Kadının geçmişten bugüne mücadelesinin ve hak arama duruşunun yanında duran, kendisi de bu mücadeleyi devam ettiren bir kadın; iş kadını ve Kastamonu Dernekler Federasyonu (Kas-Der-Fed) Başkanı Fatma Kıranoğlu ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Kıranoğlu, Kurtuluş Savaşı’nın sembol isimlerinden Kastamonulu Şerife Bacı’nın; bu coğrafyada mücadele etmeden başarı elde edilemediğinin önemli bir simgesi olduğunu söyledi. Kadınların iş dünyasında ve siyasette var olabilmek için daha çok mücadele etmesi gerektiğini kaydeden Kıranoğlu, bu konuda STK’lara büyük görevler düştüğünü dile getirdi.
Fatma Kıranoğlu kimdir?
1968 KASTAMONU doğumluyum. 2010 yılında aktif sosyal hayatım ile birlikte siyasetle, memleket meseleleri ve toplumsal sorunlarla ilgilenmeye başladım, 8 yıl STK’larda aktif görevlerde bulunduktan sonra 2018 yılında Kastamonu Dernekler Federasyonu Genel başkanı oldum. Genel Başkanlığım sürecinde çeşitli sosyal projeler yaptım, kültür, eğitim, yardım vb. çeşitli etkinlikler düzenleyerek kadınlarında sivil toplum kuruluşunda sosyalleşerek girişimcilik şansının daha çok arttığını gördüm.
İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden Gayrimenkul Danışmanlığı Eğitimi’nin yanı sıra; Siyaset Akademisi, Demokrasi, Uluslararası İlişkiler ve Ekonomi ile Almanca dil eğitimi aldım. Genç yaşta ticarete atıldım. Evli olup, iş hayatıma sahibi olduğum şirketim Milenyum Gayrimenkul’de halen devam ediyorum. “Her kriz bir fırsattır” ilkesinden hareketle; çeşitli zorluklar içinden, yeni fırsatlarla ayakta durmayı başardım. Hayata dair sözümün özü; Hayat harekettir. Hayatın akışına ayak uyduramayanlar geride kalırlar. Hayatı başarılı yaşamak isteyenler, gelişim ve değişime paralel kendilerini geliştirirler.
Kendinize Rol Model Aldığınız Ya Da Etkilendiğiniz Kadınlar Var Mı?
Farklı hayatlardan, farklı başarılar elde etmiş gerçeği yansıtan birçok insanın hikâyesinden, rol model edinip ilham aldım. Kurtuluş Savaşı’nın sembol isimlerinden Şerife Bacı da bunlardan biri. Kurtuluş Savaşı’nda 9 aylık bebeği ile cepheye silah taşırken donarak şehit olan Kastamonulu Şerife Bacı, Türk kadınının İstiklal Harbindeki sembol isimlerinden biri oldu.
İnebolu’dan alınan cephane karda kışta soğukta 7-8 gün süren bir yolculuğun ardından Kastamonu’ya ulaştırılıyordu. O yüzden biz diyoruz ki Şerife Bacı, İstiklal Yolu’nda kurtuluşa giden bir destandır. Şehit Şerife Bacı. Aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’nda Türk kadınının gösterdiği kahramanlıkların timsalidir.
Ben de bir Şehit Şerife Bacı torunuyum. Mücadele vermeden başarı elde edilmediğini en iyi bilen bir coğrafyada doğdum. Kadınların siyasette, iş dünyasında, toplumda var olabilmek için daha çok mücadele vermesi gerekiyor. Kadın yöneticilerin Sivil Toplum Örgütlerinde var olabilmesini, güçlenmesini, yönetebilmesini, özgür ve eşit bireyler olarak ülkemize ve demokrasiye daha çok katkıda bulunmasını sağlayabilen projeler yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Şerife Bacı Belgeseli 4 Mart’ta Gösterime Giriyor
Bu arada, Kastamonu Dernekler Federasyonu (Kas-Der-Fed) ve Kastamonu Sanat Kurulu iş birliği ile hazırladığımız Şerife Bacı Belgeseli’nin 4 Mart saat: 19,00’da İstanbul’da Üsküdar‘da Bağlarbaşı Kültür merkezinde gösterime gireceğini buradan duyurmak istiyorum. Kastamonu, İnebolu, Küre ve Seydiler de çekimleri tamamlanan belgesel filminde, amacımız 1921 Millî Mücadele yıllarının ruhunu yaşatmaktı. Tüm halkımızı bu anlamlı belgeseli izlemeye davet ediyorum.
Türk kadını toplumsal alanda kendini yeterince ifade edebiliyor mu?
