Gazetecilik ilgi çekici meslek olduğu kadar zor meslekler grubunda yer alıyor. Haberci haberi sunarken tarafsız olması ve olmazsa olmaz kurallarındandır.
Bu bağlamda koşullar ne olursa olsun haberci gazeteciliğin temel ilkelerine göre hareket etmeli ve kamuoyunu doğru bilgilendirilmeli.
Ekotürk Proğram sunucusu Sibel Topaloğlu ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi beğenerek okuyacağınızı umuyoruz.
İyi okumalar.
Öğretmenlik ile medya birbirinden farklı sektörler bu konuda karar verirken endişeleriniz olmadı mı? Acaba yapabilir miyim? Medyaya geçiş nasıl oldu? Neden? Nasıl karar verdiniz?
Eğitim sektörünün en etkili yollarından biri şüphesiz iletişim. Hiç tereddüt yaşamadım. Bir yola çıktığımızda artık sadece hedefe yönelmemiz gerektiğine inananlardanım. Her ne yapıyorsak en iyisini yapmalıyız. Diyalog benim hayatımın merkezi ve medya doğru değerlendirildiğinde en iyi alan. Üniversite yıllarında verdiğim bir karardı. Çok değerli isimlerden eğitimimi alarak emin adımlarla işimi toplum yararına en güzel şekilde yapmak ise yegane amacım.
Medyada ilk göreviniz ne oldu?
Bu çok ilginç bir hikaye.. İlk olarak üniversite yıllarında yerel bir gazetede röportaj köşesi ile başladım. Mezuniyet sonrası 4 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra, TRT’nin değerli hocalarından dersler aldım. Bir süre dublaj stüdyosunda değerli tiyatrocuların seslendirmelerini dinledim. Ardından Editör ve spiker olarak televizyonda ‘Basında Bugün, Gün Ortası ve Ana Haber ‘ bültenlerini hazırlayıp sundum, IP tv üzerinden Kanal34 ve TVMor’da ‘İş ve Kadın’ programını sundum. Çalışma hayatıma Ekotürk Tv’de ‘Yaşanabilir Dünya’ programı ile devam ediyorum.
Bir tarafta televizyon haberciliği, bir taraftan internet haberciliği ve yazılı basını da dikkate alırsanız size göre medya gerçekten işini doğru yapıyor mu? Size göre nasıl bir medya olmalı?
Hayatta hiçbir şey tek tip değildir. Medyanın çok sesli ve çok yönlü olması önemli. Bir haberin sunumu çok önemli ama herkes almak istediğini algılıyor.
Medyanın görevi sadece bültenleri vermek mi? Yoksa araştırma konularına mı eğilmeli?
Haberlerin yorumsuz sunulması mühim. Araştırma öğrenmenin en önemli aşaması tabiatı ile bu tür programlar toplumsal düşünce ve bilinç seviyesini yükseltecek şekilde gerçekleştirilmeli. Özellikle yeni şeyler öğrenmenin hobi, sanat, çevre, yemek fark etmez başkalarının hayatlarındaki olumsuzlukları gündüz kuşağında izlemekten daha faydalı ve keyifli olduğunun anlaşılması bu anlamda ciddi program çalışmalarının yapılmasına ihtiyacımız var. Nereye gidiyoruz? İzlediklerimiz bize ne kazandırıyor? Zihinsel ve ruhsal yapımıza neler yüklüyoruz? Farkında olmadan hayatımıza olumsuzluk mu kodluyoruz? Güzel şeyler öğrenmek hangi alışkanlıklarımız nedeni ile zor geliyor? Bu ve benzeri sorular hayatımızın içinde olmalı diye düşünüyorum.
Ülkemizde medyanın durumuna bakıldığında iktidarı destekleyen medya ile muhalif medya şeklinde ayrılıyor. Size göre medya nasıl bir tavır içinde olmalı?
Bize öğretilen her zaman doğru ve tarafsız habercilik ilkesidir. Medya halkın doğru habere ulaşması için vardır.
Medya haberciliğin kurallarına uyuyor mu? Örneğin, bir programda konuşan konuk orada olmayan hakkında suçlayıcı veya eleştirici sözler söylerken, muhatapın söz hakkı olmasına rağmen söz verilmemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben olaylarda kasıt aramanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Ortada bir karışıklık varsa bu taraflar birbirini iyi dinlemedikleri için olabiliyor. Sözümüzün dinlenmesini istiyorsak önce biz iyi bir dinleyici olmalıyız. Tartışma çözüm odaklı olmalı. Hepimiz güzel ülkemizin değerli bireyleriyiz. Yerimiz, yurdumuz birdir. Düşüncelerimiz farklı olabilir bu da Anadolu coğrafyasının mozaiğidir.
