Bayram nedeniyle şehirlerarası yolculuk yaptığım şu birkaç günde gördüklerim ve dinlediklerimden sonra deli sorular oluştu bende, ben soracağım lakin cevabını verecek kimsenin olmadığını da biliyorum üzülerek…
Şehirlerarası yollarda çılgınca hız yapan yabancı uyruklu araçlara, trafik kurallarına uymadıkları için ceza kesiliyor mu ve bu cezalar tahsil ediliyor mu?
Parklarda ilkel kabile görüntüleri sergileyerek kendilerince eğlenen ve ortalığı çöp yığınına çeviren mültecilere, çevreye verdikleri zararlar için ceza yazılıyor mu?
Sokakta kavga eden, taciz eden, sağa sola sataşan sığınmacıları polis tutuklayıp birkaç saat karakolda misafir edip Türkiye Cumhuriyeti’nde olduklarını hatırlatıyor mu?
Kiraladıkları evleri boşaltırken kapı koluna kadar kırıp evi harabeye çeviren yabancı uyruklu çakma Türk vatandaşı bu kişilere mahkemeler bir yaptırım uygulayabiliyor mu?
Bize 40 TL olan bir hamburger yabancılara 2.5 dolar olunca yani şöyle düşünün; Türk parası ile 2.5 TL gibi olurken ve onlara ucuz gelen benim ülkeme, ucuz mal gibi davranmalarını engelleyemiyor muyuz?
Doğduğumuzdan beri üzerinde yaşadığımız vatanımızın kaderini iki yıl önce gelenler oy kullanarak belirlemesi ne kadar akılcı ve gerçekçi bir durumdur, bilen var mı?
O kadar mülteci kabul edilirken bu önlemler de hazırlanamaz mıydı?
Canım vatanımı Fetö belasından kurtardık fakat bu kez Suriyeli Iraklı Pakistanlı Afganistanlı sığınmacılara teslim ettik. Olan sadece her durumda sadece vatandaşımıza oldu.
Bayram nedeniyle İstanbul boşalınca misafirlerimle birlikte Adalar’a gidelim dedik. Vapura bindik, sanki yabancı bir ülkedeymiş gibiydik. Her tarafımız yabancılarla doluydu. Büyükada’nın durumu içler acısıydı. Yerlere çöp atan Arap ülke vatandaşlarının çok sesli konuşmalarıyla yankılanıyordu ortalık. O kadar Arap vatandaşın arasında sanki biz turisttik. Gece vapurla dönerken de durum aynıydı. Etrafımıza bakmamaya dikkat ederek aramızda sohbet ediyorduk ki arkada bir kavga patladı. Türk vatandaşı bir kadın, Arap bir kadına çılgınca bağırıyordu; “burası benim ülkem, yer vermemek ne demek! Nerde olduğunuzu zannediyorsunuz?” Biz olsak herhangi bir Avrupa ülkesinde oranın vatandaşıyla kavga etmeye korkarız. Arap kadındaki özgüven tüm vapurdaki Türk vatandaşlarını öfkelendirdi ve kavgaya herkes dâhil olmaya başladı.
Arap kadın olayların büyüdüğünü görünce Allah’u Ekber diye bağırmaya başladı, aklı sıra Müslümanları galeyana getirecek.
Senin Allah’u Ekber çığlıkların burada işlemez dedik, Vapurda bulunan birkaç polis olaya müdahale etmese sonu ne olurdu bilemiyorum.
Orada toplumsal bir öfkenin çok minik bölümünü izledik.
Kendi vatandaşını ezer, yabancılara da toplum kurallarına uymaları için herhangi bir yaptırım uygulamazsanız, işler çığırından çıktığında ağlamayacaksınız!
Vatanseverlik, öyle oturduğunuz koltuklarda fıt fıt konuşarak olmuyor, vatanseverlik “bu uçaklar uçamaz artık” deyip maaşları da ödenmeden işten çıkarılan Türk Hava Kurumu pilotlarının yeni girdikleri yüksek maaşlı özel şirketlerden ayrılıp tekrar Türk Hava Kurumunun uçaklarının onarılmasını sağlayarak, yangınla mücadele etmek için gece gündüz uçmalarıyla oluyor…
Size bir gün Türk Hava Kurumunun kahraman pilotlarını da anlatacağım…
Sizlere çok şeyler anlatacağım da Survivor’larla yıkanmış zihinler beni ne kadar anlar bilemiyorum…
Biz bir avuç insan Anadolu’yu çok sevdik, Allah Anadolu’mun yardımcısı olsun, üzerinde yaşayanlar bu kadim toprakların sırlarına eremedi.
Yakındır Anadolu’mun öfkesini kusması…
Kapandı insanlığa dua kapısı…
Kıymet bilmeyene çarpar Allah yasası…