Tüm dünyayı kasıp kavuran, pandemi sonrası devlet tarafından verilen, Kısa Çalışma Ödeneği ve Nakdi Ücret Desteği, çok fazla olmadığı yönünde eleştirilse de, hem pandemi ile derin yara alan Türk iş dünyasının her kademesinde ki sektörüne hem de çalışanlara can suyu olduğunu yaşayıp deneyimledik.
Mart 2020’de başlayan ve “Korona virüs nedeniyle zorlayıcı sebep” kaynaklı belirli sürelerle, uzatılan Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) gibi iş dünyası temsilcilerinin ısrarlarına rağmen 31 Mart 2021’de sona ermemesini umduğumuz halde sona erdi.
Ve piyasa büyük bir işsizlik dalgası yaratacak olan ve ön görülebilir olumsuzlukların yaşanacağının açık net şekilde orta da olmasına rağmen maalesef; İşten çıkarma yasağı ise 17 Mayıs 2021’de sona eriyor.
Tüm bu olumsuz gelişimler yaşanırken artan Korona virüs vakaları sebebiyle yeniden tam kapanma olursa çalışamayan, üretemeyen kesim ne yapacak?
Nereye kadar idare edeceğiz belirsiz iken; gelen haberler ve düzenlemenin içeriği çelişkili olmasına rağmen, KÇÖ kapsamında olup normal çalışma düzenine giren işyerlerinde üç ay süre ile uygulanacak Normalleşme Desteği yürürlüğe girmiş durumda. Bu destek, KÇÖ kapsamında olup ücretsiz izne çıkarılmayan çalışanlar için geçerli olacaktır. Ama 30 HAZİRAN 2021 de bitiyor olması da aslında işveren ve çalışan arasında Araf’ta kalma durumlarına sebep olmaktadır.
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun geçici 26. maddesi kapsamında uygulanan Normalleşme Desteği’nden geçen yıl yararlanmış işletmeler ise toplam altı ayı geçmemek üzere, kalan destek sürelerini Nisan-Haziran 2021 aylarında kullanabiliyor.
Detaylandırmak gerekirse;
İşveren kesimi, KÇÖ kapsamında olan çalışanlarını 1 Nisan 2021’den itibaren normal çalışma düzeninde çalıştırmaya devam ederse, üç ay süre sigorta primlerinin işçi ve işveren payı İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacağını belirtiyor.
Verilen destek, çalışanın ay içinde KÇÖ kapsamında bulunduğu gün sayısına göre verileceği ve çalışan 20 gün KÇÖ kapsamında olduysa, verilen destek 20 günlük prim tutarına karşılık geliyor olacaktır.
Ama bu nokta da önemli bir detay var ki bence gözden kaçırılan;
Geçici 26. Madde kapsamında işverenler, 1 Temmuz 2020 tarihinden önce KÇÖ kapsamına giren çalışanları için bu destekten yararlanabiliyor. Pandeminin ikinci pik yaptığı 2020 Kasım ayında Hükümet’in aldığı kararla 1 Aralık 2020-31 Ocak 2021 tarihleri arasında, çalışanları için KÇÖ başvurusu yapan ve başvuruları kabul edilen işverenler bu destekten yararlanamıyor olacaklar.
Bu maddeye gör prk çok mağdur ortaya çıkacaktır. Çünkü sonradan girene ödenek yok. Aslında bu maddenin düzenlenmesi gerekmektedir. Hatırlamak gerekiyor ki, daha önce KÇÖ uygulamasından yararlanan işyerlerinin, ilave işçi için de KÇÖ talebinde bulunabildiği Aralık ve Ocak aylarında, yüz binlerce işçi bu kapsama alınarak ikilem ve haksız durum düzeltilmişti.
Kısa çalışma ödeneğinde bir diğer gözden kaçan detaya bakalım;
Geçen yıl normal mesai düzenine geçen, ancak sonrasında yeniden KÇÖ talebinde bulunan ve talepleri kabul edilen işverenler için olan bölüm;
İşletme 1 Temmuz 2020’den önce KÇÖ kapsamın da, işlerin normalleşme görüntüsü verdiği Eylül ve Ekim aylarında normal çalışma düzenine geçtiyse ve yaşana olumsuzluklar sebebiyle pandeminin ikinci kez pik yapması ile çalışanlarını Aralık ve Ocak, Şubat, aylarında yeniden KÇÖ kapsamına girmiş bulunmasıyla Normaleşme Desteğinden Mahrum kalıyor.
Dikkatle inceleme yaptığımızda, Hükümet’in müjde olarak açıkladığı Normalleşme Desteği; Aralık 2020 ve Ocak 2021 aylarında KÇÖ kapsamına ilk kez giren ya da daha önce normal çalışma düzenine geçmiş ancak daha sonra işleri tekrar bozulduğu için ikinci kez KÇÖ kapsamında çalışanı olan işverenlere verilmeyeceğini ortaya koyuyor ki buda mağduriyetlerin sayısını artıracaktır.
Verilerin detayına baktığımızda durumun ciddiyeti ve detayların yeniden düzenlenmesi gerekliliğini ortaya koyacaktır.
Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre,
31 Mart 2021 tarihi itibarıyla;
Türkiye’de 3 milyon 763 bin 760 kişi Kısa Çalışma Ödeneği’nden,
2 milyon 507 bin 958 kişi ise Nakdi Ücret Desteği’nden yararlandı.
Bugüne kadar Normalleşme Desteği verilen çalışan sayısı ise 3 milyon 183 bin 435 olarak gerçekleşti.
KÇÖ ve Nakdi Ücret Desteği’nden yararlanan kişi sayısının toplamı (6 milyon 271 bin 918), Normalleşme Desteği verilen çalışan sayısı arasında ki farkı bulduğumuzda, 3 milyon 88 bin 483 rakamına ulaşılıyor ki bu büyük bir rakamdır. Bunun düzeltilmesi elzemdir.
Tüm bunların dışında yaşanan krizden ana çıkış yollarında yapıla bilecekler bana göre neler olmalı? Sorusunu bende her vatandaş gibi düşünüyorum. Bu süreçte, en azından, doğrudan yatırım yapan, fabrika kuran, istihdam sağlayan, katma değer yaratan yeni yatırımlardan Kurumlar Vergisi alınmayabilir. Yaşanan kriz vergi politikaları ve teşviklerle, Türkiye bu durumu bir pazarlama metodu olarak kullanırsa, işveren ve çalışanın sırtına bindirdiği vergi gelirlerinden çok daha fazlasını kazanabilir. Sürekli söylenen ve benim de tekrarlayacağım, rekabetçi fiyat politikası izlenecek sanayileşme tek çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunu başarmamız halinde ancak “ihracata dayalı büyüme” mottomuz gerçek olur. Yoksa içi boş bir cümle olmaktan gayrı anlam ifade etmeyecektir. Bizler nüfusu giderek artan ama geliri azalan ülke olarak, ancak üretim ve sanayileşmeyi 3 katına çıkardığımızda tüm sorunsallardan kurtulabileceğiz.
Bereketli bir hafta olsun.
Dr. Bahar Zeynep Barut.
Managing Director
Beyond to Human R.M.C