TAPV Kadınları Güçlendirme Program Koordinatörü Hazal Günel, “Kadınların, hijyen ürünlerine erişmesi bir lüks değil temel ihtiyaçtır” dedi.
Hijyenik kadın bağı birim fiyatlarında geçen yıldan bu yana yüzde 58,8’lik artış meydana geldi. Geçen yıl başında 1 liraya alınan bir hijyenik kadın bağı 1,5 lira oldu. Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı (CİSÜ) Platformu, kadın menstrual ürünlerine gelen zamlar sebebiyle erişilemez hale geldiğine dikkat çekerek, bu ürünlerin vergi oranında düzenlemeye gidilmesinin şart olduğuna işaret etti.
Menstrual ürünler, yüzde 18’lik vergi oranıyla en yüksek vergi kategorisi sınıfına giriyor. Temel ihtiyaç maddesi olan bu ürünlerdeki yüksek fiyatlar, özellikle yoksul, mülteci kadınlarda derinleşen bir eşitsizliğe yol açıyor. Konuyla ilgili değerlendirme yapan TAPV Kadınları Güçlendirme Program Koordinatörü Hazal Günel, hijyen ürünlerini kolaylıkla satın alamayan kişilerin regl dönemlerinde okula gidemediğini, gündelik işleri için dışarıya çıkamadığını belirterek, “2020 yılında İBB ile yaptığımız Roman Kadınların Güçlendirilmesi Projesi’nde eğitimlerimize katılan bir kadın, ped bulamadığında bebeğinin bezini kendisi için kullandığını, yıkayıp tekrar kullanmaya çalıştığını belirtmişti. Regl döneminde hijyen sağlanmazsa enfeksiyon riski artıyor. Enfeksiyonun önüne geçilmediği durumlarda kısırlığa varacak kalıcı ve ciddi sağlık sorunları oluşabilir. Hijyen ürünlerine erişmek bir lüks değil temel ihtiyaçtır. Hiçbir kadının veya kız çocuğunun, adet dönemi nedeniyle potansiyelini gerçekleştirmesinin engellenmediği bir dünya yaratmak mümkün” dedi.
Adaletsiz bir durum yaratıyor
Birçok kadının bu süreçte yıkanabilir kaplar ya da regl döngüsü iç çamaşırları gibi ürünlere yöneldiklerini aktaran Günel “Kadınlar, geleneksel usulde bez kullanımına dönüyor ya da regl dönemlerinde evden çıkmamayı tercih ediyor. Ayrıca, her kadın için bu ürünler uygun olmayabiliyor. Kadınlar, menstrual ürünlere gelen zamları, sosyal medyada kampanyaya dönüştürmeye çalışıyorlar. Ancak bu sorun fiili olarak devam ediyor. KDV oranlarının bu kadar yüksek olması, alınması zorunlu ve temel ihtiyaç olan ekmek, su gibi ürünlere erişememek anlamına geliyor. İstanbul ile Anadolu şehirleri arasında fiyat farkı oluyor. Kadınların istihdamdaki payının yüzde 30 olduğu düşünüldüğünde ekonomik özgürlükler açısından çok adaletsiz bir durum yaratıyor. Bu bir halk sağlığı sorunu olarak görülmelidir. Aile sağlık merkezlerinde nasıl ücretsiz kondom dağıtılıyorsa, aynı şey ped ürünleri için de yapılmalı” dedi.
TAPV Üreme ve Cinsel Sağlık Eğitmeni Nurşen Kanbur da hijyenik pede erişemeyen üniversiteli genç kadınların kendi aralarında askıda ped uygulaması ile dayanışma sergilediklerini belirtti. Kanbur, “Aldığı paketi açan, 1-2 ped veya açılmamış paket bağışında bulunuyor ve askıda pedi kullanan mümkünse yerine koyabiliyorsa koyuyor” diye konuştu.
Kadınların engellenmediği bir dünya mümkün
CİSÜ Platformu Üyesi Halk Sağlığı Uzmanları Derneği’nden (HASUDER)Prof. Dr. Pınar Okyay ise kadınların adet dönemleri boyunca gereksinimleri olan ürünlere erişimin, adet sağlığı ve hijyenini iyileştirmenin anahtarı olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “Kadınlar hem bir yandan tabularla savaşırken bir yandan da adet dönemi ile ilgili gerekli malzemenin sağlanması gerekiyor. Hiçbir kadının veya kız çocuğunun, adet dönemi nedeniyle potansiyelini gerçekleştirmesinin engellenmediği bir dünya yaratmak mümkün…”
Türkiye’nin de KDV oranını düşürmesi gerekiyor
Okyay, dünyanın dört bir yanındaki sosyal girişimcilerin, kadınlara ve kız çocuklarına uygun fiyatlı adet ürünleri ve üreme sağlığı bilgileri sağlamak için projeler ürettiklerini, ancak bu konuda devletlerin organize çabalarına ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Özellikle pandemi ile kadınların gelirlerinde gözlenen düşüşün bu malzemelerin tedariki zorlaştırdığını belirten Okyay, sözlerine şöyle devam etti: “Bu durumu dikkate alan bazı ülkeler, ped ve tamponların vergilerini azaltma, ücretsiz sağlama gibi iyileştirmeler yoluna gittiler. Ülkemizde de benzer bir sürecin geliştirilmesi gerekiyor. Kadın hijyen ürünlerine erişim eksikliği yaygın bir küresel sorundur. Konuyla ilgili ülkemizde güncel bir veri bulunmuyor. Kenya’da adet görenlerin yüzde 65’i adet ürünlerini karşılayamazken, ABD’de düşük gelirli kadınların yaklaşık üçte ikisi geçen yıl tampon veya ped gibi hijyen ürünlerine erişemedi. Sahra Altı Afrika’daki her 10 kızdan birinin sıhhi ürün eksikliği nedeniyle adet döngüsü sırasında okula gidemediğini biliyoruz.”