31 Mart Yerel Seçimlerine günler kala partilerin kendi aralarında oluşturdukları seçim ittifaklarında kazanlar yüksek hararette kaynadıkça kaynıyor.
Çirkin söylemlerin havada uçuştuğu ve partililerin hakaretleri ile çıkılan bu “yerel” seçim yolculuğunda sanırsınız ki bir iktidar meydan muharebesindeyiz.
Bu sert söylemlerin halkın içindeki hoşgörüyü, sempatiyi öldürdüğünün ve kendilerinden gitgide uzaklaştırdığının farkında olmalı siyasiler.
Sizce siyasiler gerçek anlamda halkın ne istediğine kulak ve önem veriyor mu?
Çizilen tabloya bakılacak olursa, halkın buna pek inancı var gibi görünmüyor.
Halkın önüne sadece seçenekler konuluyor ve bu seçenekler oylamaya sunuluyor.
Bu güne kadar halka beklentileri ve istekleri soruldu mu hiç?
Oysa gerçek bir seçim, halkın taleplerinden geçer.
Bakınız, Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu halkın çok istemesine rağmen yeniden aday olarak gösterilmedi.
Burada Kesimoğlu’nun, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olduğunu, Turizm Bakanlığında Bakan Müşaviri olarak görev yaptığını, Mülkiyeliler Birliği Genel Başkanı, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Başkanı, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Vakfı 2. Başkanı, Kırklareli Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı olarak görev üstlendiğini, 22. Dönemde Kırklareli Milletvekili seçildiğini ve 22. Dönemde Türkiye-Estonya Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı olduğu gibi üstün nitelikler sahibi olduğunu uzun uzun yazmayacağım(!)
Neden bu kadar zengin bir özgeçmişe sahip olan Sayın Kesimoğlu halkın %70’i tarafından istenmesine ve yeniden aday gösterilmesi için toplanan 17bin imzaya rağmen yeniden aday gösterilmedi?
Bunun yanıtı ise yukarıda sorduğum sorunun ta kendisidir.
Halkın fikrine kimse önem vermiyor!
Kesimoğlu’nun Muharrem İnce yanlısı olması ve Kemal Kılıçdaroğlu’na muhalif olması demek, halkın değil, Kılıçdaroğlu’nun ne istediğini doğrudan işaret ediyor.
Bu örnek sadece Kırklareli ile de sınırlı değil.
Kadıköy’de Aykurt Nuhoğlu, Kartal’da Altınok Öz, Silivri’de Özcan Işıklar gibi sevilen isimler, Kemal Beyin karşısında durdukları için yeniden aday gösterilmediler.
Sayın Kılıçdaroğlu, size genel başkanlığını yapmakta olduğunuz partinizin “Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik ve İnkılapçılık” ilkelerini hatırlatmak isterim.
Kendi içinizdeki bölünmüşlük ve halkınızın sesine kulaklarınızı tıkamanız, partinizin her geçen gün kan kaybetmesine neden olmaktadır.
“Koltuk sevdası olanların bu partide yeri yoktur” diyen siz, taban tabana zıt olduğunuz fikirlerle işbirliği yaparak bir adım ileriye gidebileceğinizi zannediyorsanız, çok yanılmaktasınız.
Halkçılıktan uzak duruşunuz ile çeki düzen vermediğiniz ve kendi içinizde gitgide bölünmekte olduğunuz anlayışınızla iktidar partisinin ekmeğine adeta yağ sürmektesiniz.
Bu duruşunuz, sizin muhalif değil, işbirlikçi olduğunuzu düşündürmektedir.
Unutmayınız ki Türkiye’den çok sayıda siyasi parti gelip geçmiştir ama kalıcı olan yegâne parti, halkın partisi olan “CUMHURİYET HALK PARTİSİ”dir ve bu partinin, ayrıştıran değil, ilkelerine layık bir şekilde partisini ayakta tutan ve halkının sesi olan bir başkana ihtiyacı vardır.