Sevgili okurlarım,
Bir arkadaşımın çok kullandığı bir söz vardır “ Vaziyete hakim miyiz?”
Sahi, bu pandemi sürecinde vaziyete hakim miyiz? Şüphesiz olan da var olmayan da. Fakat gördüğüm kadarıyla şu günlerde çoğunluk vaziyete hakim olamamakta!
İçerisinde bulunduğumuz hayli zorlayıcı zamanın ekonomik ve psikolojik birçok açıdan bizleri etkilediği kesin. Bu dönemde oluşabilecek psikolojik sıkıntılara karşı bizlerin hazırlıklı olması ve ‘psikolojik sağlamlık’ geliştirmemiz gerek. Ciddi belirsiz bir dönemin içerisindeyiz ve belirsizlik insanların rahatlıkla baş edebildiği bir durum değil.
Şunu unutmayın, tüm dünyayı etkileyerek önemli salgın haline gelen Koronavirüsü’ün size ya da sevdiklerinize bulaşmasını düşünerek endişe duymak çok normal ve sağlıklıdır. Fakat bu durumun seyri kısmı korku ve kaygı derecesinden çıkarsa işte o zaman hayatımız bu durumdan çok daha fazla olumsuz etkilenir.
Hastalıklar, kayıplar, yas, ayrılık, doğal afetler, ilişki problemleri, iş kaybı, psikolojik rahatsızlıklar… Yaşamda başımıza birçok olumsuz olay gelebilir. Bu olayları engellememiz genelde mümkün değil. Kimi insanlar karşılaştıkları bu zorlukları çabucak atlatıp eski hallerine dönerken, kimileri desteğe ihtiyaç duyabilir. İşte bazılarını zorlu yaşam olayları karşısında esnek hale getiren bu özelliğin adı, psikolojik sağlamlık veya duygusal dayanıklılık. Salgın sürecini en az hasarla atlatmak için psikolojik sağlamlık korunmalı.
Size iyi gelen kişileri, kitapları, şarkıları ve filmleri hep yanınızdan ayırmayın. Bunları rutinleriniz haline getirin ve bu rutinlerin size umut, iyimserlik ve yaşam becerisi sağlıyor olduğuna dikkat edin.
Sosyalleşmek koruyucu bir faktördür. Arkadaşlarınız, akrabalarınız, aileniz ve yakın çevreniz ile geçirdiğiniz zaman ve onlarla olan paylaşımlarınız psikolojik sağlamlığınızı artırır. Böylesi durumlarda artık yüz yüze görüşmeler buluşmalar olamadığına göre sosyal medya kullanın, duygularınızı yazın, paylaşın. Tabi medyayı doğru ve yerinde kullanmak şartıyla!
Ve tabi ki umudu hayatınızdan çıkarmayın. Umut psikolojik sağlamlığın en önemli parçalarındandır. Bizi her gecenin sabahı her karanlığın aydınlığı olacağı düşüncesine yönelten içimizdeki umuttur ve bu umut psikolojik sağlamlığında gelişmesine yardımcı olur.
İlk defa böyle bir durumla karşılaşıyor olabiliriz. Önemli olan bu durumu defalarca kötü senaryolarla düşünmektense, kötü durumların önüne geçmek için alınmış güvenli bir önem olarak görmeliyiz.
Bütün bu yazdıklarımı Polyannacılık olarak düşünebilirsiniz. Oysa farklı bir şey olduğunu fark etmek gerekiyor. Polyannacılık yaşanılan hayatta olumsuz hiçbir şeyi görmemek, her şeye olumlu bakmaktır. Halbuki hayata olumlu bakmak, pozitif olmak yaşanılanların olumlu ve olumsuz tüm yönlerini görmek, olumsuzla mücadele edip, olumluya odaklanmayı hedeflemektir.
KORKMAKTAN KORKMAYIN!
Mark Twain “Cesaret korkunun yokluğu değil korkuya direnmek ve hükmetmektir” der. Unutmayalım ki korkular düşüncelerden kaynaklanır. Olumlu düşünerek korkularınızı kontrol edebilirsiniz. Cesaret korkusuz olmak değil korkunun üstesinden gelebilmektir. Korkularınızla kendi başınıza mücadele edin.
Salgın sürecini ruh sağlığı açısından en az hasarla atlatmak için sağlığı korumak adına kişisel olarak önlemler alınmalı. Hayatın devam ettiği gerçeğinden hareketle psikolojik sağlamlık korunmalı.
Vaziyete hakimliği sakın elden bırakmayın. Gerekirse uzman yardımı alarak süreci takip edin.
Kalın sağlıcakla, iyilikle, umutla…