Günümüzde hızla yaşanan ekonomik, sosyal ve teknolojik gelişmeler kadınların gittikçe daha fazla ve aktif olarak çalışma hayatına katılarak hem kendileri, hem aileleri hem de toplumun gelişmesi açısından önemli yol aldıklarını düşünüyorum.
Büyük hayallerin peşinde koşan ekonomik yaşamın içinde yer almak isteyen kadın girişimcilerin sayısı geçmişe göre arttı. Fakat hala yeterli düzeye gelemediği kanaatini taşıyorum. Oysa kalkınmanın ve gelişmenin en önemli tetikleyicilerinden birisi, tarih boyunca vatana feda edilmiş çocukları doğuran onları topluma yetiştiren sosyalleştiren analardır.
Kadının iş dünyasında ve siyasette daha fazla yer alması için neler yapılabilir?
Türkiye’nin sosyal ve ekonomik gelişmesine katkıda bulunmak ve sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirebilmek için farklı değerler üreten / yaratan kadınların sivil toplum örgütlerine katılım sayısını ve kalitesini arttırmak, halen görevde olanları güçlendirmek, kadınların hem mesleki hem de kişisel gelişimlerini sağlamak açısından bir ihtiyaçtır.
“Kadınları girişimciliğe teşvik eden, onları yüreklendiren, demokratik haklara sahip olduklarını açıklayıp kadınları koruyan sivil toplum kuruluşlarının çoğalmasını arzu ediyorum.
Diğer taraftan da kadınlar politika yapıcıları yönlendiren güçlü organizasyonlar haline gelebilirler. Bu nedenle ülkemizde sivil toplum örgütlerine kadınların katılımı merkezi ve yerel yönetimler, medya, diğer güçlü sivil toplum örgütleri tarafından sürdürülebilir politikalar ve eğitim programları ile desteklenmelidir. Bu çabalar kadınların ve kadın yöneticilerin Sivil Toplum Örgütlerinde var olabilmesini, güçlenmesini, yönetebilmesini, özgür ve eşit bireyler olarak ülkemize ve demokrasiye daha çok katkıda bulunmasını sağlayabilir.
Son dönemde kadına karşı şiddet olaylarında artış var. Sizce bu şiddet artışının sebebi nedir?
Tabii ki öncelikle inanç zafiyeti var. Eğitimde olmadığı için akıl ve vicdan eğitimi eksik kalıyor kişiler merhametsizce birbirlerini dövebiliyor, sövebiliyor, zarar verebiliyorlar. Toplumsal yozlaşmada zaten bu iki önemli yani din ve fen ilimlerinin eksikliği ile başlıyor. Toplumsal bilincimiz hem dini hem ilmi eğitim konusunda yönlendirmeliyiz. Vicdanı pekiştiren manevi değer ve inançlardır. İlmi de besleyen bilgi eğitimidir. Bu durumda şiddet kimden gelirse gelsin, kadına şiddetin insani ve İslami bir boyutu yoktur.
Günümüzde kadına şiddet hiçbir biçimde kabul edilemez. Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi; karşılıklı sevgi ve saygının yaşanılır olması ile ölçülür. İnsan olma liyakatını göstermenin en temel göstergesi kendini tanıma, geliştirme ve katma değer ortaya koymaktır.
Toplumun kadına değeri önemini daha çok anlatmalıyız, kanun ve yargıda değişiklik oluşturulma çalışmaları attırılmalıdır. Kadını korumak için adil insanların, adil yargılamasını denetleyen hukuk sistemi ve cezaların caydırıcı olması gerekir.
Son olarak okurlarımıza mesajınızı alabilir miyiz?
Öncelikle dünyada ve ülkemizde salgın olan Covıd belasından insanların bir an evvel kurtularak sağlık içinde yaşamalarını diliyorum. Hayat şöyledir ki; başardıkça seçen sen olursun, başarısız kaldıkça seçilen. Okurlarınıza, hemşerilerimize son mesajımız şudur; yoğun nüfusumuza rağmen seçilen, yöneten değil hep yönetilenler kısmındayız.
Gelişmiş toplumlarda kadının çalışması, girişimsel aksiyonlarda bulunması vazgeçilmez haklardan birisidir. Kadınları özel girişimciliğe teşvik eden, onları yüreklendiren, demokratik haklara sahip olduklarını açıklayıp kadınları koruyan sivil toplum kuruluşlarının çoğalmasını temenni ediyorum.
Tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.
Kastamonu Dernekler Federasyonu olarak yaptığımız tüm projelerde bizlere destek veren yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımıza ve dostlarımıza teşekkür ederiz.