Sevgililerimizi neye göre seçeriz?
Aşkı kıvılcımlandıran nedir? Neden bir kişi o ateşi tutuşturur da, ondan daha uygun görülen bir başkası tutuşturmaz?
Çiftler, aradan yıllar geçmiş olsa bile birbirlerine nasıl aşık olduklarını en küçük ayrıntısına kadar anlatabiliyor. Bazen, nadir de olsa ilk görüşte aşık olunuyor. Çoğunlukla aşk, uzun bir arkadaşlıktan sonra filizleniyor. Romantik çekimi kıvılcımlandıran, kimi zaman sevgilinin dış görünüşü, kimi zamansa muhteşem, sevilesi mizacı ya da iki kişiyi derinden etkileyen ortak bir deneyim oluyor. Hoşlanma doyurucu bir aşka, bir bağlılığa evrilebildiği gibi, yıkıcı, ıstıraplı bir ilişkiye de dönüşebiliyor. Kimi zaman da inceldiği yerden kopuyor.
Görünen o ki, hem gerçek hem de mecazi anlamda vuruluyoruz. Gerçekten de geniş bir aday yelpazesinden yaptığımız nihai romantik eş seçimini genellikle vurulma belirler. Bazı araştırmacılar, vurulmanın “doğası gereği tesadüfi” olduğunu öne sürer.
Bu nedenle profesyonel olsun olmasın pek çok kişi, aşık olmanın evlenmeye yeter sebep olduğuna inanmaz. Nede olsa aşkın gözü kördür; aşk mantıksız ve geçicidir. Hâlbuki bir hayat arkadaşı bulmak ciddi iştir. Evliliğin sonsuza dek sürmesi beklendiğinden, iyice düşünülüp taşınılır.
Aşkın gözü aslında gerçekten kör değildir. Tesadüfen ya da kazara aşık olmayız. Aksine gerek bilinçli gerekse de bilinçdışı yollarla kime aşık olacağımızı dikkatle seçeriz.
Altı aşk çeşidi
TUTKULU AŞK: Aşka aşıksınız ve aşk için her şeye katlanırsınız.
OYUNCU AŞK: İlişkiyi, bağlılığa gerek duyulmayan zorlu bir macera olarak görüyorsunuz.
ARKADAŞÇA AŞK: Rahat, romantik olmayan, cinselliğin ikinci planda olduğu bir yakınlıktan keyif alıyorsunuz.
MANTIKLI AŞK: Karşılıklı uyumluluğu dert ediyorsunuz, mantık her şeye hükmediyor.
SAHİPLENMECİ AŞK: Sahip olma ve sahiplenme ihtiyacı sizi kuşatıyor.
ÖZVERİLİ AŞK: Kendinize başkalarından daha az önem veriyor, kendinizi adıyor, fedakârlık yapıyorsunuz
Kaynak: Aşık Olmak, Ayala Malach Pines, İletişim Yayınları,