Devrim ablayla tanışıklığımız ( abla diyorum paylaştığımız güzel anılardan zamanlardan gelen alışkanlık. ) Ankara da çektiğimiz günlük dizi yıllarına dayanır. Küçücük bir kızdım, kendime en yakın hissetiğim insanlardan biriydi. Disiplinli ve sabırlı, espirili ve hoşgörülü. Kısaca biz gençlerin örnek kişisiydi. Onu samimi ve içten biri olarak tanımlarım ben, ona soracak olursam:
İnsanın kendini tanımlaması zor. Ama mutlaka bir şey söylemem gerekirse, kendimi; Etrafındaki her şeyi, herkesi, her durumu anlamaya çalışan biri olarak tanımlayabilirim… Benim için anlama çabası, hayat ve onun sınavları karşısında bir tür sigorta görevi görüyor.
Müziğin, edebiyatın, sinemanın çok konuşulduğu bir evde büyüdüm. Haftada en az iki kez sinemaya gidilen, sürekli kitap okunan, dost meclislerinin mutlaka şarkılarla süslendiği bir ev. Ancak ben oldukça utangaç, içe dönük bir çocuktum. Babam bu yönüm karılsın diye beni bir tiyatro kursuna kaydettirdi ve her şey ondan sonra başladı. Lise yıllarına geldiğimde, artık oyuncu olmaya karar vermiştim. Sonrası da geldi zaten.
Sanat sevgisinin ve eğitiminin ailede başlaması büyük şans. Devrim ablada bu konuda çok şanslıymış. Sanatın birçok dalıyla uğraşan ve başarılı olan birine sanat sizin için ne demektir diye sorulduğunda, bu kadar güzel cevap verilebilir.
Sanat benim için, hayata, kendinize, yaşadığınız toplum ve dünyaya bir değer bırakma çabası. Aynı zamanda, yapanın da izleyenin de birlikte şifalandıkları bir alan. Belki de hayata tahammülün en mutluluk verici yolu…
Dünya değişiyor, dönüşüyor, yeni bakış açıları, yeni yöntemler yeni anlatım araçları ve dilleri, doğal olarak sanatı da etkiliyor. Bu çok doğal ve anlaşılır. Ancak hayatlarımızı ele geçiren teknolojinin, sanata fazlaca bulaşmış halini sevmiyor, sevemiyorum. Galiba dönüşüm ve değişimi sanatın yaptığı bir dünya hayal ediyorum.
Duruşuyla ve başarısıyla gençlere örnek olmasının yanı sıra, hocalık yaparak ta genç sanatçıların yetişmesine emek veren Devrim Yakut’un genç sanatçılara verdiği öğütlerde göz ardı edemeyeceğimiz gibi.
DEVRİM YAKUT; Genç sanatçılara, genç olduklarını asla unutmamalarını, denemekten, keşfetmekten, hayallerinin peşinden koşmaktan asla vazgeçmemelerini, hata yapmaktan korkmamalarını, mükemmel diye bir şeyin olmadığını, mükemmeli ararken hep doğaya bakmalarını, sanatın daima doğayı taklit etmekle işe başladığını hep hatırlamalarını, bir de en önemlisi, eğitimden, kendilerini sürekli geliştirme mecburiyetinden uzaklaşmamalarını salık veririm.
Bu güzel sohbetin için teşekkürler Devrim abla. Ekrandaki yılların uzun olsun bizde seni hep keyifle seyredelim. Sevgiler…