Solunum Derneği TÜSAD, 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü kapsamında yaptığı açıklamada pandemi sürecinde yaşanan aksamalara vurgu yaptı.
Türkiye’de 90 bine yakın kayıtlı tüberküloz hastası olduğunu belirten TÜSAD Tüberküloz Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Dursun Tatar; “Pandemi nedeniyle Türkiye’de hastaların 3’te 1’i tanı alamadı. Kısıtlamalarının gevşetildiği günümüzde tüberküloz bulaşını önlemede de maske, mesafe ve hijyen çok önemli” dedi.
Farkındalığı ve mücadeleyi artırmak amacıyla Dünya Tüberküloz Günü olarak kabul edilen 24 Mart’ta açıklama yapan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), pandemi sürecinde tanı ve tedavi konusundaki aksamalara dikkat çekti. Günümüzde tüberküloz hastalığının tedavi edilebilir/önlenebilir bir hastalık olmasına karşın halen dünya genelinde en çok ölüme yol açan hastalıklardan biri olduğuna vurgu yapan TÜSAD Tüberküloz Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Dursun Tatar, bu süreçte tanı ve teşhis alamayan hastaların toplum sağlığı açısından risk oluşturduğuna dikkat çekti.
DÜNYANIN YÜZDE 22’Sİ ENFEKTE
Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 22’sinin, yani 1,7 milyardan fazla insanın tüberküloz basili ile enfekte olduğunu belirten Tatar, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) şu verilerini paylaştı: “Gelişmiş ülkelerde kontrol altına alınmasına karşın, gelişmekte olan ülkelerde yıllık tüberküloz insidansı 100 binde 110-165 civarında seyrediyor. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 10 milyon insan tüberküloz hastalığına yakalanıyor ve 1,5 milyon insan tüberküloz nedeniyle hayatını kaybediyor. Gelişen ilaçlara karşın, tüberküloz, dünyada enfeksiyon nedenli ölümlerin zirvesinde yer alıyor.”
YENİ KAYDEDİLEN HASTA SAYISI YÜZDE 20 AZALDI
Türkiye’de tüberküloz hastalığının seyri konusunda da bilgi veren Tatar, şu hatırlatmaları yaptı: “Türkiye’de toplam kayıtlı tüberküloz hastası sayımız 2020 yılında 88 bin 925 olarak bildirilmiş, olgu hızı yüz binde 10,7 olarak hesaplanmış durumda. DSÖ, 2020 yılında Türkiye’de tüberküloz hastalarının yüzde 69’unun kayıtlı olduğunu belirtiliyor. Bu oran uzun yıllardır yüzde 85’in üzerindeydi. Maalesef COVID-19 salgınının etkisi ile tüberküloz hastalarının yaklaşık 3’te 1’ine tanı konulamadı. Salgın, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tüberküloz kontrolünü olumsuz yönde etkiledi. Verem savaş dispanserlerinde 2019 yılına göre 2020 yılında yapılan muayene sayısı, korumaya alınan kişi sayısı, temaslı muayene sayısı ve bakteriyolojik inceleme sayıları yaklaşık yüzde 40-50 düzeyinde azaldı. Yeni kaydedilen tüberküloz hastası sayısı da yüzde 20 oranında düştü.”
KORUNMAK İÇİN ALTIN ÖNERİLER
Pandemi kısıtlamalarının gevşetildiği günümüzde, COVID-19’un yayılmasının yavaşlatılmasında kullanılan maske, mesafe ve hijyen tedbirlerine uyum, COVID-19’un yanı sıra tüberküloz bulaşının önlemesinde de etkin rol oynuyor. Bu tedbirler kendi sağlığımız kadar toplum sağlığı için de önem arz ediyor” diyen Tatar, tüberkülozda dikkat edilmesi gereken belirtileri şöyle sıraladı:
- Öksürük, balgam çıkarma, kanlı balgam, ateş, titreme, gece terlemesi, halsizlik ve kilo kaybı durumlarında mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı.
- Ortak semptomlar nedeniyle pnömoni tanısıyla antibiyotik tedavisine rağmen geçmeyen, öksürük yakınması 2 haftadan uzun süren hastaların ayırıcı tanısında tüberküloz hastalığı göz önünde bulundurulmalı ve hastalar verem savaş dispanserlerine yönlendirilmeli.
Dursun Tatar, “Hastalıktan korkmayın, geç kalmaktan korkun” derken, tüberkülozdan korunma yolları konusunda şu önerileri yaptı:
- Sık sık ellerinizi yıkayın.
- Asla sigara içmeyin, sigara içenin yanında durmayın.
- Bulunduğunuz ortamı sıkça havalandırın.
- Dengeli ve düzenli beslenin.
- İlaçlarınızı zamanında, düzenli ve yeterli süre kullanın.