”Hayatın tadını çıkar, ölü olmak için bolca zamanın olacak.”
Hans Christian Andersen
Tarih boyunca hem korku hem de bir merak konusu olmuştur ölüm. Daha doğrusu ölüm sonrası ruhun yaşayacakları, nereye gideceği ya da gitmeyeceği… Acı çekip çekmeyeceği…
Bu sorulara kendince yöntemler bulmuş olan bir çok medeniyet, kendi mitlerini yaratmış ve ruha yolculuğu sırasında yardım edecek bir figür mutlaka bulmuştur. İşte Yunan Mitolojisinde de Kharon ruhları yer altına, yani Hades’e götürmekle görevlidir. Hades’in yönetimine giren ruhlar yaşamları sırasındaki davranışlarına ve hayatı yaşayışlarına göre Hades’in cennet bahçelerine yani Elisyon’a ya da sonsuza kadar ısdırap çekecekleri Hades’in cehennemine Tartarus’a gönderileceklerdir ve Kharon onların yol göstericisidir.
Ruh eğer geleneksel yöntemlerle gömülmemişse Kharon tarafından reddedilir ve 100 yıl boyunca acı çekerdi. Para karşılığında ruhları çoğunlukla Acheron’dan, yani acı nehrinden geçirirdi. Hades’deki 5 ırmaktan birisi olup, Acheron (keder), Cocytus (iniltiler), Styx (nefret), Pyriphlegethon (ateş), ve Lethe (Unutmak) olan bu nehirlerden geçiren cehennem kayıkçısı Kharon, gümüş sikkelerle birlikte gömülmüş olan ölülerin ruhundan o parayı ister ve ancak o şekilde onları kayığına kabul ederdi.
Aynı zamanda Acheron nehrinin Hatay’daki Asi nehri olduğunu ve Antakya’daki St.Pierre kilisesinin 200 m. kadar ilerisinde 4 metreye 1,5 metre boyutlarında bir Kharon kabartması olduğunu da biliyor muydunuz? Yüzü Kuzey’e dönük olan bu kabartma Antakya’ya bakarken, ”bir gün mutlaka hepiniz o nehirden benimle birlikte geçeceksiniz.” der gibidir. Kabartmanın üzerine ölüme dair sözler yazılmış, ancak doğa şartları zaman içerisinde bu yazıların silinmesine neden olmuştur. Bir söylentiye göre ise silinen yazının ”Benim servetim ayaklarımın altındadır.” olduğudur.