflar çoğu zaman görmezden geliniyor…
Ekonomi patlamış gidiyor…
İşsizlik, yoksulluk had safhada orta direk diye bir şey kalmadı…
Yıllar boyu Ülkemiz topraklarında farklı görüşlere ve inançlara sahip insanlar kardeşçe yaşamışken birileri tarafından birbirine kırdırılıyor…
Siz yine de ‘Gül’ün ŞEN’ olun…
Ne demiş Aziz Nesin;
“Bir Gün Bu Ülkenin Başucuna Bir Not Yanağına Da Bir Öpücük Kondurup Gideceğim Çok Tatlı Uyuyordun Uyandırmaya Kıyamadım Diyeceğim”
“Söylemini duymaya tahammül edemediğiniz şeyleri yaşatmadan yürünür yol dediğiniz… öteki türlüsü yol almak değil işkence…”
Adalet dolu bir hafta olsun…