Yabancı ülkelerdeki medyayı incelediğinizde bizim ülkemizdeki medya arasında nasıl bir fark görüyorsunuz?
Yerli veya yabancı medyada birincil kaynak insanlar. Hayatın içinden olan haberlerde pek fark görmüyorum. Siyasette ise her ülkenin farklı bir yayın anlayışı var. Kültürel farklardan dolayı kullanılan üslüp ise değişkenlik gösterebiliyor. Sonuca baktığımızda haberciliğin ülkesi değil, ilkesi vardır.
Siz program yapmazdan önce konukları nasıl seçiyorsunuz? Program başlamadan önce arka planda neler oluyor?
Öncelikle konuyu belirliyorum. Sonra işinde en iyi olan, anlatımı güçlü, toplumsal fayda da işleyeceğimiz konuda en donanımlı isimlerden olmasına dikkat ediyorum. Konuklarımın işleyeceğimiz konu ile ilgili tüm yazılı ve görsel kaynaklarını araştırıyorum. Yayın öncesi benim her zaman önceliğim aktaracağım bilgidir. Elbette ekranda saç- makyaj- kıyafet izleyiciye değer verdiğimiz için önemli ama mühim olan bilince katkı sağlamayı başarmaktır.
Sibel Topaloğlu iş dışında neler yapıyor?
Hepimizin yaptığı gibi hayatın rutin akışına uyum sağlıyorum. Sorumlu bir eş ve anne olmak ilkesi ile hareket ediyorum. Arkadaşlarım ve hocalarımla görüşmeye özen gösteriyorum. Market, giyim vb pek vakit ayırmıyorum. Genelde internetten hızlıca halletmeyi tercih ediyorum. Geri dönüşüm önceliğim. Yağlı boya ve kara kalem kursu bu yılki meditasyon seçimim oldu.
Beğendiğiniz kitap ve yazarları sorsam?
İhsan Oktay Anar Puslu Kıtalar Atlası, İlber Ortaylı Bir Ömür Nasıl Yaşanır? Beklenen Kathleen Mcgowan, Dostoyevski Öteki, Canan Tan Yüreğim Seni Çok Sevdi, Dan Brown’un Başlangıç ve Da Vinci Şifresi bende etki bırakan eserlerdir. Türk klasiği Reşat Nuri Güntekin çocukluğumda okuyup hala etkisinde olduğum Harabelerin Çiçeği, Jules Verne bilim-kurgu romanları ortaokul yıllarımın vazgeçilmezi idi. Kişisel gelişim kitaplarınıda severim. Şu an aklıma gelenler bunlar.
Müzik ve sevdiğiniz sanatçılar kimlerdir?
Müzik benim için ruha hitap ediyor ve bilindiği gibi evrensel. İnsanları ortak bir payda da buluşturuyor. Enstrümantal müziği çok dinlendirici bulurum. Piyano, kanun, ney ve arp ile icra edilen her notayı keyifle dinlerim.
Güncel Kadın okuyucularına mesajlarınız neler olabilir?
Tavsiye değil ama belki ufak bir katkı niteliğinde kendi yol haritamdan bir şeyler yazabilirim. Kadınlar toplumun temelidir. Her zaman birey olarak bu duruma farkındalığımızı yüksek tutmalıyız. Çünkü kadın öğrenirse çocuklarına öğretir. Bireyleri yetiştiren, çocuğun ilk rol modeli olan özellikle Türk aile yapısında annedir. Babalar biraz daha geri planda durarak analiz yaparlar. Elbette çocuk yetiştirmek ekip işidir. Anne- baba ortak hareket ederse sağlıklı çocuklar yetişir. Sağlıklı düşünen çocuk doğru bir birey olur. Bireyler toplumları oluşturur. Netice itibarı ile aile yapımıza çok dikkat ederek egosuz ve dürüst, vicdan sahibi, ilim ve bilim ışığında yürüyen saygılı ve sevgi dolu, vatanını, milletini, Atamızı seven, tüm insanlığı kucaklayacak bilgi ve yüreğe sahip olan eleştirin gelişimin parçası olduğunu bilen nesiller yetiştirmeliyiz. Ayna olduğumuzu hep bilerek ve önce kendimizden başlayarak. Her ne yaparsak hep en iyisini yapmayı amaç edinelim. Umutsuzluğa paye vermeyelim. Bir araştırmaya göre başımıza gelen olayların %10’unu kader ve %90’ını olaylara verdiğimiz reaksiyonun belirlediğinin bilincinde olarak sakin ve iyi niyetli ilerleyelim.
Birey olarak hepimiz değerliyiz. Güncel Kadın Dergisi beğenerek takip ettiğim bir mecra, teşekkür ediyor ve başarılarınızın devamını diliyorum.